Ennab babasının yanında olduğu için mutluluktan uçuyordu. Diğer taraftansa nerdeyse iki gündür babasına haber vermediği için kendi kendisine hayıflanıyordu. Ancak Ritka öğrenmişti ki asesler gerekli bilgileri adama iletmişlerdi ve bu yüzden de adam nispeten rahat rahat uyuyabilmişti. Ritka gizli gizli baba-kızı izlerken kendi babası aklına gelmişti: acaba sırf oğlunu korumak adına onu ashas'a göndermemek üzerine plan yapmış olabilir miydi? Üykül'ün yanına yaklaşarak ona babasına mektup yazmak istediğini söyledi: bu mevzuyu tam olarak öğrenmesi ve babasına durumu hakkında bilgi vermesi gerekiyordu, böyle hissetmişti daha doğrusu.

Bunları Üykül gibi duygu mefhumundan habersiz olan birisiyle paylaşmak sonradan kendisine garip gelmiş olsa da kendisini iyi hissettirmişti. Üykül de bu isteğine karşılık olarak yüzüğünden bir parşömen ve kalem çıkartarak Ritka'ya vermişti ve eklemişti:

"selam söylersin, saygılarımı iletirsin. Adıma teşekkür etmeyi de ihmal etme, seni düzgün yetiştirmiş ne de olsa..." sonra ağır adımlarla ayrılmıştı Ritka'nın yanından ve Niran'la konuşmaya başlamıştı. Ritka'nın mektubu, Üykül ve Niran'ın muhabbeti, Ennab'ın babasıyla hasret gidermesi maalesef kendi istedikleri kadar uzun sürmemişti zira tüm yarışmacılar çığırtkanlar aracılığı ile arenaya çağırılmıştı. Ennab'ın babasından ayrılması zor olsa da sonunda grup arka tarafa geçmeyi başarabilmişti.

Üykül arka tarafa doğru ilerlerken Ezzkab da Renca'nın koluna girmiş ve onu locaya doğru sürüklemeye başlamıştı.

Hakem turnuvanın son bölümünü anlatıyordu ve kurallar basitti: isteyen herkes bireysel olarak veya bir grup bünyesinde, bireysel veya grup olarak karşılarına çıkan rakiplerini savaşamayacak durumu getirmek zorundaydılar. Öldürmek kesinlikle yasaktı: çünkü öldürmek kolaydı ama öldürmeyecek kadar gücüne hâkim olabilmek gerçekten başarılı olanların yapabileceği bir şeydi. Aynı şekilde kalıcı sakatlıklara sebebiyet vermek de yasaktı: ne kadar başarılı olunursa olunsun, birilerini sakatlayanlar turnuvadan diskalifiye edilecekti ve gerekmesi halinde ağır cezalar verilebilecekti. Hakem şu anda iç tarafta bekleyen görevlilerden gelecek olan grup bilgilerini beklediklerini de söyleyerek konuşmayı bitirdi.

Arka tarafta ise bu konuşmayı rahat bir şekilde duyan katılımcılar, gruplarını son kez kontrol etmeye başlamışlardı bile. Burada şöyle bir çıkmaz vardı: eğer çok kalabalık bir grupla çıkarlarsa kendilerini gösterme ihtimalleri azalacaktı; çok az sayıda olurlarsa da rakiplerine yenilebilirlerdi.

Ennab yine yerinde duramazken Ritka rakiplerini kurt bakışıyla tarıyordu ve tehlikeli olabilecekleri kendince aklına yazıyordu; Niran yapacağı büyüleri ve efsunları düşünüyordu Üykül ise gözlerini kapatmış bekliyordu. Sonra bir anda gözlerini açarak,

"la bir şey soracağım. Bugün çok garip bir şey oldu: sabah hizmetçi beni kaldırmaya çalışırken bildiğin etrafımda olanları ve kadının söylediklerini idrak edemez haldeydim. Sebebi ne olabilir ki?"

"uyku sersemliği olmasın" dedi Niran alaycı bir ifadeyle,

"oha siz her uyuduğunuzda bu şekilde mi uyanıyorsunuz?" diye şaşkınlıkla cevap verdi Üykül, Niran ve Ennab anlamayan gözlerle Üykül'e bakınca Ritka cevap verdi:

"evet Üykül uyuduğumuz zaman bazı insanlar senin uyandığın gibi uyanır, buna uyku sersemliği deriz. Sebebi de uykunu alamamış olmaktır. Tebrikler ilk kez uyumayı başarmışsın sen de..."

"la uyku böyle bir şeyse istemem ben iyi ki de uyuyamıyormuşum" buna cevabı Ennab verdi bu sefer,

"ne yani bu zamana kadar hiç uyumadın mı?"

"benim uyku olarak bildiğim durumda bile kafam çalışmaya devam eder, zaten o uyku hali de en fazla yirmi dakika falan sürmüştü: kanallarıma ilk kez su yürüdüğünde babamla beraber kafaları çektiğimiz geceydi o da."

ejderha günceleriOnde histórias criam vida. Descubra agora