9.BÖLÜM: KANAT

2.1K 180 166
                                    

Hissettiği duyguları tek bir kelimeyle açıklayacak olsaydı, bu arzu olurdu. Arzuyla dolup taşıyordu genç adam, hesaplaşma arzusuyla geçiriyordu günlerini. Hayatının her evresinde KODA adındaki örgütte emeği geçenleri cezalandırmak istemişti fakat Alyssa ile tanıştığı andan itibaren bu isteği artmıştı.

Alyssa, kendisine eski günlerini hatırlatıyordu. Kardeşine olan bağlılığı, hiç bitmeyecekmiş gibi görünen sevgisi bunu sağlıyordu. Her zaman bir ağabeyinin olmasını istemişti Cyrus. Eğer bir ağabeyi olsaydı belki o da Cyrus'ı severdi. Belki o da değer verirdi ona, belki o da arardı yıllar sonra.

Biliyordu ki Cyrus, Alyssa'nın polis olmasındaki en büyük etken kardeşini bulma isteğiydi. Gülümsedi adam, Alyssa güçlü bir kadın olmalıydı. Güçlü olmak zorundaydı, çünkü KODA'nın içine girdiği her an canı biraz daha yanacaktı.

KODA buydu. Seni içine bir kez alırdı ve asla serbest bırakmazdı.

Yanında iki polis memuruyla beraber verilen adrese gidiyordu. Adrese yaklaştıklarını hissettiğinde polislerden kurtulmaya karar verdi.

Cebindeki silahı çıkardı ve yanında oturan polise hiç beklemediği bir anda ateş etti. Şoför koltuğundaki adam, hiçbir şey anlayamadan ona da ateş etti ve hızla kendini ön koltuğa attı. Direksiyonun kontrolünü ele geçirdi ve sağa çekti. Gelmişti işte, yüzleşecekti geçmişiyle. Oldukça ıssız bir yerdi burası, küçük bir evden başka hiçbir şey yoktu. "Güzel," dedi içinden. Kalabalıkları sevmemişti hiçbir zaman.

Usulca evin kapısına yürüdü ve kapıyı tıklattı. "Kim o?"

"Şey..." dedi adam sesini incelterek. "Arabam bozuldu da... Bir bakabilir misiniz?" Birkaç saniye sonra evin kapısının kilidi açıldı. Dışarı yaşlı bir adam çıktı, elli yaşlarını geçmişti. Ama yüzü hala aynıydı.

O'ydu işte. Uyuşturucu satması için kendisini zorlayan, fotoğraftaki adam. Netty'nin babası.

"Kapıyı açtığınız için teşekkür ederim. Arabam hemen ileride sayılır." Beraber arabaya kadar yürüdüler. "Ben bu işlerden hiç anlamam." diye söylendi Cyrus. Adam, arabanın önünü açtı ve biraz bakındı.

"Bir şey yok gibi görünüyor." Omuz silkti adam, evine geri dönmeye hazırlandı. Tam o sırada Cyrus cebindeki şok cihazını adamın sırtına bastırdı.

"Aşama bir, tamamlandı."

Arabanın kapısını açıp torpidodan şeffaf kıyafetini aldı. Bu kıyafeti birkaç gün önce almıştı. Şeffaf, dar kıyafet üstüne yapışıyor ve hiçbir şekilde DNA'sını etrafa bulaştırmıyordu.

Adamı sırtına attı ve evine doğru yürüdü. Ayağıyla kapıyı ittirdi ve içeri girdi. Elektroşokun etkisi uzun sürmezdi; birazdan ayılmasını bekliyordu. 

Mutfağa doğru ilerledi, ucu sağlam bir bıçak aldı. Yandaki odaya geçti ve bir halat aldı. Odayı tarıyordu; işine yarayabilecek bir şeyler arıyordu. Çekmeceleri karıştırdı, hiçbir şey bulamadı. Derken aklına yatağa bakmak geldi.

Yorganı kaldırdığı anda gördüğü şey gülümsetti Cyrus'ı. Netty'nin babası, uyuşturucu kullanıyordu. Yatağa sakladığı iğne enjekte edilmeyi bekliyordu. 

İğneyi kavradı ve salona doğru ilerledi. Adam hala yerde yatıyordu. Kendine gelmek üzereydi; nefes sesleri düzene girmişti.

Halatı uzatarak bir ucunu demire, diğer ucunu adamın eline bağladı. "Uyan!" Suratına sert bir tokat attı. Adam uyanmadığında masanın üstündeki bir bardak suyu adamın suratına boşalttı. 

Renklerin KatiliWhere stories live. Discover now