7.BÖLÜM: TANIK

2.4K 202 148
                                    

-

Bacakları kontrolden çıkmış gibiydi kadının. Netty, az önce seri katilin elinden kaçmıştı. Daha doğrusu, seri katili bıçaklamıştı. 

Ölmesine ramak kala kendisini kurtarmıştı. Kime gitmeliydi? Kimden yardım istemeliydi? Polise gitmesi ne kadar doğruydu?

O ana kadar hiç aklına gelmeyen bir şeyi düşündü kadın. "Ya seri katil o değilse?" diye düşündü. "Bu bir şeyi değiştirmez. Yine de beni öldürmeye çalıştı..."

Zihninde binlerce düşünce vardı. Güvenlik kameraları var mıydı? Eğer yoksa adamın kendisine saldırdığına inanmazlardı. Ayrıca bıçağı orada bırakmıştı, üstünde parmak izleri vardı.

"Düşün, Netty... Düşün!" Düşünemiyordu. Yetisini kaybetmişti; hiçbir şeyi planlayamıyordu. Bu nedenle aklına gelen ilk şeyi yaptı. Geriye doğru koştu. Bıçağı oradan almalı, ambulansı aramalı ve kaçmalıydı.

Yorulmuştu, nefes alamıyordu. Buna rağmen koşmaya devam etti. Az önce uzaklaşmak için çırpındığı yere geri dönüyordu. İşte Cyrus Redd, böyleydi. Uzaklaşmak isterdiniz ancak asla beceremezdiniz. Sizi kendine daha çok çeker hatta bağımlısı yapardı. Sonrası tahmin edilebilirdi. Hayatınızı ona göre şekillendirirdiniz; kısa bir süre sonra hayatınız o olurdu.

Cinayetin işlendiği yere döndüğünde şaşkınlığa uğradı kadın. Araba oradaydı, az kalsın içinde ölebileceği araba oradaydı. Ama adam yoktu.

"Ne?" Arabaya yaklaştı. Adam gitmiş olabilir miydi? Ya da yaralı haliyle hala burada olabilir miydi? "Neredesin! Çık ortaya!" Sesi titriyordu, korku bedenini ele geçirmişti. Katil hala burada olabilirdi.

Bıçağı yerde bıraktığından emindi fakat ortada bıçak da yoktu.

Polise gitmeliydi. Bunca şeyin altından kendisinin kalkmasını imkanı yoktu; bu nedenle polise gitmek, en iyi tercihti belki de...

Telefonunu çıkardı ve polisi aradı. "Buyurun?"

"Birisi... Bana saldırdı."

-

Kapanmış gözleri, tekrar açılmak için can atıyordu Cyrus'ın. Bu... Sanki yeni doğmuş bir bebeğin gözlerini açmak istemesi gibiydi. Veya küçük bir köpek yavrusunun gözlerini açıp etrafı görme isteği gibi... Yeniden doğmak istiyordu. Yeniden kendi benliğine kavuşmak, yoktan var olmak istiyordu. Başaramadı.

Acıya alışmıştı, karnındaki acı şuana kadar çektiği acılar arasında en büyüğü sayılmazdı. Onun asıl takıldığı nokta, başarısız olmasıydı. İlk defa birisini öldürememişti. Ve ilk kez kurbanlarından birisi kendisine karşı çıkmıştı.

Gözkapakları kendisine engel oluyordu, büyük bir duvar işlevi görüyordu. Korna sesi duydu, ardından arabaların seslerini... Neredeydi? Ambulansa mı bindirilmişti yoksa bir arabada mıydı? Kim onu arabasına almıştı? Hiçbir şey anlamıyordu Cyrus.

Bir kadın sesi duydu. Fısıldıyordu, korkmuş gibiydi ancak çok yakındı. Ön koltuktan geldiğini anlaması gecikmedi. "Dayan, Daemon. Tek umudumuz sensin."

Tek cümle, beş kelime. Eğer anlayabilseydi, her şeyi çözebilirdi.

Ancak kelimeler birbirine girdi, adeta bir ninni gibi bilinçaltına sızdı. Algılayamadı sözcükleri, serbest bıraktı bedenini.

Kadın, onu hastaneye götüremeyeceğini biliyordu. Öldürmek üzere olup elinden kaçırdığı kadın polise gitmiş olmalıydı; bu nedenle polis ilk olarak hastaneye yeni kayıt yaptıran insanlara bakacaktı. Bu işi kendisi halletmeliydi.

Renklerin KatiliNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ