7.Bölüm: SAVAŞ ÇANLARI

Start from the beginning
                                    

"Büyünce psikolog mu olmak istiyorsun?" Onu kışkırtan bendim ama yine öfkelenen ben olmuştum.

"Çocuklaşmanın manası yok. Sana sadece düzgün geçinmemiz gerektiğini anlatmaya çalışıyorum." İşaret parmağını çenesinin altında gezdirdi ve kafasını iki yana salladı.

"Hayır, sen sadece beni kışkırtmaya çalışıyorsun." Yerimden doğruldum yeşil gözlerine dalmamaya çalışırken. Ilgar çok yakışıklı ve bir o kadar da uyuz bir adamdı.

Üzerindeki hırkası açılmış ve altındaki sıfır kollu tişörtten kol kasları gözüküyordu. Kolu o kadar iriydi ki sanırım benim on kolum falan ederdi. Gerçi benimkisi sadece kemikti, onda ise tonla kas var gibiydi. Pürüzsüz teninde dövmelerinden biri parlıyordu. Omzunda parlayan dövme, sırtından yükselen dövmelerden biriydi. O dövmelerin hikayesini deli gibi merak ediyordum, Ilgar çok gizemli bir adamdı.  Birden hırkasının düşen yerinden tutarak geri omzuna örttü. Şaşkınlıkla kırpıştırdım gözlerimi. Tamam öyle gözlerimi dikip bakmam doğru değildi ama bana sapık muamelesi yapması da doğru değildi.

Yine konuşmaya hazırlanmıştım ki Demir girdi salona. Oturduğum ikili koltukta hemen yanıma oturdu. Karan'la konuşması ne de çabuk bitmişti.

"Efsa seni Çağkan'ın okuduğu liseye yazdırdım." Çağkan lisede mi okuyordu? Tamam çok büyük durmuyordu ama o kadar küçükte durmuyordu. "Çağkan iki yıl okula gidemedi, o yüzden lise sonda şu an. Özel bir lise ve yoğun bir programın içinde olacağımız için sürekli devamsızlık yapmak durumunda olacaksın. Müdür bir tanıdığım ve devamsızlık, notlarla ilgili sorunun olmayacak." İşte bir adaletsizlik daha. Devlet okullarında devamsızlık on günken ve bir puan bile çok önemliyken özel liselerde parayla her şey halloluyordu.

"Derslere girmezsem üniversite sınavında ne yapacağım?" Onlar hayatıma girmeden önce tek hedefim bu sınavda yüksek bir not almaktı.

"Özel ders alırsın. Yer geldiğinde bizde çalıştırabiliriz. Ben inşaat mühendisi mezunuyum, Ilgar mimarlık okuyor, Aleda Fransız dil ve edebiyatı okuyor, Karan da bilgisayar mühendisi. Yani seni çalıştıracak çok kişi var. İstediğin puanı tutturamazsan bile eminim puanın yettiği özel bir bölüm buluruz. Ne okumak istiyorsun?" Ve tamda bu an aslında onlar hakkında hiçbir şey bilmediğimi fark ettim. Bakışlarım Ilgar'ın üstünde gezindi. Mimar, çizimi iyi olmalıydı. Ilgar'ı bir takım elbisenin içinde, ciddi bir şekilde hayal edemedim o sanki hep sokak çocuğu olmalıydı. Elinde gitarı, üzerinde salaş kıyafetleriyle dolaşmalıydı. Aksini hayal edemiyordum. Bakışlarımı Ilgar'ın üstünden ayırmadan cevap verdim Demir'in sorusuna.

"Psikoloji okumak istiyorum." Az önce Ilgar'ın geçtiği dalgaya gönderme yapmıştım. Ilgar sadece gözlerini kısarak cevap vermişti. Demir'in bakışları üzerimizde gezindi ama soru sormadı. Birbirimizden haz etmediğimizi iyi biliyordu, hatta nedenini ben bile bilmezken o biliyordu.

Ilgar ve Demir düşündüğümden daha yakınlardı. Ilgar, Demir'e karşı saygı duyuyordu ama Demir'de Ilgar'ın her söylediğini önemsiyordu. Tabi bu onların dik başlı oldukları gerçeğini değiştirmiyordu.

"Yakışır." Dedi Demir samimice gülümserken. "Birkaç güne başlarsın okula ve eğitimini de hızlandırmamız gerek." Eğitim zaten hızlıydı, her gün saatlerimi eğitimle harcıyordum. "Normalde eğitimin bir ay daha devam edecekti, sonra ilk işine çıkacaktın ama planlar değişti. İki haftamız var, bir gece var ve o geceden sonra da devam edecek bir iş. Detaylarını şimdilik anlatmayacağım ama hazır olmalısın. Üç saat çalışıyorsan artık altı saat çalışacaksın." Kafamı sallayarak onayladım onu. İlk iş neydi deli gibi merak ediyordum.

KİRALIK CEHENNEMWhere stories live. Discover now