Kanlı Zeytin 19

99 20 7
                                    


Cemal hiç düşünmeden bu teklifi kabul etti. Bunun üzerine Tahir hızla odasına giderek çantasını hazırlamaya başladı. Gecenin ilerleyen saatlerinde yola çıkmaya karar verdiler. 

Sabah olduğunda denizdeki iyot ve yosun kokusu Tahir'in içine buram buram işlemeye başladı. Tahir kafasını kaldırarak camdan dışarıya baktı. Karşısında kocaman bir mavilik vardı. Bu tanıdığı bir renkti. İzmir de her ne kadar deniz kenarında güzel bir şehir olsa da Tahir için Kaş'daki denizinin kokusu, rengi bambaşkaydı.

Bu mavi diğer mavilerden çok farklıydı, içinde insanın içine ılık ılık akan bir sıcaklık vardı. Bu denizin kokusu diğer denizlerin kokusuna hiç benzemiyordu. İçindeki heyecanı sindire sindire doya doya yaşamak istedi. 

Kafasını arabanın camına dayadı ve uzun uzun denizin ahenk içindeki dansını izledi. Sonunda evin önüne geldiler. Arabanın kapısını açarken içindeki heyecan kuşun kalbinin çırpınışından farksızdı. İçinde fırtınalar kopmaya başladı, içi doldu doldu taştı. 

Daha fazla dayanamayan Tahir koşup yengesine sarıldı. Biranda ortada duygu seli oluşmaya başladı. Evini kapısını açtılar ama kimse içeri girmek için adım atamıyordu. Tahir, anne anne anneee diyerek çığlık atarak evin içine adım atınca amcası ve yengesi de dayanamayıp hıçkırarak ağlamaya başladılar. 

Tahir salya sümük odaları gezerken amcası ile yengesi de girişteki sedire oturdular. Tahir de odaları gezdikten sonra geldi yanlarına oturdu. Üçü kapı girişinde ki sedirin üstünde kanatları yere düşmüş bir şekildeydi.

Biraz daha kendisine gelen Tahir birkaç dakika sonra kalktı odaları tekrar gezmeye başladı. Her kapıyı açışında boğulacak gibi oluyordu. Boğazına bir şeyler geldi düğümlendi. Bütün odalara baktıktan sonra kafası önde yüreği buruk, içindeki küçük umut kırıntıları da kaybolmuş şekilde tekrar geldi sedire oturdu. 

Arkasına yaslandı, bacaklarını kendisine doğru çekti. İki elini bacağının çevresinde düğümledikten sonra kafasını da bacaklarını arasına koydu. Ağlaması gerekiyordu ama ağlamak istemiyordu. Kendisini sürekli telkinlerle avutup beynini farklı konularla meşgul etmeye çalışıyordu. 

Amcasının koltuğunun altına girerek amcasına sımsıkı sarıldı. Yengesi de yanlarına geldi. Üçü birbirine kenetlenerek hiç konuşmadan bu halde on dakika kadar kaldılar. 

Hepsinin kafasında birbirinden farklı konular vardı. Tahir, annesini, amcası ise kardeşi Kemal'i, yengesi ise Tahir'in geleceğini düşünüyordu.

Öğlene doğru uyandıklarında kapıda seslerin olduğunu fark ettiler. Cemal kapıyı açınca çocukların evin bahçesinde oyun oynadıklarını gördü. Ev uzun süredir boş kalınca çocuklarda bunu fırsat bilip evin bahçesine girip oyun oynamaya başlamışlardı. 

Evde insanların olduğunu fark edince hemen bahçeden çıktılar. Çıkarken bir tanesi Tahir'in de evde olduğunu fark edince on dakika kadar sonra tekrar dönüp kapıyı çaldı. Bu kişi Tahir'in sınıf arkadaşıydı.

- Tahir ile görüşebilir miyim? Dedi.

Amcası, Tahir'e seslendi. 

Tahir kapıya gelince tek kelime konuşmadan arkadaşına sımsıkı sarıldı. Arkadaşı ile biraz dolaşmak için kapının önüne çıktılar. Arkadaşına yeni okulundan yeni arkadaşlarından bahsetti. 

Bu arada eski okulunu, eski arkadaşlarını da sormayı unutmadı. Merak ettiği özel bir kişi vardı ama sormaya cesaret edemedi. Kafasında cevaplandıramadığı soruyla birlikte eve döndü.

Kanlı ZeytinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin