Kanlı Zeytin 18

89 20 8
                                    

Aradan iki ay kadar süre geçmesine rağmen annesinden hala haber alamadılar. Bu arada Tahir yeni okuluna başlamış, tam anlamıyla olmasa da uyum sağlamaya başlamıştı. Gerçi bu uyumda sayılmazdı. Öğretmenini dinlerken dalıp gitmeleri öğretmeni Dilek Hanım'ın dikkatini çekmişti. Sınıf içinde de fazla varlık göstermiyordu.

Dilek Hanım:

- Tahir, yanıma gelir misin?

- Efendim öğretmenim.

- Seni üzen olayı bilmiyorum ama senin bu durumun beni çok üzüyor. Ben seni çok sevdim. Sen çok zeki bir öğrencisin. İstediğin zaman doğru cevabı hızlı ve kısa zamanda verebiliyorsun. Bu böyle devam edemez. Yaşadığın her ne ise seni üzmesine izin verme. Bu işin beni üzen tarafı kendini derse vermiyorsun. Böyle devam edemez. Buna çözüm bulmalıyız. Sen ne düşünüyorsun bu konuda?

- Tahir başını önüne eğerek, mahcup ve üzgün bir ifadeyle haklısınız öğretmenim, dedi.

- Yarın velini çağırır mısın yoksa aramızda mı çözelim?

- Tahir dudaklarını suçlu bir ifade ile büzerek, biz aramızda halledebiliriz öğretmenim.

Dilek Hanım elini Tahir'in başına koyarak okşadı. Tamam, anlamında başını sallayarak onu yerine gönderdi.

Aradan geçen günler Tahir de olumlu gelişmeler belirtilerini vermeye başladı. Bu gelişmeler evdeki hayatına da yansımaya başladı. Amcası ve yengesi ile daha fazla zaman geçirmeye başladı. 

Herkes yeni duruma alışmakta çok da zorluk çekmediler. Beraberce daha fazla zaman geçirmeye daha fazla dışarı çıkıp dolaşmaya sinemaya gitmeye başladılar.

Okulda ilk dönem bitti ve karneler alındı. Karnesini almak Tahir de olumsuz bir etki yaptı. Karnesini ilk olarak annesine gösterip ondan karne hediyesini almaktan çok mutlu olurdu. Okuldan eve giden yolda gözlerinden akan yaşlara engel olamadı. 

Uzun zamandır bu kadar burnunun direkleri sızlamamıştı. Annesi için en son ne zaman gözyaşı döktüğünü bile unutmuştu. Bir anda kendisinden utandı. Karnesi elinde parktaki bir banka oturdu. 

Ağlamak istiyordu ama ağlamaması gerektiğini de biliyordu. Bu kadarı da amcası ve yengesine acımasızlık olurdu. Onlar evde heyecanla karneyi alıp gelmesini bekliyordu. Gözlerini kapattı, derin derin nefes alarak rahatlamaya çalıştı. Bu rahatlama çalışması oldukça faydalı oldu.  Elindeki karnesi ile evin yolunu tuttu. Kapıya geldiğinde daha zile basmadan yengesi kapıyı açtı:

- Ooooo benim aslan oğlum karnesini almış da gelmiş. Karnesi nasıl acaba? Bakabilir miyim?

Tahir tebessüm ederek elindeki karneyi yengesine uzattı. Yengesi karneyi alınca heyecanla incelemeye başladı:

- Cemal, karneye bakar mısın? Hepsi harika bu notların hepsi beş.

Cemal heyecanla karneyi eşinden aldı. Karneye baktığında içinden ılık ılık bir şeyler akmaya başladı. Önce gözlerine inen perde ile kararan gözleri karneyi göremez oldu. Kendini toparlamak için burnundan aldığı derin nefesler sonucunda gözlerini açtı. Karneyi incelemeye başladıktan iki dakika sonra:

- Tatilde ne yapmak istersin Tahir?

Tahir bunu hiç düşünmemişti. Dudaklarını büzerek biraz düşündükten sonra evini çok özlediğini fark etti.

- Amca ben evi çok özledim. Kaş'a gidebilir miyiz?

Kanlı ZeytinWhere stories live. Discover now