İlk Bakış.. Bölüm 1

Start from the beginning
                                    

Genç adamın sırtını dönük öylece olduğu yerde sabit kaldığını görünce bir an için umutlandı. Her geldiğinde reddedilmişti ama bu bir ışık olabilirdi. Teklifini kabul edebilirdi, etmek zorundaydı. Bu şehirden biran önce gitmesi gerekiyordu. Tabi bunu söylememişti.

"Sadece yanında olmanı istiyorum. Hayır için yapıyorum dersin, koruma olduğunu söylersin. Yada bir şey söylemek zorunda değilsin. Onun korunmaya ihtiyacı var. Yoksa onu kaybedeceğim."

Yumruklarını sıktı genç adam, dişleriyle beraber. Gülümsemeye mühürlenmiş dudakları öfkeyle gerildi. Zayıf noktasından vurulmuştu çünkü. En zayıf. Gözlerini bir süre sımsıkı yumdu ve kapıyı sertçe vurup çıktı. Zira orada kalsaydı ağır bir hasar verecekti.

Kaybetmek.

Nefes almak için dışarıya çıktı ama bir türlü toparlanamadı. İki sene. Koskoca iki sene sonunda bile bu kelimeyi duyunca nefessiz kalırdı. Kaybettiği şeyler ağırdı. Koca bedenin de sakladığı acılar, boyunu aşıyordu. Sert yüz hatları bütün duygularını gizlemekte ustaydı. Ama şu lanet kalp, neden olur olmaz zamanlarda sıkışıyordu? İki seneyi devirmiş, bir ceset gibi yaşamıştı. Sadece bir gün kendi sonunun gelmesini bekliyordu. Kendi elleriyle olmayacaktı bu ama ne zaman olacağı konusunda da sabırsızlanıyordu.

Cebinden telefonu çıkarıp tanıdığı en iyi iz sürücüye kızı bulması ve bir resmini atması için mesaj attı. Sadece görmek istiyordu. Bir kalbi hakediyordu mu? Bilmek istiyordu. Belki o zaman onun için korumaktan çok daha fazlasını yapabilirdi.

Çok geçmeden gelen mesajla ters istikamete yöneldi ve ağır adımlarla yürümeye başladı. Bunu yaptığı için pişman olacaktı. Sonunu biliyordu çünkü. Derin bir nefes aldı. Soğuk hava vakit kaybetmeden ciğerlerine dolmuş, hissedemediği acıları bu yolla hissettiriyordu. Çekebileceği en büyük acıyı çekmiş, kotasını çoktan doldurmuştu. Sokağın başına geldiğinde adımlarını durdurdu ve onu gördü. Siyah giyinimiyle karanlıkta kaybolmaya çalışır gibiydi bahsi geçilen o küçük kız. Kendinden bir kaç yaş büyük bir çocukla konuşuyordu. Sarı uzun saçlarını kulağının arkasına itti ve yüzünü tam olarak o zaman görebildi. Masum bir yüzü vardı ve resimde gördüğü kadarıyla gözleri renkliydi. Kahrolası, güzeldi.

"Anla artık, biz diye bir şey yok!" İşte o zaman duydu kızın haşin sesini. Biraz durup izledi. Masum yüzüne yakışmayan sert tavrı, onu diğer insanlardan hemen ayırıyordu. Benim gibi. Şimdiden eksi puan almıştı gözünde. Ses tonu acımasızdı. Yüzü gibi olmasada o gözleri, nasıl bir kızın bu kadar keskin bakışları olabilirdi?

"Neden? Anlamıyorum. Neden bir şans bile vermiyorsun?" Çocuk ellerini havaya kaldırıp bir neden istedi ama kız onu umursamadı bile. Daha çok alay eder bir tavrı vardı.

"Çünkü seni sevmiyorum!" Bu umursamaz tonlamayla boş yere geldiğini anladı genç adam, buna karşılık kaşlarını çattı. Haketmediğini düşündü. Böyle bir kızın korumaya ihtiyacı yoktu. Umursamadan kırmıştı çünkü karşısındakini. Arkasını döndü ve karanlıkta kaybolmak istedi ama arkadan duyduğu bir bağırma sesiyle çok geçmeden onu durdurdu. Omzunun üzerinden geriye doğru boş bir bakış attı.

Kız duvara yaslanmış acıyla haykırıyordu ama çocuk ortalarda görünmüyordu. Biraz önce nefretiyle dünyayı bile yakacak olan kız, şimdi küçük bir kız çocuğu gibi acıyla çığlık atıyor, karşısında ki duvarı yumrukluyordu. Bir an afalladı genç adam. Çünkü kızın içinde ki o kırılgan yanı görmüştü. Yapmak istediğini anlamıştı işte şimdi. Sandığı kadar kötü değildi belli ki. Sadece usta bir oyuncuydu.

Asi kız, tanışalım bakalım seninle. Diye mırıldandı ve ağır ama kendinden emin adımlarla kızın yanına ilerledi. Kız onu görünce hemen kendini toparladı ve aynı anda güçlü çelik zırhını giyindi. Adam bundan hoşlanmıştı. "Güzel gösteri."

"Git işine."

"Sakin ol asi kız." Dedi ve duvara yaslanıp bir sigara yaktı. Rahat tavırları kızın dikkatini çekmişti ama kafası karışmışa benziyordu. Mesela neden sadece defolup gitmiyordu? Kaşlarını çatıp adamı izledi sadece. Belasını arar gibi, sadece izledi. "Başka biriyle mi randevun var?"

"Evet Azraille!" Diye bağırdı gözlerini kısıp. Ruhsuzca güldü adam. Küçük bir kız çocuğu sadece diye düşündü. Korkak küçük bir kız çocuğu. Adamın gülüşüne sinirlendi sarışın. "Sen kimsin?"

"Dünyada ki azrailin." Dedi bir iki adım atıp kıza yaklaştı. Sigara ağzında eğreti bir şekilde sallandı. Kızın ondan korkmayan tavrına şaşırsa da, bunun fazla uzun sürmeyeceğini iyi biliyordu. İnsanları korkutmak yaptığı en iyi şeydi.

"İstersen koruyucun." Kız geriye doğru bir adım attı. Konuştuğu kelimeler gizemli ve aynı zamanda tüyler ürperticiydi. Gecenin bir yarısı bu konuşma kızı biraz korkutmuştu. Adam korkunun tadıyla bir süre beslendi.

"Tabi ben ilkini tercih ederim." Gözlerinin arasında tehlikeli bir bakışma geçti. Adam bir adım daha atıp arayı kapattı. Kızın ağlamaktan kızarmış gözlerine baktı. Bir anlık göz yaşına tav olacak biri değildi, bunlardan çok görmüştü ama yine de denemek istedi. Ne kaybederdi? Yanlış. Kaybedecek neyi kalmıştı? Artık zamanıydı. Birine verdiği bir söz vardı. İki senedir yapmayı unuttuğu bir söz.

"Yada sadece Emir Sıraç."

'

Yaramızda Kalsın ♣️Where stories live. Discover now