13. Bölüm: Korkak!?

4.2K 125 1
                                    

Multimedia: Arya ve Beren ;)))

    "Aradigin nedir?"

    Bu soru üzerine kamerami indirdim. "Bilmiyorum," dedim dürüstce. "Sadece bakmam gerektigini biliyorum."

    "Hadi bakalim o halde. Seni en güzel noktaya götürecegim."

   Beren'in uzun adimlarini yakalamak icin arkasindan kosturuyordum. Etraftaki diger turistleri gecerek uzun bir yol katettik. Herkes fotograf cekiyordu.

    En tepedeki gözetleme yerine vardik ve kendi kendime tekrar nefes almam gerektigini söylemek zorunda kaldim. Ucurumlar boylu boyunca uzaniyor ve her iki tarafimizi da sariyordu. Altimizdaysa dalgalar kayaliklara carpiyor ve yuvarlaniyordu. Kuslar ucurumlara dogru aniden saldiriyorlar ve kayaliklara tünemek icin denize dogru daliyorlardi.

    Rüzgar saclarimi yüzüme dogru savuruyordu, onlari geriye dogru atmak icin elimi kaldirdim.

    Bu yeri biliyordum. Bu ada. Bu kayalar. Bu deniz. Bu gökyüzü.

    Hepsini icime cektim. Kokusunu ezberlemeye, tadini damagimda birakmaya calistim. Bu manzara benim icin hem yepyeni hem de son derece tanidikti. Gözlerim, tüm bu manzarayi yeterince hizli kaydedemiyordu. Basimi sürekli cevirmeden ve tekrar tekrar dönüp bakmadan her seyi birden göremedim.

    Beren, yanimda duruyordu. "Bazi insanlar onlarin sadece siradan ucurumlar oldugunu söylüyor."

    "Ama öyle degil." Basimi salladim ve ona döndüm. "Ve buna sen de inanmiyorsun. O..." Bir an sözcüklerle mücadele ettim. Neler hissettigimi ve gördügümü ifade edebilecek bir sey bulamadim.

    Nefes alirken gögüs kafesi sisti, hala bana bakiyordu. "Beni takip et."

    Yürürken birkac tane daha fotograf cekmeyi basardim. Yoldan ayrilip biraz yürüdük ve sonunda bir levhanin yaninda durduk.

    Lütfen bu noktanin ötesine gecmeyin, yaziyordu levhada.

    "Bugünlerde bu tür uyarilari dikkate almaya calisiyorum." Levhalara dikkatle baktim. "Belki de geri dönmeliyiz."

    "Sadece kalabalik turist sürüleri bu noktadan öteye gecmiyor. Adimina dikkat et."

    Oldugum yerde kaldim.

    "Eger senin cicegi burnunda turist rehberin olacaksam, bunu en iyi sekilde yapmaliyim." Elini uzatti. "Seni tehlikeli bir yere götürecegimi mi düsünüyorsun?"

      "Sen yasamak icin insan kani emen birisin."

    "Ödlek olma."

    "Eger beni kayaliklardan asagi itersen, annemle babam bunu sana ödetir."

    Elimi bir anda kavradi ve beni cekti.

    "Büyük ihtimalle bana birer tesekkür notu gönderecekler."

    Beren elimi simsiki tutuyordu.

    Beni kaba bir sekilde ardi sira kosturmak icin.

    Ama yine de, koskaca bir bes saniye boyunca elimi tuttu.

    Zirveye vardik. Altimdaki engin manzara sebebiyle, gözyaslari gözlerimi yakmaya basladi.

    Günes suyun üzerinde kayiyor, parlak bir yol ciziyordu. Karsi tarafta, oraya gidip kesfetmem icin bana yalvarir gibi bakan kilisenin tepesi görünüyordu. Etrafta gördüklerimden farkli olarak bu kilise, bir bütün olarak beliriyordu karsimda. Metrelerce uzanan manzaraya bakarken, kücük sari cicekler ayaklarimizin yaninda dans ediyordu adeta.

Tesadüf Serisi 1: TESADÜFI SEYLERWhere stories live. Discover now