17. Bölüm: Gurur ve Önyargi

4.2K 113 0
                                    

Multimedya: Damla

    *Kahvalti: Üzüm suyu, cay (seker yok)

   *Ögle yemegi: Corba, elma

    *Kalori: 425

    *Egzersiz: Bisikletle 2 km

    *Stresli gün sayisi: Sayilamayacak kadar

*

    Islev bozuklugu belli ki ailede bulasiciydi. Bende de vardi, olmayani da görmedim.

    Rüzgara karsi simsiki sarinip sarmalanmis halde, ögle yemegi icin disarda kizlarla birlikte oturdum ve önceki gün Beren ile babasi arasinda gecen o tuhaf diyalogu düsündüm. Islerle ilgili oldugunu tahmin ediyordum ama baska bir konu da muhtemeldi.

    "Corbani sevmedin mi?" Maya kasigini agzina götürdü ve annesinin benim icin sardigi el sürülmemis termosa dikkatle bakti. "Hala sicak. Sebzeler yaslanmayi geciktiren güclü antioksidanlar üretiyormus. Dün inanilmaz bir yazi okuyordum..."

    "Neden antioksidanlarin büskivilere nasil aktarilabilecegini cözmeye calisan bir doktor olmuyorsun?" diye sordu Derya.

    "Güzel," dedim "Sanirim sadece bugün ac degilim." Stresten kaynaklaniyordu. Psikologum, bu hisler yavas yavas kendini göstermeye basladiginda, cok sevdigim bir misra secip onu yüksek sesle okumam gerektigini söylemisti. Sadece kafamin icinde de söyleyebilirdim. Bazen de bunlardan sikilirdim. "Hey kizlar, bunu daha önce gördünüz mü?" Kardesimin günlügünü cikarincaya kadar cantamin icini alt üst ettim. Actigimda, dogruca son sayfa cikti karsima. "Bu banki gördünüz mü?"

    Önce Derya resme göz atti. "Bunlardan sehrin her yerinde var."

    "Tam olarak bunu mu bulmak zorundasin?"diye sordu Maya. Onlara olaylari cabucak acikladim. "O olmadan parcami asla bitiremem. Ve eger parcami bitiremezsem, New York Konservatuar secmelerini yine gecemeyecegim."

    "Eglence simdi basliyor." Derya omzumun üzerinden karsiya bakti. "Damla geliyor."

    Nedimeleriyle birlikte avare avare gezinen kralice ari, bizim masaya dogru geldi. "Selam kizlar. Kücücük dünyanizda neler oluyor bakalim?"

    "Sadece müzik hakkinda konusuyorduk," dedi Derya. "Müzik ve corba hakkinda."

    Damla uzun tirnaklarini masanin üzerinde hafifce tikirdatmaya basladi ve koyu kahverengi gözlerini bana dikti. "Dün tiyatro salonunda tam olarak ne yaptigini saniyordun sen?"

    Cevap vermek icin hic de acele etmeden, kasigimla termosun icindeki corbayi karistirdim ve kücük havuc ve patateslerin et suyuna sirt üstü dalislarini seyretmeye basladim. "Calisiyordum."

    Elini beline koydu. "Ne yapmaya calistiginin farkindayim ve acikcasi söylemem gerekirse cok acinasi bir halin var."

     "Vaz gec sundan, Damla," dedi Derya. "Beren, seni degil de Arya'yi sectigi icin öfkelisin."

    Damla bu sözlere aldirmadi ve bana dik dik bakmaya devam etti. "Senden hoslandigini düsünüyorsan, sadece kuruntu yapiyorsun. O asla siradan biriyle cikmaz. Sadece Naz gibilerini tercih eder."

    "Benimki sadece bir is. Bu vesileyle birileriyle cikmaya falan calismiyorum. Senin o ufacik tiyatro ekibinin de bir parcasi olmak istemiyorum. Asistani olmayi kabul ettim ve o da bana karsiliginda... bir proje icin yardimci oluyor." Damla sadece bu kadarini bilecekti. Ona daha fazla bir sey söylemeyecektim.

Tesadüf Serisi 1: TESADÜFI SEYLERNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ