7. Bölüm: Kader'in oyunu

4.7K 136 2
                                    

   Buradaki insanlar cok iyi. Hicbir kimse onlar kadar iyi misafir perverlik yapamaz. Henüz kaba davranislari olan kimseyle karsilasmadim.

                      -Ayaz Önal'in Seyahat Günlügü, Istanbul

 
*

   Okulda eslesecek Beren'den baska kimse kalmamisti sanki. Icten ice sitem ediyordum kaderime. O ise beni inceliyordu. "Toparlanmissin. Ucaktaki halinden eser kalmamis. Iyi olduguna sevindim." Sonra yine siritti. "Ne kadar reddetsende seni kendime cekiyorum. Bu kaderin oyunu." diyince hemen aklima geldi.

   "Yasli teyzemizin adi ne biliyor musun?"

   "Hayir. Zarfi sen aldin."

   "Kader. Kader Sezen." Bir kasimi kaldirmis yüzüne bakiyordum.

   "Vay bu gercekten de kaderin oyunuymus. Onunla tanismak icin sabirsizlaniyorum. Yalniz simdiden söyleyeyim, ben cok mesgul bir insanim, cogu isi yalniz yapman gerekecek."

   "Nedenmis o, gerci bu mutluluk verici bir sey. Sonucta sana bayilmiyorum."

   "Cok erken konusuyorsun, Aysecim."

   "Benim adim Arya!" "Ar-ya!"

   "Her neyse. Okulun büyük bir gösterisi var. Bende basrolüm ve cok yogunum."

   "Vampirsin yani. Vay be ne ilginc, dilimi isiracaktim az kalsin."

   "Simdi gitmem gerek güzelim, yokken beni hayal et."

   "Takma dislerinle mi yoksa onlarsiz mi?"

   Bana usulca göz kirpti. "Onlar benim kendi köpek dislerim."

   "Kizlari elde etmek icin böyle sahne malzemelerini kullanmak zorunda olman ne kadar da üzücü."

   "Kesinlikle cok tajik, öyle degil mi?" Gülüsü gözlerine yansidi. Sonra cekip gitti.

   Son ders ziline kadar ona olan sinirim neredeyse dinmemisti. Maya ve ben eve onun bir kac arkadasi esliginde döndük.

~

   O gece uyandim. Terden gömlegim tenime yapismisti, kalbim, bütün sehri uyandiracak bir gürültüyle carpiyordu adeta ve göz yaslari yanaklarimdan süzülüyordu. Ayaz ile ilgili bir rüya daha görmüstüm. Fakat rüyamda ona ulasamiyordum. O da bana ulasamiyordu.

   Gece saat bir bucuktu.

   Yatagin icinde saga, sola dönüp derin derin ic gecirdim ve aciktigimi fark ettim. Aksam yemeginde bir kac lokmadan fazla yutmamistim.

   Zihnimi midemin gurultusundan baska seylere yöneltmeye karar verip, yatagimin basucundaki lambayi yaktim ve kardesimin seyahat günlügünü actim. Bu günlügü basindan sonuna kadar okumustum. Sanki bana söylemek istedigi bir seyler varmis gibi, kendimi hala ona cok yakin hissediyordum.

   Bir sekilde Istanbul'u gercekten görmek zorundaydim. Amcamlar o kadar yogunlardi ki, ne zaman bir yerlere gidebilme sansi yakalayabilecegini tahmin etmek imkansizdi. Sabir, hicbir zaman üzerime uyan bir giysi olmamisti.

   Arabama atlayip gidebilme sansimda yoktu.

   Bu dünyayi abimin gözünden görmeliydim.

   Midem tekrar guruldamaya basladi ve bu konuda bir seyler yapmak zorundaydim. Mutfaga gitmek icin iki kat asagi indim.

   Isiklari yaktigimda mutfak birden canlandi ve buzdolabini karistirmaya basladim. Gözüme ilk olarak sütü kestirdim ve kilerin gizli bölmelerindeki misir gevregini hatirladim. Tam dolaptan bir tabak olmak icin uzanmisken, arkamdan bir inilti geldi.

   Döndüm ve dinledim. Hicbir sey yoktu. Buzdolabina geri dönüp sütü aldim.

   Ve iniltiyi tekrar duydum. Arka kapinin disinda acilar icinde kivranan bir hayvandan geliyormus gibi, acikli, kederli bir sesti bu.

   Kapiya gittim ve isittigim yapayalniz iniltiler karsisinda kalbim sikisti. Ne olup bittigini kontol etmek zorundaydim. Kapi tokmagini cevirdim ve disari cikip yan bahceye dogru ilerledim.

   Mutfak isigi, eve ilk geldigim gün üzerinden atlayarak gecmek zorunda kaldigim cikolata renkli Labradorun uzerinde spot lambasi gibi parliyordu.

   "Merhaba oglum." Köpegin kuduz oldugu icin inleyebilecegini düsündügümden, yavasca hareket ettim. "Sorun ne ha?" Cekinerek elimi uzattim ve basini kasidim. "Cünkü ben bu konuda seni anlayabilirim."

   "Simdi de öyle hissediyor musun?"

   Arkamdaki sesle aniden irkildim.

   Elinde senaryosu ve kitap okumaya yarayan kücük isigi olan Beren bize dogru yaklasiyordu.

Tesadüf Serisi 1: TESADÜFI SEYLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin