TIK TIK TIK!
GALİBA BİRİ KALBİNİZİ ÇALIYOR...
Denizden gelen gizemli adam genç kızın yelkenlerini suya indirebilecek miydi?
Not 1: İki yazar tarafından yazılmaktadır.
Not 2: Tüm haklarını birbirimizden bile saklıyoruz:)
HİKAYE DÜZENLEMEYE ALINMIŞTIR...
Görseller Asuman'a ve Seher'e ait... . Keyifli okumalar. Bir sonraki bölümde görüşmek dileğiyle...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Asuman Oğuz'un kendisine yaklaşmasını ağır çekimdeymişçesine izledi. Beline dolanan ellerinin ince kumaş üzerinden tenini ateş topuna döndürmesini, adamın biçimli dudaklarından dökülen "Nerede kalmıştık?" cümlesinin kalp atış hızını anında yüz katına çıkarmasını, soluğunun kesilmesini bir yabancının bedenine hapsolmuş gibi büyük bir şaşkınlıkla seyrediyordu. Zira şu an kendini tanıyamıyordu. İtiraf etmesi gerekirse kendisinin bu haliyle daha önce tanışmadığı için çok memnundu. Oğuz'un, büyüsüne kapılan o saf kızlardan birine dönüşmüştü resmen ve buna inanamıyordu. Beyninde yankılanan minicik bir ses derhal eve dönmesini söylüyordu. Ancak geri kalan her şeyiyle buna balıklama atlamayı istiyordu.
O sırada oldukça hareketli bir melodi odada yankılanmaya başladı. Bu Asuman'ın ölüyü bile dirilten zil sesiydi ve şu an içinde bulundukları romantik ortama hiç ama hiç uymuyordu. Genç kız ona ulaşmak için bir hamlede bulundu. Tabi ki de telefonu açmayı düşünmüyordu. Aksi takdirde on saniyelik bile olsa bir telefon görüşmesinin bir sürü şeyi ateşleyeceğini biliyordu. Oğuz'a bu fırsatı verdiği için deliler gibi pişman olacağını, kendini asla affetmeyeceğini de... Hayır, hayır... Telefonuna ulaşmayı onu susturmak için istiyordu. Yapacağı konuşma ne kadar kısa olursa olsun onun duraksamasına sebep olacaktı. Bu süre de mantığının kontrolü yeniden ele geçirmesi için yeter de artardı. Üstelik daha şimdiden ufak ufak etkilerini hissedebiliyordu. Bu sırada da telefon ikinci defa çalmaya başlamıştı. "Ne yapıyorum ben?" sorusu zihnine sızmayı başarmıştı tam o anda. Ona bu denli yakın olmamalıyım. En yakın arkadaşımın sevgilisi o! Ne halt ediyorum ben! Anın büyüsüne kapılmak için dünyadaki en yanlış insanı mı buldun? Seher'i incitmek pahasına? Sen ciddi misin Asuman? Kazanan taraf belli olmuştu. Akabinde de bir adım uzaklaştı ondan. Oğuz'un şüphe gölgelerinin düştüğü yeşil gözlerine suçlu suçlu baktı.
Oğuz neden durduklarını anlamıştı. Buna rağmen bunu dile getirmeyecekti. Gururu buna engel oluyordu. Reddedilmek sık sık başına gelen bir şey değildi. Dürüst olması gerekirse bu ilkti. Daha ilk yakınlaşmalarında soluğu yatakta almayı zaten beklemiyordu. Asuman'ı ne kadardır istediğinin hiçbir önemi yoktu bu doğrultuda. Kızın kalbini kazanmak için bebek adımları ile ilerlemeyi çoktan kabullenmişti. Nitekim öyle de yapmıştı, kızın sımsıcak bedeni kollarının arasındayken kendini dizginleyebilmek için her şeyi yapmıştı ki bu esnada hayatının en zor sınavını verdiğini söyleyebilirdi. Ancak tüm bu çabalarına rağmen istediği sonucu alamamış olması bir yana elinden geldiğince nazik davrandığı kadın tarafından geri çevrilerek dımdızlak ortada kalmıştı. Yeni yeni alevlenmeye başlayan bir öfkenin vücudunda dolaşmaya başladığını hissetse de umursamadı. Onun yerine yüzüne yerleştirdiği zoraki gülümsemesiyle genç kızın mahcup olduğunun işaretini taşıyan kızarmış yüzüne baktı.
