Zaman Geriye Aksın

2.4K 123 11
                                    

Merhabalar 

Bu bölüm azıcık geriye gidiyor ve Deniz'in ikinci zoraki konukluk macerasının nasıl başladığına değiniyoruz. Bakalım beğenecek misiniz? Bu arada biricik yazardaş arkadaşımın Güz Yanığı isimli harika hikayesinden öyle küçücük bir şey paylaştık.

Gözyaşları sadece kadının değil onun da gözlerini esir almıştı. Vücudundaki acıyı hissetmiyordu kalbindeki acı yüzünden. Dudaklarından olmasa da acı dolu kalbinden bir dilek koptu:

"Uyu Eylül'üm... Cennette beraber uyanmak için uyu..."

1 Hafta Önce

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

1 Hafta Önce

Asuman günün ilk ışıkları ile gözlerini açtı. Pazartesileri zaten erken kalkardı lakin bu gün her zamankinden biraz daha erken kalkmıştı. Hatta güneş doğduğu gibi ışıklarıyla yüzüne çarpıp onu uyandırsın diye gece yatarken penceresinin güneşliğini bile çekmemişti. Normal insanlar telefonlarının alarmıyla uyanırdı, o ise aşırı duyarlı göz kapakları yüzünden ışıkla. Elini yatağının hemen yanında duran sehpanın üzerine uzatıp, telefonunu aldı. Saat 8.00'i biraz geçiyordu. Demek günün ilk ışıkları konusunda yanılmıştı. Babasının henüz uyanmadığını ümit ederek yataktan kalktı. Kabul dünü gayet iyi atlatmışlardı ama bu planlarının bugün de sorunsuz ilerleyeceğinin garantisini vermiyordu ne yazık ki. Bu sebeple ev ahalisini uyandırıp onlara kısa bir brifing vermesi gerekiyordu-son zamanlarda ne çok yapar olmuştu bunu. Mesela Seher kütüphaneye, kendisi de kayıkhaneye gittiğinde Deniz'in boş boş evde oturması fikri canını fena halde sıkıyordu; çünkü babası sevmezdi boş gezenin boş kalfası tarzı insanları. İş çok önemliydi onun için. 'İşsiz adama ne kız verilir ne ekmek şeklinde bir yaşam' mottosu olan bir adamdan bahsediliyordu burada. Tamam, Deniz misafir kontenjanındaydı fakat üçüncü günün şafağında babasının "Misafirlik iki gündür üçüncü gün ev ahalisinden olmuşsundur." diyerek evin içinde naralar atacağından adı kadar emindi Asuman. Sonuç olarak Deniz'i davetsiz konukluktan daimi konukluğa terfi ettirip babasının kriterlerine uygun birisi haline getirmek için önlerinde yalnızca iki günleri vardı.

Uzun kollu erkek gömleği formundaki mavi üst ve mavi-beyaz çizgili saten şorttan oluşan pijamalarını çıkardı. Üzerine soğuyan havaları dikkate alarak kolları dirseklerinde biten kırmızı-siyah ekose desenli bir oduncu gömleği giydi. Altına da yıprandığı için paçalarını keserek şort haline getirdiği eski kotunu/yeni şortunu geçirdi. Yakıcı sıcakların armağan ettiği bronz renkteki pürüzsüz bacaklarının bu şortla harika göründüğünü kabul etmesi gerekirdi. Nedense içinden bir ses gerilimi yüksek bir gün geçireceğini söylüyordu ona. Bu yüzden neredeyse beline uzanan saçlarını kendisine rahatsızlık vermeyecek şekilde tepede topladı. Parmak uçlarına basarak, odasının, kapısına kadar ilerledi. Hiç ses çıkarmadan kapıyı açtı ve dışarı çıktı. Seher'in odası karşısında belirene dek parmak uçlarında yürümeyi sürdürdü. Çıt sesine uyanan babasını uyandırma riskini alamadı, bu nedenle hiç kapıyı tıklatmadan daldı içeri. Gerçi kapıyı çalsa bile koala misali yatağına yapışmış arkadaşının bunu duyacağından şüpheliydi. Zira Seher babasının aksine yanında top patlatsalar dahi uyanmayacak büyük uykuculardandı. Bu düşünce genç kızın yüzünde kocaman bir gülümseme belirmesine yol açmıştı. İşte boşuna sevmiyordu bu kızı. Her halükarda insanı gülümsetebilme potansiyeline sahipti Seher. O an yanında olsa da olmasa da modunu yükseltebiliyordu insanın.

DAVETSİZ KONUK #Wattys2021(TEKİRDAĞ SERİSİ) DÜZENLENİYORWhere stories live. Discover now