Bela Mıknatısı Olmak Kolay Değil

5.8K 259 45
                                    


İkinci bölüm yeniden yayında! Bunlar zaten yazılı olduğu için düzenlenip hızlı hızlı ekleniyor inşallah yeni bölümler de aynı hızla gelir. Keyifli okumalar.

"Bana ihtiyacın mı var? Bir şey mi oldu?"

"Evet, Fatih sana ihtiyacım var. Bu kadar soru soracağına yola çıksaydın şimdi buradaydın farkındasın değil mi?"

Fatih duraksadı bir an. Sonrasında telefonunu kulağı ile omzu arasına sıkıştırıp yatağa girmeden önce gelişi güzel fırlattığı kotunu aramaya başladı. Gecenin bir vakti gelen bu yardım çağrısı kafasını allak bullak ettiğinden odanın ışıklarını açmak aklına gelmemişti.

"Hemen geliyorum, neredesiniz tam olarak?"

"Deniz fenerinde, kayalıklarda..."

Arkadan Seher'in sesi geliyordu:

"Kaza yaptık Fatiiğğğğ... Trafik kazasığğğ..."

Bu cümle üzerine genç adam telefonunu sımsıkı kavradı. En azından artık tamamen uyandığının müjdesini(!) verebilirdi.

"Ne kazası Asuman? İyi misiniz? Yaralandınız mı?"

Daha yüzlerce soru sorabilirdi ancak sözcüklerle daha fazla zaman kaybetmek istemiyordu, bu sebeple de sorularına yanıt beklemeden tekrar konuştu.

"Neyse sakın kıpırdamayın, hemen geliyorum."

Asuman telefon kapanmadan ekledi:

"Kimseye bir şey söyleme olur mu? Ha bir de seninkilerden birkaç kıyafet getir. Tişört, çamaşır filan"

"Çamaşır mı? Çamaşırımı ne yapacaksınız!"

Fatih elini karman çorman olmuş saçlarına geçirdi sıkıntıyla. Orada neler dönüyordu Allah aşkına? Saatine baktı: 03.28. En başından izin vermemeliydi gitmelerine. En azından onsuz gitmelerine. Ah! Ah! Soran mı vardı sanki? Apar topar dolabından birkaç kıyafet alıp siyah sırt çantasına attı, hızla çıktı evden. -Çok şükür çıktığını duyan kimse olmamıştı.Ve yirmi dakikalık mesafeyi on dakika gibi rekor bir sürede alarak kızların yanına vardı.

Kızlar?

Kayalıklarda gördüğü sadece sucuk gibi ıslanmış kızlar değildi; bir de bir adam vardı yanlarında. Aslında ilk izlenimi adamın canlı olmadığına dairdi. İki büyük kayanın üzerine ölü gibi yüz üstü uzanmıştı adam ve herhangi bir yaşam belirtisi göstermiyordu kıpırtısız, iri, çıplak bedeni. Bir dakika bir dakika, Asuman'ın yanı başında oturduğu bu adam neden çıplaktı? Bu kızlar ne yapmıştı? Namusunu kirlettikleri adamın cesedini saklamak için mi çağırmışları onu! Tövbe estağfurullah! Neyse ki Asuman'ın sesi onu kendine getirip bu saçma sapan düşüncelerden kurtardı:

"Nerede kaldın Fatih ya? İyi ki acele et dedik sana."

"Bu adam neden çıplak?"

Fatih bu cümleyi söylerken hiç kıpırdamadan yatan adamı gözleri ile taramaya devam ediyordu.

"Kıyafetlerin nerede? Hadi çabuk ol da giydirelim şunu birilerine yakalanmadan."

Maalesef genç kız sorularını yanıtlamakla pek ilgilenmiyordu. Bu yüzden o da daha yüksek bir sesle tekrarladı:

"Asuman! Bu adam neden çıplak diye sordum sana?"

"Çünkü onun ırzına geçtim, oldu mu? Sen bana sabır ver Allah'ım!"

O an Asuman'ın kızgın kahverengi gözleri biricik arkadaşı Seher'in üzerine kilitlendi ve gördüğü şey üzerine bas bas bağırdı ona:

"Seher gezinip durma o taraflarda, yine denize düşeceksin! Seher! Sana diyorum! İki dakika düzgün dur Allah aşkına!"

DAVETSİZ KONUK #Wattys2021(TEKİRDAĞ SERİSİ) DÜZENLENİYORWo Geschichten leben. Entdecke jetzt