Nerede Gerçek Oraya Yerleş

202 12 0
                                    

Merhabalar, yeni bölüm - gerçekten yeni- huzurlarınızda keyifli okumalar dileriz.

Medya görselinin kimleri temsil ettiği sürpriz olsun. 

Güzel bir gün olacaktı. Yaşadığı onca şeyden sonra güzel bir güne başlamayı hak ediyordu. Ama garantisi yoktu işte. Dünün yorgunluğu öyle bir yüklenmişti ki omuzlarına kalkmakta zorlandı. Sağ olsun Erhan ona yatağını vermişti. Artık gece ne kadar kötü görünüyorsa uyku tulumu olarak isimlendirdiği Erhan bile onun için yatağından vazgeçmişti. Kısa kollu tişört ve şorttan oluşan pijama takımıyla üşüdüğünü hissedip bornoza benzer bir sabahlık geçirdi üstüne. Tabi ya Erhan faturasını ödemediği için doğal gazı kesmişlerdi ve ev bu yüzden yorganın altından çıkınca kutuplara geçiş izni verilmiş hissi yaratıyordu. Bu defa da yatağın sağ tarafına gelişi güzel koyduğu valizinden neredeyse dizlerine dek uzanan bir çift çorap çıkardı onları da ayağına geçirdi. Sessiz adımlarla banyoya geçip suratının bugün ne durumda olduğunu inceledi. Tokatın kızarıklığı hafif bir pembeliğe dönüşmüş ve hafif bir şişlik bırakmıştı yüzünde. Ama varlığı hala belli oluyordu. İstemsizce elini yanağına götürdü ve kalbinde yara açan yeri okşadı usul usul. O tokat Asuman'ın onu nasıl sırtından bıçakladığını hatırlatıyordu ona. Hiddetlenince gözünün nasıl döndüğünü... Sonra bir de Oğuz meselesi vardı tabi... Ya ona âşık olsaydı o zaman ne olacaktı. Asuman'ın ne kadar anlaşma yaptığını bilmiyordu. Asuman'ın parası bitene dek sevgili mi olacaklardı? Peki ya sonra Oğuz birbirimize uygun değiliz gibi sıradan bir bahaneyle terk mi edecekti onu? Bu nasıl korkunç bir plandı? Böyle bir şeyi nasıl düşünebilmişti?

Ardında bıraktığı çözümlenmemiş çok şey vardı. Mesela Kerem gibi... Onun ona sarılmasına nasıl izin verebilmişti, hiç aklı almıyordu. İşin aslı bunu bir sınav gibi düşünmüştü. Ona dair içinde ufacık da olsa bir şey varsa bu temasın onu kanıtlayacağını ummuştu lakin anlamıştı ki içinde ona karşı hiçbir şey kalmamıştı. Aklını allak bullak eden geçmiş hatıralarından başka hiçbir şey... Öyle ki o zorunlu temas halinin her saniyesinden nefret etmişti. Yine aynı şeyleri yaşadığı için değil, Kerem olduğu içindi. Artık anlayabiliyordu. Kerem'in kalbinde açtığı yara bir başkası tarafından onarılmıştı. Hayatına nasıl girdiğini anlamadığı bir adam tarafından... Bir yandan da bunun o hislerden çok başka olduğunu da kabul etmesi gerekirdi. Kerem'e hissettiklerinden daha yoğun sanki... Sanki daha gerçek bir şeyler geçmişti aralarında. Bunca zaman kaçtığı şeyin Kerem olduğunu sanıyordu ama o aslında kalbinin ona söylemeye çalıştıklarından kaçıyordu. Kalbi ona Deniz'i sevdiğini söylemeye çalışıyordu. O ister kabul etsin ister etmesin...

Hayatına girdiği zamandan itibaren beraber geçirdikleri anlar gözünün önüne geldi. Kerem olayından sonra ilk kez bir erkek ona bu denli yaşadığını hissettirebilmişti. Onunla öfkeyi yaşamıştı. Onunla utancı hissetmişti. Onunla tutkuyu deneyimlemişti. Deniz ona beraber geçirdikleri her anı ölümsüz kılacak hisler bahşetmişti. Bunu şimdi daha iyi anlayabiliyordu. Aslında ipuçları hep vardı. Kalbinden kaçtığı ilk seferde onu deliler gibi özlemesinden anlaması gerekirdi. Onu hatırlayıp farkında olmadan dudaklarının arasından kaçan tebessümler belli ki bir şey anlatmaya çalışıyordu ona. Kusur kendisinindi. Kerem olayına öyle bir odaklanmıştı ki kalbinin etrafına çektiği at gözlüklerinden habersizdi.

Canının yanmasını Kerem'den uzak olmasına bağlamıştı hep. Halbuki canını yakan şey oydu. Onunla olan anıları hep hüzün hep suçlulukla doluydu. Seher onun evli olduğunu anladığı an ondan ayrılmak istemişti. Fakat Kerem karısıyla sadece kağıt üzerinde evli olduklarını, onu artık sevmediğini söylemişti ona. Ne kadar utansa da bir şansları olabileceğini düşünmüştü ama bu kez de Seher'in cinsel yolla bulaşan bir hastalık taşıdığı söylentisi bütün bir kampüse yayılmıştı. Bu yalanın daniskasıydı ama kimse ona inanmamıştı. Kendi ailesi bile... Bu yüzden de Eskişehir'deki hayatını geride bırakmak zorunda kalmıştı. Bunun belki de tek iyi yanı kendisini utanç verici bir ilişkiye başlamaktan kurtarmış olmasıydı. Doğru, Kerem'in evli olduğunu öğrenmesinin ardından onunla sadece tek sefer buluşmuştu yani uzun soluklu bir ilişkileri olmamıştı. Hikâyedeki yuva yıkan kadın değildi o! Bunun olmasına fırsat vermemişti ki... Kendine böylesine utanç verici bir sıfatı nasıl yakıştırmıştı aklı almıyordu. Neyse en azından artık her şeyi belli bir mantık çizgisine oturtabiliyor, kendi haklı ve haksız olduğu yönleri görebiliyordu. Bu da bir şeydi. Zararın neresinden dönülse kardır, derlerdi ya bu durum onun için de geçerli olmuştu. Yakın arkadaşlarından birinin banyosunda geçirdiği birkaç dakikalık bir zaman her şeyi net bir şekilde görmesini sağlamıştı. Hemen yola koyulmalıydı. Yapması gereken çok şey vardı. Yattığı odaya geri döndü ve hemen üzerini değiştirdi. Yollarda gide gele heder olan valizini tekrar topladı. Geri dönecek ve kaçmasına sebep olan her şeyin üstesinden gelecekti. Bunu kendi başına kimseye bel bağlamadan yapacaktı. O güçlü bir kadındı. Yaşadıkları onu yere sermemiş aksine onu güçlendirmişti. Bu düşünceden hareketle başını dimdik tuttu ve salona girdi. Erhan ağzından salyalar akıtarak salondaki kanepenin üzerinde uyuyordu. Cep telefonu hemen yanı başındaki sehpanın üzerindeydi. Onu uyandırmamaya dikkat ederek telefonu eline aldı. Takvime oradan da hatırlatıcıya girdi. O saatten iki saat sonrası için bir not hazırladı.

DAVETSİZ KONUK #Wattys2021(TEKİRDAĞ SERİSİ) DÜZENLENİYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin