DAVETSİZ KONUK #Wattys2021(TEKİRDAĞ SERİSİ) DÜZENLENİYOR

İlişki Durumu: Karışıktan da Öte

Merhaba arkadaşlar,

Genç adam abisiyle gittiği kitapçıda dünya klasikleri bölümünü talan etmekle meşguldü. En sevdiklerinden birkaç tane daha kitap bulmayı planlıyordu. Abisinin aksine okumayı çok seviyordu. Zaten bu yüzden ona bu fikri kabullendirmekte çok zorlanmıştı. Küçük güzel kafelerinin bir kısmını okuma bölümü olarak dekore etmeyi...

Toprak, bunun gereksiz masraf olduğunu savunup durmuştu ama o çok cüzi bir miktarla küçük kitaplığı oluşturuvermişti. Şimdiyse gelen misafirler o bölümdeki kitapları keyifle okurken kahveleri birbiri ardına söylemeye başlamıştı. Yani Toprak her ne kadar kabul etmek istemese de kardeşinin fikri sayesinde satışlarını arttırmışlardı. Sadece okumaya karşı olan bakış açılarındaki fark değildi onları birbirinden ayıran. Hem karakter özellikleri hem de fiziksel yönleri de neredeyse taban tabana zıttı bu kardeşlerin. Ela gözlü kumral Deniz'in aksine, Toprak kahverengi gözlü bir sarışındı. Biri babasının genlerini alırken diğeri de annesininkini almıştı. Toprak, aralarında altı yaş bulunan kardeşinden bir karış daha uzun olsa da bedeni onun kadar yapılı değildi. Yine de en az kardeşi kadar dikkat çekici bir görüntüsü vardı. Neyse ki "daha şanslı" olma durumu olmamış, iki kardeş de faklı özellikleri sayesinde bebekliklerinden bu yaşlarına kadar gözde olmuşlardı. Deniz'in ela gözlerinin büyüleyici parlaklığı Toprak'ın gamzeleriyle eşitleniyordu.

Karakter özellikleri farkına gelinecek olursa da fark daha çok ortadaydı. Toprak, Deniz'in aksine daha ciddi bir yapıya sahip olmuştu her zaman. Tavırlarında, düşüncelerinde, konuştuklarında ve hatta sustuklarında her zaman bir olgunluk vardı. Deniz ise onun aksine her zaman biraz daha uçarı olmuştu. Öyle olmalı ki bu karakter farklılığı onlarda farklı ihtiyaçlar doğurmuştu. Deniz her zaman ayağı yere basan şeyler okumaktan hoşlanmıştı örneğin, Deniz'in aksine kitapçıda Toprak'a uygun tek bölüm ise çizgi roman kısmıydı. Özellikle Marvel'ın çizgi romanlarına ayrı filmlerine ayrı bayılırdı. Şimdi de soluğu orada almış, bir çizgi romanı heyecanla incelemeye başlamıştı. Deniz insanların bir kafede otururken bitirebileceği kısa klasiklerden birkaç tane daha almayı planlıyordu. Birkaç saniye kafedeki kitaplar listesini zihninde canlandırdı ve olmadığından emin bir vaziyette elini Kâtip Bartleby kitabına uzattı. Aynı anda parmakları bir başkasının parmakları ile buluştu. Yüzünü çevirdiğindeyse karşısında dünyanın en güzel kızı duruyordu. Masmavi gözleri, beyaz teni ve gül rengi dudakları ile kusursuz bir güzelliğe sahipti bu genç kız. Vücuduna bir beden büyük gelen lacivert bir gömlek giyiyordu ve bu gömlek kızın bembeyaz teniyle mükemmel bir renk uyumu yaratıyordu. Ayrıca gömleğin açık olan ön kısmından görünen beyaz crop kızın incecik vücudunu gözler önüne seriyordu. Atkuyruğundan kurtulan sarı perçemi kulağının arkasına sıkıştırdıktan sonra Deniz'e:

"Bunu alamazsınız." dedi.

Deniz, normalde olsa centilmenlik yapıp önceliği kıza verirdi ama bu defa bunu yapıp muhabbetlerini sona erdirmek içinden gelmedi ve kitabı sıkıca kavradı.

"Alabilirim. Sonuçta önce ben gördüm."

Kız gülümsedi. Ama o da pes etmemişti.

"Olabilir. Ancak o kural bu kitap için geçerli olamaz."

Deniz, kıza doğru iyice yaklaştı. Kızın nefesini boynunda hissediyordu neredeyse.

"Öyle mi, hanımefendi?"

Kız, Deniz daha ne olduğunu anlamadan kitabı elinden çekip yürümeye başlamıştı. Giderken de "Hı hı!" demişti dalga geçercesine. Deniz de onu takip etti. Kasaya ulaştıklarında kıza: