~Özel Bölüm~

119K 4.2K 918
                                    

Birçoğu kişi geçen bölümün sonundaki duyuruyu anlamamış. Bu bölüm büyüklerin ağzından olacak fakat çocuklar bölümde olmayacak. Diğer bölüm ise Vuslat'ın ağzından olacak ama üç sene sonrası anlatılmaya başlanacak. Olay akışına göre üç sene olması gerekiyordu.

Keyifli okumalar.

GÜNEŞ

Gözüm saatini koluna takan Araf'ta iken telefonun ardında olan Vuslat'a maddeleri sıralıyordum.

"Yataklar toplandı, odalar toplu, mutfak düzenli, genel olarak ev yerinde diye umuyorum?"

"Evet, anne. Her şey yerli yerinde. Henüz evi ateşe vermedik. "

"Anneyle bir de dalga mı geçiyorsun Vuslat? "

"Olur mu öyle şey anneciğim? Sen devam et, ben dinliyorum. "

Araf gözlerini bana çevirirken komodindeki telefonuna yöneliyordu.

"Kahvaltı etmeden de evden çıkmayın kızım. "

"Tamam anne. "

"Mümkünse eve döndüğümüzde hepsini tek parça görmek istiyorum, söyle." dedi Araf.

"Babanı duydun?"

"Evet. Artık telefonu kapatabilir miyim?"

"Son bir şey daha.. " Oturduğum yataktan kalktıktan sonra Araf'tan birkaç adım uzaklaştığımda sessizce konuştum.

"Tatilde olduğu gibi sizi yine o şekilde görmek istemiyorum! Baban bu sefer kalp krizinden gider Vuslat. "

"Bir günlük bizi yalnız bıraktınız anne. Ne olabilir ki? Siz anın tadını çıkarın. Kapatıyorum artık. Görüşürüz. "

Telefonu kulağımdan çektikten sonra arkamı döndüğümde Araf'a "Şimdilik bir sorun yok. Vuslat şirkete gidiyormuş. Mirza da sanırım evde. Yani için rahat olabilir. " dedim.

"Tutturdunuz tatil, tatil diye. Benim içim yine de rahat değil. Çocuklar rahat durmuyorlar ki! Bir gün birisi elimde kalacak diye korkuyorum. "

Araf'ın yanına gittiğimde gülümserken ona sarıldım.

"Olsun kocacığım. Zaten günü birlik bir şey. Tatil denmez buna. Bence bir gün uzasın ve üç ya da dört gün olsun. Ne dersin?"

"Benimle dalga mı geçiyorsun derim. Çocukları tatile yolladığımızda neler oldu biliyorsun hatun. Şu bir gün bile fazla ama neyse. Fazlasını arama. "

Gözlerimi devirirken Araf kollarını belime sardığında kafasını bana eğip, dudaklarımdan öptü.

"Onu bunu bırak da sen ne güzel kokuyorsun böyle. Kokunu içime çekmeye doyamıyorum. " Kıkırdarken kollarımı daha sıkı sardım.

"Bana geçen gün aldığın parfümü sıktım. "

"Ben sana geçen gün parfüm mü almıştım?"

Gülümsemem silinirken kafamı kaldırıp, Araf'ın yüzüne sinirle baktım.

"Bunadın mı adam sen? Daha karına aldığın hediyeyi hatırlamıyorsun!"

Gülerken alnını alnıma dayayıp, tekrardan uzunca öptü dudağımdan.

"O kadar da yaşlanmadım Güneş. Seni kızdırmak istedim. Kızınca kaşlarını çatışın fazla hoşuma gidiyor. "

"Bir insanı kızdırmaktan zevk alanı da ilk kez görüyorum! " Homurdanırken kollarından çıktığımda devam ettim.

"Neyse. Sidal ve Eslem çoktan kahvaltıyı hazırlamaya başlamışlardır. Ben de yanlarına gideyim. "

Gitmeye yeltendiğimde Araf kolumdan tuttuğu gibi beni çekti kendine.

ORMANTİK MAFYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin