16. Bölüm ''Asansör''

164K 6.2K 1.6K
                                    

VUSLAT

''Kalk be kızım! ''Kolumdan dürtülmeye devam ettiğimde homurdanırken arkamı döndüm.

''Git başımdan. '' diye mırıldandım. Bunun üzerine sertçe yere itilmemle çığlık attım.

''Ne yapıyorsun ya? '' dedim karşımda sırıtarak bana bakan Mirza'ya.

''Seni uyandırıyorum Vuslat. '' Alkışlamaya başladım.

''Seni tebrik ediyorum kardeşim. Yere uçarak şu zamana kadar yaşadığım en iyi uyandırılmaydı. ''

''Çok konuşma da kahvaltıyı hazırla. Okula gideceğim. Sen de işe... '' Zaferle gülümserken yerden kalktım.

''Sen okula gidebilirsin. Ama ben işe gitmiyorum. ''Kaşları havalandı.

''Nedenmiş o?''

''Çünkü sevgili kardeşim, kendime tatil ilan ediyorum. Sence de harika değil mi? ''Gözlerini devirdi.

''Boş konuşuyorsun Vuslat. '' dediğinde gülümsemem silindi.

''Gayet de dolu konuşuyorum. Babam yok, patron da benim tatlım. "

"Hadi ya... Babam sana öyle mi dedi? Sana? Bana pek inandırıcı gelmedi biliyor musun?" Ellerimi bel boşluğuma yerleştirirken konuştum.

"Babam olmadığı için boşuna sekreterlik yerinde oturmamam için babam onun odasında bir sürelik çalışmama izin verdi. Babamın odası eşittir patron odası. Patron odası da demek oluyor ki şirketin sahibi. Şirketin sahibi demek özgürlük demek. Bu da demek oluyor ki, istediğin kadar yetki. Bunlardan hareketle ben kendime tatil ilan ediyorum. Bir daha düşündüm de ben cidden çok zekiyim. "

"Öyle mi küçük cadı?" Babamın sesini duymamla gözlerim kocaman oldu.

"Sanırım deliriyorum. Babam mı geldi? Az önce babamın sesini duydum. Ay! Ben iyi değilim Mirza. Babam burada değil. Nasıl onun sesini duydum? " Mirza kahkaha attığında kaşlarım çatıldı. Gülerken elindeki telefonu gösterince her şeyi anlatmışım. Sinirle elindeki telefonu aldım. Telefonu kulağıma götürürken Mirza'ya işaret parmağımı tehdit edercesine salladım. Babamı arayıpta beni rezil etmeyi görecekti.

"Delirmedin güzel kızım. Ben telefondayım. Kendine tatil ilan ettin ha kızım?" Mirza kahkahasını durduramamışken benim ona fırlattığım yastıkla odadan çıktı.

"Şey, babacığım. Kim öyle demiş? Tatil ilan etmek de nereden çıktı? Tatil ne? İlan etmek ne? " Gülme sesi geldi.

"Güneş, bu kızı yaparken malzemeyi eksik mi koyduk? Ya da sen malzemeden mi çaldın?" Babamın cümlesiyle gözlerim iri iri açılırken arkadan annemin sesini duydum.

"Araf! " Babam gülerken "İşe gidilecek Vuslat. Hele bir gitmediğini duyayım külahları değişiriz. Güzel güzel işine gidip, çalışacaksın. Anladığını umuyorum?" dedi. Ofladım.

"Ya baba," dedim sesimi tatlı çıkarmaya çalışırken.

"Ya baba, yok küçük hanım. Şirkete gidilecek o kadar!"

"Tamam tamam. "

"Anneni de vereyim mi?"

"Ay bu da soru mu Araf? Kızımla konuşacağım, ver. "Annemin sesini uzaktan duyduktan sonra daha net bir şekilde sesi kulaklarıma doldu.

"Nasılsınız kızım? Evi dağıtmıyorsunuz değil mi? Kavga ediyor musunuz? "

Yatağa bağdaş kurarken konuşmanın uzun süreceğini anlamıştım. Annemle de konuştuktan sonra telefonu kapattım ve hızlı bir şekilde üstümü değiştirdim. Aynanın karşısına geçtikten sonra dudağıma kırmızı ruj sürdüm. Ardından saçlarımı düzleştirdim. Tabii bu süreçte de Mirza dakika başı kapıma gelip kapıyı yumruklamayı ihmal etmemişti. Şu anda olduğu gibi...

ORMANTİK MAFYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin