26. Bölüm "Bırakmam"

144K 5.2K 3.6K
                                    

RÜYA

Kocaman gülümsememle Mirza'nın elini daha sıkı tuttuktan sonra yürümeye devam ederken başımı omzuna yasladım.

"Ay sonunda okul bitti! Her gün istediğimiz kadar vakit geçirebileceğiz. Okul bitti, okul! " diye şakıdım.

Mirza elini elimden çektikten sonra kolunu belime sarıp beni kendine çekti ve alnıma öpücük kondurdu.

"Vuslat'a gidiyoruz değil mi?" diye sordu Mirza. Okuldan çıkarken mırıldandım.

"Evet. Bir bakalım. Belki canı sıkılmıştır. "

Bize doğru gelen gördüğüm kişiyle adımlarımı yavaşlattım.

Mirza benim aksime beni de beraberinde götürerek bize tebessümle ilerleyen Melek'e doğru yürümeye başladı.

Melek'i görünce bir anda tüm neşem uçmuştu.

"Nasılsınız? Sizi gördüğüme çok sevindim. " dedi Melek aramızda birkaç adım kala dururken.

"İdare ediyoruz. "Melek bana bakınca bir cevap vermem gerektiğini düşünüp kendimi tebessüm etmeye zorladım. "Ben de iyiyim. Sen?"

"Gayet iyiyim. "

Yaklaşık on dakika Mirza ve Melek arasında güzel bir diyalog geçti, okulun bitmesine rağmen haberleşme sözleri verildi, iyi dilekler iletilip yolumuza bakmaya devam ettik.

Hiç ağzımı açmadan Mirza'nın arabasına ulaştığımızda ön koltukta yerimi aldım.

Her kız gibi ister istemez sevgilimi hem cinslerimden kıskanıyordum. Melek iyi ya da kötü. Kıskanıyordum işte!

Bir de en kısa zamanda görüşeceklermişmiş.

Arabanın hala ilerlemediğini fark edince kafamı Mirza'ya çevirdim. O da bir eli direksiyonda bana bakıyordu.

'Ne oldu' anlamında göz kırptıktan sonra "Hayırdır? Bu surat ne?" diye sordu.

Omuzlarımı kaldırıp indirdim.

İyice bedenini bana döndürdü. "Konuşsana Rüya. Neden surat asıp, susuyorsun?"

Tek kaşımı havaya kaldırdım. "Gerçekten konuşmamı istiyor musun?" diye sordum.

"Sorun neyse konuş da bileyim."

Boğazımı temizledikten sonra derin bir nefes alıp tüm içimdekileri dökmeye başladım.

"Ben bir erkekle, özellikle Savaş'la muhatap olunca sorun çıkıyor, kavga ediyoruz, tartışma oluyor. Hatta ve hatta yeri geldiğinde yumruklarını bile konuşturuyorsun. Ufak bir konu, büyük bir mevzu haline geliyor. Sen bana konuşma diyorsun, konuşmuyorum. Savaş'la bir muhabbete girme, görüşme diyorsun, kabulüm. Ben senin sevgilinim, beni sahipleniyorsun ve doğal olarak da kıskanıyorsun. Ben de buna saygı duyarak isteklerini yerine getirmeye çalışıyorum. Okulda Savaş'la karşı karşıya geldik, ne kadar karakterime ters olsa da selam bile veremeden yanından geçtim gittim. Neden? Sen bir yerden görüp ya da duyarsan, bana kızarsın ve aramız bozulur diye. Sen bana kızınca ben çok üzülüyorum Mirza. Bunları istemediğim için karakterimden ödün veriyorum. Ama sen istediğin kızla, istediğin gibi konuşuyorsun. Ben de bunu anlayamıyorum. Melek'le çok sıkı fıkısın. Ben bundan rahatsızlık duyuyorum. Sen beni nasıl kıskanıyorsan ben de seni aynı şekilde kıskanıyorum. Çünkü sen bana ait bir adamsın. Başka bir kızla iletişime geçmen bile kıskançlık duygularımı harekete geçiriyor. Sen benim erkeğimsen Melek'le iletişim halinde olmayacaksın. İşte o kadar. "

Noktayı koyduktan sonra nefes nefese kaldığım için nefesimi düzene koymaya çalışırken göz ucuyla da Mirza'nın tepkisini ölçüyordum.

ORMANTİK MAFYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin