42. Bölüm "Düğün"

138K 4.5K 1.2K
                                    

MASAL ALYA

Parıldayan küpelerimi de kulağıma taktıktan sonra hazırlanmanın verdiği zaferle gülümserken karşımdaki boy aynasından aksime baktım.

Beyaz ayakkabılarım, beyaz gelinliğimle tamamdım. Aklıma gelinliğimin arkadaki fermuarını kapatamadığım gelince sormurtmaya başladım. Kızlar tepemde durmadan konuştukları için onları gelin odasından kovmuştum. Şimdi de onlara işim düşmüştü. Gelinliğimin fermuarına bir türlü uzanamıyordum.

Bir kez daha elimi arkama uzattığımda fermuarı yakalamaya çalıştım. Ama yine olmuyordu!

Sinirle ayağımı yere vururken kapıya üç kere ritmik bir şekilde vuruldu. Kızlardan biri olduğunu düşünerek sevinçle kapıya döndüm. Kapının kulpu aşağı indi, yavaşça itildi. Odaya adım atan kişinin kızlardan biri değil de Caner olduğunu görünce gözlerim irice açıldı, bir-iki adım geriledim.

"Masal." dedi yüzündeki keyifle odaya girip, kapıyı ardından kapatırken.

Çığlık atıp, bağırmak için ağzımı açmıştım ama gerisi gelmemişti. Sesim çıkmıyordu. Korkudan dilimi yutmuştum sanki.

Caner ağır adımlarla yanıma geldi ve gözlerimin içine baktı.

"Merhaba canım. "

Korku dolu gözlerle kıpırdamadan Caner'e bakarken Caner daha da keyiflenen ifadesiyle bedenimi aynaya çevirdi. Aynada birbirimize bakmaya başlarken Caner ellerini usulca belime yerleştirdiğinde elini itmek hatta kırmak istedim ama parmağımı dahi hareket ettiremiyordum.

Korkudan gözlerim dolmaya başlarken bakışlarım ellerinin dokunduğu belime gittiğinde o kısmın kırmızı olduğunu gördüm.

Caner'in bir eli birkaç parmak aşağı indiğinde bu sefer orası kırmızıya boyanmıştı. Kalp atışlarım hızlanırken gözlerimi sadece bana bakan Caner'in gözlerine çektikten sonra Caner sol omzumdan kafasını uzatıp, kulağıma eğildi.

"Ben kolay kolay pes etmem Masal.."

Ona bağırmak için tekrardan ağzımı açtığımda yine sesim çıkmamıştı.

Ben sertçe yutkunurken Caner ellerini gelinliğimde gezdiriyor, beyazın kaybolarak kırmızı olmasını sağlıyordu. Kırmızı kan rengiydi. Gelinliğim kana bulanıyordu.

Bu olanlar neydi böyle?

Neler oluyordu?

Dolu gözlerimden bir damla yaş süzülürken buğulu gözlerimi odada gezdirdiğimde aynadan gördüğüm kadarıyla damatlık üstünde, yerde kanlar içinde yatan Ömür'le birlikte kalbim tekledi.

Ömür..

Sevgilim.

Caner ağzımı açıp tek kelime edemeyen bana aynadan sırıtarak bakarken yanaklarım ıslanmaya başlamıştı. Ömür'ün bu halini görmemek için gözlerimi sıkıca kapattım. Ömür'ün adını haykırmak, yardım istemek için bağırmak istiyordum ama olmuyordu. Boğazım düğümlenmiş gibiydi. Tek yapabildiğim ağlamaktı.

ORMANTİK MAFYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin