3.2

53.3K 2.3K 238
                                    

MULTİMEDİA EREZ VE ALİNA'YI GURURLA SUNAAAR! 

!En sonda yazmış olduğum önemli nota bakarsanız, mutlu olurum.!

-32-

Üzerime giydiğim parkanın önünü kapatıp, dışarıdaki kırıcı soğuğa hazır olduktan sonra diğerlerine döndüm.

''Gelmek istemediğinize emin misiniz?''

''Eminiz Alina,'' dedi ve yanağıma büyük bir öpücük kondurdu Bahar. Ondan eksik kalmayarak, Deniz de boşta kalan yanağımı öptü. ''Haber ver bize.''

''Gidiyorum o zaman.'' dedikten sonra kapıdan apartmana bir adım attım. İkisi de aynı anda bana el salladıktan sonra, merdivenlerden indim. Apartmandan çıkmadan dahi, iliklerimde hissetmiştim soğuğu.

Dışarı çıktıktan sonra, ellerimi parkanın cebine yerleştirdim. 

Attığım her adımla, düşüncelerim tazeleniyordu. 

Dün gece, hem zihnen hem de fiziken yorucu olmuştu. Eskileri bağlamak geleceğime, yorgunluğumu kolundan çekiştirerek bir kaç saatliğine rafa kaldırmıştı. Saatlerin etkisi dindiğinde, yorgunluğum ve ben baş başa kalmıştık. Uyuduğum onca saat dahi etki edememişti. 

Peki ben gidiyordum da.. nereye mi gidiyordum? 

Gökyüzüne verdiğim ailemin yanına gidiyordum. 

Mezarlık, evden bir kaç metre uzaklıktaydı sadece. Onu toprağa koymadan önce, gideceğim yeni hayattan habersiz olduğum için varlığı her ne kadar toprağa karışmış olsa da, yakınımda oluşunun bana güç vereceğini düşünmüştüm.

Oysa sürüklenmiştim bambaşka bir hayata. Diğer insanların yaşamına da davetsiz misafir olarak girmiştim bir anda. Düzeltiyorum, misafir olarak girdiğimi düşündüğüm hayatlarda kalıcı olmuştum.

Bir kaç adım daha ilerledim ve her gün alışkanlık haline getirdiğim o eylemi yaptım.

En güzel geceyi düşündüm.

Kim bilir ne yapıyordu? İçim içimi yese bile, Deniz'e sormuyordum. O soracaktı, meraklanacak, ve hatasını düzeltmeye çalışacaktı. Yine de Soykan, haklı olduğunu düşündüğünden olsa gerek yanaşmamıştı daha. 

Adımlarım varmışken mezarlığa, kafamın içinde yola dair hiç bir görüntü kalmamıştı. Öyleydi ki, sadece varacağım yöne yürümüş ve görüntülü bir şekilde düşünmüştüm.

Gözlerimdeki şimşekler göz pınarlarıma düştüğünde, adımlarım sonlanmıştı.

Öyleydi ki, gözlerim görüş açımı bulanıklaştırmıştı. Anılarım avazları çıktığı kadar bağırıyor, duygularım birbiri içerisine hapsolmuştu.

''Buradayım baba.'' diye fısıldadım kenara bir yere çökmeden hemen önce. 

Dizlerimi kırmış, isminin yazılı olduğu taşa bakarken, içimden gözüme vuran bir damla yaş toprağa karıştı. 

Gözlerimi silerek, daha net bir görüş açısı sundum kendime.

''Özür dilerim hemen gelmeliydim, affet. Ama, güç bulamadım kendimde.'' Kafamı gökyüzüne çevirdim, gözlerimi sıkıca yumdum bir kaç saniye. 

Arabadan indiğim gibi koşmalıydım belki buraya, ama yapamamıştım. Anılar beni onlara tutsak yapmış, bir gece boyu onlarla dinlendirmişti. Yorgundum bazı şeylerle, ama anılar beni babamın yokluğuna alıştırmaya çalışmıştı. 

''Annemle sonunda tanıştım baba.. Keşke senin onu sevdiğinin birazı kadar seni sevebilseydi. O zaman her şey daha farklı olurdu.'' Annemin sevgisini hissediyordum. Ruhunuza değdiği an dinç hissettiren bu etki ilk defa vardı hayatımda. İlk görüşümde olduğu kadın gibiydi hala, hiç eksilmemişti. 

EŞSİZ RİTİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin