EŞSİZ RİTİM

1.4

Bea Miller - Fire N Gold 

-14-

''Anlat,'' dedi dudağını kemirirken. ''Dün akşam ne konuştunuz?'' 

Evde konuşacak zaman ya da mekan bulamadığımızdan okula giriş yapar yapmaz kantine dün geceyi konuşmak adına oturmuştuk. Deniz, gece ben uyuduktan sonra geldiğinden haliyle bir şey konuşamamıştık. 

Onun dışında Erez ile de bir o kadar çok şey konuşmuştuk. Bana duygularından bahsederek, geçmişinin sırlı ve zorlu kapısını açmıştı.   

''Azrayı yendiğini söyledi. İntikam tutmayacağından bahsetti. Ve gerçekten kırılmış Deniz, ama kırgınlıklarını olgunluklarına katmış. Küçük bir çocuk değil abin.'' dedim. Söylediklerimde Erez'in dün geceki konuşmasının etkileyiciliği vardı kesinlikle. 

''Biliyorum Alina ama, elimde olan bir şey değil. Hala öfkeliyim ama çocuk olmadığının da fazlası ile farkındayım,'' Ses tonu bir an kısıldı ama sonra toparladı. ''Başka?''

''Başka da bir şey yok işte. Ardından yanınıza geldi.'' dedim. Gözleri cümleyi noktalamam ile birlikte irice açıldı.

''Abim bizi dün uyurken görmüş mü?'' dedi ve tepki olarak sandalyede öne kaydığında, onunla birlikte kayan sandalye de haliyle ses çıkardı. 

Cümlesini irdelediğimde, onun şaşkınlıkta kalan gözlerine karşılık gözlerimi büyüttüm. 

''Dün Arda ile mi uyudunuz?'' 

İki soru cevabını yakalayamadan ortalıkta dolanıyordu. 

Bir an düşündüm ve ortaya çıkan bir soru işareti dahaydı. 

Dün Deniz ile Arda uyudu ise, gece yanımda uyuyan kişi Erez miydi? 

Erez kişisi.

''Bir dakika baştan alalım. Dün gece konuştunuz ve sonrasında beraber uyumadınız mı?'' diye sordu.

''Hayır abinle konuştuk ve sonra seni yollamak üzere yanınıza geldi.'' dedim.

''Nasıl ya? Ben Arda'nın yanında uyandım ve seni uyandırmak üzere geldiğimde de beraber uyuyor olduğunuzu gördüm ve geri döndüm.'' dedi. 

Çoğunluğum garip bir heyecanı kucaklarken, geriye kalan kısmım şaşkınlığı taşıyordu.

Takılmadan Deniz'e yoğunlaşmayı umdum. Umduğum gibi olmadığını söylememe gerek var mı? 

''Ayrıca Alina, abim bizi o halde gördü ve bir şey demediyse durum fazla ilginç.'' dedikten hemen sonra kollarını göğsünde kavuşturdu ve arkasına yaslandı. Anlaşılan durum fazlasıyla garip olmuştu. 

Gerçi, haklıydı. Bu adam ikisinin yan yana oturmasına dahi laf ediyordu. 

Kendimi neden diye sorarken buldum bir an. Neden tek bir şey söylemeden yanıma kıvrılmıştı?

''Bak.'' dedi ve telefonunu önüme serdi. Gözlerimi ekrana çevirdiğimde, şaşkınlık saniyesinde kanıma karıştı. Sıcak bir akım vücudumu elden geçirdikten sonra, garip bir his bünyeme doğdu. 

Erez bana arkadan sarılmış, vücutlarımızı bir bütün haline getirmişti. Kafası boynuma yakın bir noktadaydı. 

Fotoğraf huzura bulanmıştı. 

Garipsedim. Bütün gece kokusu baş ucumdaydı, ama garip bir şekilde hissedememiştim.

''Alina,'' dedi ve telefonu önümden alarak düşüncelerimi ortadan ikiye ayırdı. Yüzüne baktım. ''Abimin bu akşam maçı var.''