Kalbimin bu kadar hızlı çarpması hiç hayra alamet değildi.
Bu kadar hızlı atacak bir şey yoktu ki ortada! Kapıya yaklaştıkça daha da şiddetleniyordu üstelik!
İçime derin bir nefes çekerek, kapıyı açmakta olan Bahar'ı gülümsettim.
Gülümseyerek kapıyı açtı ve karşısında Batu'yu buldu. Zile basmak üzereydi muhtemelen. İlk Bahar'ı yakalayan gözleri şaşkınlık ile aralandı ve yaslandığı duvardan bedenini ayırdı. Bahar için de aynı şey gerçekleşmişti sanırım. Şaşkınlığından zor da olsa kurtulan Batu, bana çevirdi bakışlarını. Bunu fark eden Bahar kapıdan geçerek dışarıya çıktı.
''Çok güzel olmuşsunuz..'' dedi alelacele. Hafifçe teşekkür ettiğimde geriye çekilerek, Bahar'a kolunu uzattı. Bahar ise fırsattan yararlanarak hemen koluna girdi.
Karşımdaki görüntü netleştiğinde, üç tane arabaya rastladım. En solda kalan araba Arda'nındı. Bunu belli edercesine yanında duruyordu. Ortadaki araba ise Batu'nundu ve Bahar'ı arabaya yerleştiriyordu. En öndeki araba ise tahminler üzerine Erez'indi. Rahat bir biçimde arabaya yaslanmış, bacaklarını çapraz yapmıştı önünde. Cep telefonu ile uğraş içerisinde olduğundan, bakışları bana uğramamıştı. Durumdan istifade onu şöyle bir süzdüm. Siyahlar içinde parlayan, beyaz gömleğiydi. İlk iki düğmesini açarak hoş bir hava sağlamıştı. Saçları ise her zamanki doğallığındaydı. Görüntü güzeldi.
Adam geceye çok yakışmıştı.
Kapıyı hızlıca çektiğimde Deniz yanıma ulaştı hemen. Beyazlar içerisine yerleşmiş, beyazı benliğine kabul ettiğini göstermişti bu güzelliği ile.
''Bu ne güzellik!'' diye şakıdı düşüncelerimi alarak. Ardındaki Arda ise, bizi dinliyordu ki sevgilisine katıldığını gösteren homurtular çıkardı.
''Sen de öyle.'' dedim mahcup bir biçimde. Fazla zaman kaybetmeden yürümeye koyulduk. Gece serinliği tenimin üzerine yerleşmişti bile. Ceketimi üzerime geçirerek, çantamı tutuşumu güçlendirdim.
Deniz ile Erez'in arabasına yürümeye başladık. O anda Erez'in gözlerini yakalamıştım işte. Beğendiğini gördüğümde, kafamı yere çevirdim. Resmen gözlerinde beğendiğini görmüştüm ve nedenini bulamazdım ki bu iyi hissettirmişti.
Erez'in karşısında durduk.
''Hadi atlayın.'' derken hareketlenmişti ama gözleri üzerimden gitmemişti hala.
''Sence de Alina bu gece çok güzel olmamış mı abi?'' diye sorarak Deniz beni utandırmayı başarmıştı. İstediği bu değil, Erez'den benim için güzel şeyler duymaktı ama başka şeylere de neden olmuştu bu sorusu.
''Güzele güzel demem ben, güzel benim olmayınca,'' Erez olduğunu bir cümle ile göstermişti işte.
''Hadi.'' dedi bir kez daha ve sürücü koltuğuna geçti.
''Deniz, Arda ile gitmeyecek misin?'' diye sordum. Erez'in eşi ben isem, Arda da Deniz ile gidiyordu.
Kafasıyla Erez'i işaret etti. İzin vermediğini de göstermiş oldu böylelikle. Elimde olmadan sıkıntıyla iç çektim ve arabanın camını tıklattım. Hemen açık bir konuma getirdi.
''Ne bekliyorsunuz dışarıda hala siz?'' demiş, atlayan ilk taraf o olmuştu.
''Deniz,'' derken kafamla da işaret ettim. ''O Arda ile gidecek.'' dedim. Sormamıştım, saçmalıktı çünkü.
''Nedenmiş?''
''Çünkü eşler beraber olmalı.'' diyerek, omuz silktim.
''Gözümün önünde de eş olabilirler.'' dedi. Kavga etmeyecektim ama sözümden dönmeye de niyetli değildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EŞSİZ RİTİM
ChickLitGeçmiş, bitmiş olmalıydı. Üzerinden ne kadar süre geçtiğinin çok da bir önemi yoktu.. sadece gelecekte yaşanacak günlere çelme takmaması gerekirdi. Bir ölüm, bir hayat vaat etti genç kıza. Bir ölüm, kırık dökük bir geçmişin kapısını araladı, Bir öl...
