2.2

59.5K 2.6K 146
                                    

-22-

Erez'den:

''Lina, yeter.'' dedikten sonra elinden içmekte olduğu içkiyi aldım. Eli havada asılı kaldı, dudaklarını büktü, ağlamaya ramak kalan bir bakış sundu.

''Bitmemişti ki.'' dedi kelimelerin üzerinde oyalanarak. Gözleri baygın bir şekilde bakıyordu.

Midesinde yer alan kaçıncı olduğunu dahi bilmediğim bardak bilincini söküp almıştı. Sarhoş oluyordu değil, şu an sarhoşluğun son evresinde dolaşıyordu. Muhabbet arasında içtiği içkilerin hepsi etkili olmuştu. Bunu farkında olarak değil, aksine keyfi bir şekilde yapmıştı ama fazla abartı olmuştu.

''Erez?'' dedi e harfini uzatarak.

''Efendim?'' dedim. Ayağa kalkarak elimi tuttu bir anda. Dengesi sarsılsa dahi, ani yaptığım refleks desteği ile durmuştu.

Bir şey diyecek oldu ama, yüzünü buruşturarak karnını tutması alışık olduğum bu görüntü karşısında ne yapacağımı göstermişti. Eli anında ağzına kapandı. 

Zaman kaybetmeden onu kucağıma alarak, azalan insanlar arasında tuvaleti buldum. İçerisinin boş olması, avantajdı. O klozet önünde dizlerini yere koyduğunda, kapıyı kilitledim. Hemen sonrasında yanına giderek, saçlarını toplayarak ona yardımcı oldum.

Midesini boşalttıktan sonra, sifona bastı. 

Yüzüme bakmaktan çekinir bir şekilde lavaboda ellerini yıkadı ve arkasından ağzındaki o tadı geçirmek istercesine ağzını beş altı kez çalkaladı. 

''Sen neden gitmedin?'' diye sordu çıkacağımız esnada. 

''Gitmem mi gerekirdi?'' 

''Evet, bu görüntüye tanık olmaktansa...'' 

''Saçmalama diyeceğim ama yaptığın en iyi şey.'' dedim ve kapıyı açarak, çekildim önden geçmesi adına. Tuvaletten çıktık, içeride de daha fazla durmadan dışarıya attık kendimizi. 

Bir kaç adımı sarsak attığında, elini tuttum. Bir duraksadı, elimize baktı ilk önce.  

''Dans edelim mi?'' dedi saniyeler sonrasında. Denge kurmakta dahi zorlanırken, bana ettiği bu teklif fazlaca cesaret içerikliydi.

''Bence eve gidelim.'' dedim elini elimden çekmeden adım atarak. Dengesi sarsılmıştı, ama durdu ve elimi aşağıya doğru çekti dur dercesine.

''Dans edelim.'' dedi. Saat gece yarısını geçeli çok olmuştu. Diğerleri eve gitmiş, geriye bir Doğan bir de biz kalmıştık. Kusması ile az da olsa açılan bilinci, soğuk hava ile birleşince daha iyi olabilirdi. 

Elinden çekerek belini tuttum ve vücuduma yasladım vücudunu. Ellerini boynuma doladı, ellerimi beline sardım. Evin içerisinden müzik sesi kulaklarımızda yankılanırken, sallanmaya başladık orada.

İçerideki onca kokuya rağmen, hala kendisi gibi kokuyordu. Üzerine sinmiş, alkol, sigara kokusu vardı elbet ama teni hala güzelliği barındırıyordu. Bu kızın kokusunda saklı kalmış bir güzellik vardı.

''İnanır mısın?'' dedi kıkırdayarak. Sustum, saçmalamaya başlayacaktı. ''Seninle dans etmeyi çok seviyorum.'' dedi. Güldüm.

''Öyle mi ufaklık?'' diye sordum kafamı boynuna saklarken. Saçlarını çekerek kendime orada yer açtım.

''Harbiden.'' dedi gülerek. Kafasını geriye attı ve çok komik bir şey gibi kahkaha attı.

''Bu arada beynim dönüyor.'' dedi. Ses tonu koyu bir hal almıştı. Şu an bu mantığının iptal olduğu hali çokça güzel durmuştu.

EŞSİZ RİTİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin