2.5.1

59.5K 2.4K 186
                                    

Multimedia - Alina

-25-

Bazı anlar vardı karşısında kalakaldığınız. Olan olaylara ya da olaya, ne yapacağınızı bilmeden bakakaldığınız. Oysa durum ve yapılması gerekenler ortadayken, bir neden engel olurdu size. Ve bana engel olan bu adamın geçmişiydi. 

Bir insana değer verdiğinizde, canının yandığını, incindiğini ya da üzüldüğünü görmek istemezdiniz sonucunda. Tam da o noktadaydım. Küçük adamın geçmişinden kaynaklı üzüntüsü daha yeni yeni otururken yerli yerine, bu ona bir kez daha acı katacaktı. Gözlerinde dolanacak olan hayal kırıkları canlanıyordu gözümde ve şimdiden batıyordu ciğerlerime. 

Yaklaşık iki gece önce tanık olduğum sahneyi, aslında en yetkili kişi ile paylaşacak iken, vicdanım durmama neden olmuştu. Uykularımı bulamayışım da bundandı muhtemelen. Şu an hazırlanmam gerekirken içimdeki sıkıntı bulutu buna engel olan en büyük şeydi belki de. 

Tamam bu sorunun cevabı kesinlikle belki de değildi. 

Uyuyamadığım iki gün boyunca sadece düşünmüştüm. Elbette aklımda dolanan tek olay bu değildi. Geldiğimden bu yana değişenleri, hayatıma aldığım ve çıkardığım çoğu şeyi de düşünmüştüm. 

Ve şimdi çıkmazdaydım. Aklıma yatan tek şey ise, bu konuyu Deniz ile paylaşacaktım. O daha iyi bilirdi.

Kişilerimde Deniz'i bulduktan sonra, aramaya bastım. 

''Efendiiimm!'' daha ikinci çalışta açmıştı, hem de büyük bir heyecan ile. Bu kız bu enerjiyi nereden buluyordu, sahiden anlamıyordum. 

''Ne yapıyorsun?'' diye sordum ona karşı daha sönük bir halde. İki gündür arada soruyordu neyim olduğunu, ısrarla yorgun olduğumu söylüyordum. Yalan değildi, bir yerde yorgunluk da çullanmıştı üzerime. 

''Makyaj yapıyorum beneğim, sen ne yapıyorsun?'' diye sordu. Sesim cansız olunca, bana uyum sağlamıştı haliyle. 

Kafanızda yarattığım, beneğim ne ki tarzı soruları görür gibiyim. Deniz ile her mesajımızda, bana bebeğim diyeceği yerde n ve b harflerini karıştırarak ısrarla beneğim diyordu. Baktı ki düzeltemiyor, oluruna bıraktı kızcağız da. 

''Hiçbir şey. Deniz, konuşmamız lazım. Hazırlandıktan sonra bize gelebilir misin?'' diye sordum. 

''Yarım saat sonra oradayım benek.'' dedi ve kapattı telefonu. Derince soluklandım.

Ardından Bahar'ı bulup, aramaya bastım. İki gündür iletişime geçmemiştik.  

''Çiçek kokulu?'' dedim açtığı ilk anda. 

''Ay, benim.'' dedi bezmiş bir şekilde. Trip kokuları burnuma doğru geliyordu.

''Ne yapıyorsun?'' 

''Dışarı çıkacağız. Her yılbaşı programı gibi olacak bu sene de. Sadece sensiz,'' dedi iç çekerek. ''Sen ne yapıyorsun?''

''Deniz'i bekliyorum çiçek kokulu ben de.'' dedim. Özlem açtı güneş misali kalbimde.

Nefes aldım derince.

İçimde büyük bir ikilem vardı geçen geceki olayı paylaşıp paylaşmamakla ilgili. Alaz'ı biliyordu ve hoşlanmamıştı. Onu ona anlattığımda, içine böyle gereksiz bir sıkıntı girdiğinden bahsetmişti. O yüzden o konuya nasıl gireceğimi, ya da girmek isteyip istemediğimi bilemiyordum.

''Anlat hadi, dinliyorum.'' dedi sesimden anladığından.

''Pekala..'' diyerek girdim konuya. Ne olduysa, ne konuşulduysa paylaştım hepsini. En sonunda da yük olmuştu ki öyle içime, derin bir nefes koyverdim ikimizin kilometrelerce olan uzaklığına. 

EŞSİZ RİTİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin