25. Bölüm ''Git''

Start from the beginning
                                    

"Tabii bilir misin? Hadi kahvaltıyı hazırla. "

Başını onaylar anlamda sallarken yataktan kalktı. Güneş odadan çıkarken bende ayağa kalktım.

Dolabımdan takımlarımdan birini çıkarıp giydikten sonra odadan çıktım. Vuslat'ın odasının önünden geçerken ister istemez duraksadım.

Kararsız kalsam da elimi kapının kulpuna götürdüm ve aşağı indirip, kapıyı açtım. Yavaşça odaya girdikten sonra kapıyı kapatma gereği duymadan birkaç adım daha attım.

Oda ölüm sessizliğinde, kasvetliydi. Vuslat varken cıvıl cıvıl olan evden şimdi ise çıt çıkmıyordu.

Adımlarımı hareket ettirdim. Bir süre Vuslat'ın boş yatağına baktıktan sonra yatağının kenarına oturdum. Ardından yastığını elime alıp, burnuma götürdükten sonra gözlerim kapanırken derin bir nefes çektim. Kızımın yokluğunda değerini, önemini çok daha iyi anlıyordum. Kızımı çok özlemiştim.

Yastığı yerine koyarken gözüm sağ elime ilişti. Elimi yumruk yaptım ve arkama sakladım. Gözlerimi sıkıca kapatırken başımı yatağın başlığına yasladım. Bu elimi, tek ve değerli kızıma kaldırmıştım. Yirmi üç yıl boyunca kalkmayan el kalkmıştı. O elimi kırsam yeri vardı. Kızıma evden gitmesini söyleyen dilimi ne yapsam, bilemiyordum. Vuslat'ın tutarsız davranışlarını, deli dolu hareketlerini, eksilmeyen gülümsemesini, parıldayan gözlerini özlemiştim. Kızıma nasıl el kaldırmıştım, evden kovmuştum hala inanamıyordum. Ben nasıl baba olmuştum böyle? Vuslat'a sesimi yükseltmezken bunu nasıl yapmıştım? Vuslat'ın o gün gözlerinden geçen ifadeyi unutamıyordum. Kırılmıştı, hem de çok.

''Baba? '' Mirza'nın sesini duyunca gözlerimi açtıktan hemen sonra kendimi toparlayıp boğazımı temizlerken oturduğum yerde dikleştim.

''Gel oğlum. ''

Mirza kapıya yaslanmayı bırakıp yanıma ilerlemeye başladı. Benim gibi yatağın diğer ucuna oturdu.

''Sen de ablamı özledin değil mi baba? '' Mirza'nın sorusuyla gözlerimin dolmasına şaşırırken ''Evet, oğlum. '' dedim.

''O da eminim seni çok özlemiştir. '' Alayla güldüm.

''Eminim beni hiç özlememiştir. Baba demekten bile utandığı babasını özlemesi garip olur. '' dedim Vuslat'ın sözleri zihnimde yankılanırken.

Oysa önceden babam diye seni gösterirken gurur duyuyordum.

Senden utanıyorum.

"Öyle söyleme baba. Sinirle ağzından yanlış cümleler çıktı. " dedi Mirza.

Başımı olumsuz anlamda salladım. Kızımı çok üzmüştüm. Nasıl eskisi gibi olacaktık, ne yapmam gerekiyor bilmiyordum.

Bir süre sonra Mirza ayaklandığında ona baktım.

"Ben dışarı çıkıyorum baba. Kahvaltı etmeyeceğim." Kaşlarım çatıldı.

"Nereye Mirza? "

Gözlerini gözlerimden kaçırırken "Şey işte baba. Arkadaşla buluşacağım. " dedi.

Nereye gittiğini anlamıştım. Başımı olaylar anlamda salladım.

"O arkadaşa söyle, onu çok seviyorum. Birkaç gün sonra da doğum günü.. Hediyesini sana veririm, sen de o arkadaşa iletirsin. Bir de..." Yataktaki ayıcığı aldıktan sonra Mirza'ya uzattım.

"Bunu da ablana ver. Bu ayıcık olmayınca huzursuz oluyor, biliyorsun."

Mirza paniklerken boğazını temizledi.

ORMANTİK MAFYAWhere stories live. Discover now