9 • daha düne kadar

1.9K 123 20
                                    

Bölüm Şarkısı: Bob - Nothing On You ft. Bruno Mars
Multimedya: Nate






9.Bölüm






"Bugün herkes sırayla yüzecek potansiyelinizi tekrar gözden geçireceğiz. Emma, ilk sen başla."dedi Chris. Emma gülerek onun yanına geldi. Tam önünde durduğunda neredeyse teni tenine değecekti. Ashley'in dediği kadar vardı gerçekten. Bu kız tam bir sürtüktü!

Chris dudaklarındaki düdüğü çaldığında Emma havuza atlayıp yüzmeye başladı. Herkes ayakta dikelirken ben ise havuzun kenarına oturdum. Emma bir tur atıp geri döndüğünde yanı başımdan bir ses duydum. "Hey?"

Gözlerimi çevirip baktığımda Chris'in beni işaret ediyor olduğunu gördüm. "Sıra sende." Oturduğum yerden kalkıp yanına yürüdüm. Tam önünde durduğumda ona baktım.

"Adın neydi senin?"diye sordu sanki bilmiyormuş gibi. Herkes bize bakarken istemsizce gerildim. "Briella." Sesim kısık çıkmıştı.

"Başla."dediğinde derin bir nefes alıp havuza atladım ve yüzmeye başladım. Bir tur atıp geriye döndüğümde yanına ulaştım. Başımı sudan çıkarıp ellerimle gözlerimi sildim. Ona baktığımda kolundaki saatte baktı. Kafasını iki yana sallayınca hayal kırıklığıyla etrafıma baktım.







Hepimizi gruplara ayırdığında ben en düşük sınıftaydım. Neyse ki yanımda Ashley vardı. En iyi grup Emma'nın grubuydu, onların içinde Grace'de vardı. Ibby ve birkaç kişi daha orta seviyeli gruptaydı. Mola verdiğinde herkes havuzdan çıktı. Sandalyenin üzerindeki havlumu kendime sardım. Grace diğer kızlarla kendi aralarında konuşuyorken Ashley yanımda oturdu.

"Bu hocada suratsız falan ama çok fenaymış. Baksana kaslara.."dedi Ashley, Chris'e bakarak.
"Herkes nasılda hocayı kesiyor. Özellikle Emma sürtüğü. Kesin hocayı yatağa atma derdin de."

Gözlerim etrafta gezdirdiğimde Emma'ya dikkat kesildim. Köşede duruyordu. Kollarını birbirine bağlamış pür dikkat Chris'i izliyordu. Ibby yanında ona bir şeyler anlatıyor fakat onu dinlemiyordu. Chris kafasını telefonundan kaldırıp etrafa bir bakış attı. "Mola bitti."dedi. Gözlerini etrafta gezdirip gözlerimle çarpıştığında bana baktı. O gözlerini çekmeden önce ben çektim. Havuz başında toplandığımızda yanımıza yaklaştı. "Şimdi yarışacaksınız. Sizi ikişer ikişer eşleştireceğim. Çift tur atacaksınız."dedi.

Herkesi eşleştirirken beni Emma ile eşleştirdiğinde gözlerimi devirdim. En son biz yarışacaktık. Grace ve Ashley iyi yüzmüştü.

Sıra bize geldi. Düdük sesi duyduğumuzdan sonra ikimizde suya dalmıştık. Emma sanki ulusal yarıştaymış gibi hırsla yüzüyordu. İki turda da Emma kazanmıştı. Emma bana sırıtınca zaten bozuk olan moralim yerle bir oldu. Sonunda yarış bittiğinde kursta bitmişti. Grace ve Ashley yanıma yaklaştı. "Hadi çıksana ne duruyorsun hala havuzda?"diye sordu Grace. "Ben biraz daha çalışacağım siz gidin."

"O sürtük seni geçti diye hırs yaptın değil mi?"diye sordu Ashley kaşlarını çatarak.

"Kendimi biraz daha denemek istiyorum sadece."dedim.

"Öyle olsun."dedi Ashley. Herkes eşyaları alıp salondan çıkarken geriye sadece ben kalmıştım. Dakikalarca yüzdüm. Başımı sudan kaldırıp ellerime baktım. Çok fazla suda kalmaktan buruş buruş olmuştu. Sonunda yorulduğumda derin bir nefes alıp verdim. Kafamı kaldırıp baktığımda eşyalarımın yanında oturmuş bana bakan Chris'i gördüğümde şaşırdım. Beni izliyordu.

Havuzdan çıktım. Ona aldırmadan hemen yanında duran eşyalarımı toplamaya başladım. Nasıl olsa beni rahat bırak demişti değil mi? Bende onu rahat bırakıyordum işte! Ona bakmamak için bütün gücümle irademi kullanıyordum. Eşyalarımı topladığımda gidecektim ki ayağa kalkıp önümde geçti. "Bir sorun mu var hocam?"dedim ona bakarak.

"Daha düne kadar senli benli konuşuyordun."

"Hocam olduğunuzu öğrenmeden önceydi."dedim kendimden emin bir şekilde. Çantamı omuzuma asarken gözlerimi etrafta dolaştırdım. Boş salonda bizden başka kimse yoktu. "Demek öyle."dedi gözlerini kısarak.

"Evet."

"Potansiyelin düşük bu şekilde asla profesyonel yüzücü olamazsın."dedi konuyu değiştirerek.

"Teşekkür ederim hocam. Öğrendiğim çok iyi oldu gerçekten."dedim. Yanından geçip gidecektim ki bileğimden tuttu. İlk önce tuttuğu bileğime sonra yüzüne baktım. Mavi gözleri insanı delip geçiyordu sanki. "Kendini geliştirene kadar sana özel ders verebilirim." dedi. Kaşlarımı çattım.

"Asla profesyonel olamayacağımı söylediniz. Buna gerek var mı?"diye sordum.

"Bu şekilde olamazsın dedim sözlerimi çarpıtma."dedi. İstemsizce sinirlendiğimde kolumu hızlıca ondan çektim. Arkama bakmadan yürürken aynı zamanda burnumdan soluyordum. Niye bu kadar sinirlendiğimi anlayamamıştım. Emma'nın beni geçip birinci olmasına mı yoksa yüzme hocamın bana potansiyelin düşük demesine mi? Hangisine?

Soyunma odasına girdiğimde üzerimdekileri çıkarıp kuru iç çamaşırlarımı giydim. Üzerime kıyafetlerimi giydiğimde saçlarımı bileğimdeki tokayla gelişi güzel topladım. Eşyalarımı çantama koyup odadan çıktım. Hızlı adımlarla binadan çıktım. Arabama doğru yürürken arkama baktım. Chris benim arkamdan binadan çıktı. Hemen yan taraftaki arabasına binerken bu tarafa baktı. Beni gördüğünde birkaç dakika gözlerini bana dikti ve sonra arabasına bindi. Önümden geçip giderken öylece arkasından baktım.








Evimizin olduğu yola girecekken sokağın başında bana yardım eden çocuğu gördüm. Adı Nate'di sanırım. Yavaş adımlarla yürüyordu. Kornaya bastığımda arkasına bakmadan kaldırımlara çıktı. Tekrar çaldığımda yine arkasına bakmadan orta parmağını kaldırdı. Üçüncü kez çaldığımda sinirli bir yüz ifadesiyle önüne döndü. Hızlı adımlarla arabama doğru yaklaştı.

Arabamın camını açtığımda tek kolunu kapıya koyarak eğildi. "Siktiğimin..." Beni gördüğünde şaşkınca bana baktı. "Briella. Özür dilerim sen olduğunu bilmiyordum."dedi gülümseyerek. Adımı hatırlamasına şaşırmıştım çünkü üzerinden biraz zaman geçmişti.

"Senin gibi nazik birine yakışmadı."dedim dudak büzerek. Aynı zamanda gülümsüyordum. "Çok özür dilerim."dedi ellerimi saçlarına götürüp çekiştirerek.

"Sadece şaka yapıyorum sorun yok. Hadi gel, seni gideceğin yere kadar bırakabilirim."dedim. Bindiğinde sürmeye başladım. "Evlerimizin bu kadar yakın olduğunu bilmiyordum."

"Yoksa sevinmedin mi?"diye sordu kaşlarını çatarak. "Sevindim tabi ki. Borcumu ödemem için fırsat çıktı."dedim. Söylediklerime kafasını sallayıp gülümsedi.

"Buraya yeni mi taşındınız? Seni daha önce hiç görmemiştim çünkü."diye sordum.

"Evet daha doğrusu ben yeni taşındım."dedi dışı gri renge boyanmış iki katlı güzel bir evi göstererek. Evinin önünde durduğumda ona baktım.

"Peki ailen?"diye sordum. Aslında beni ilgilendirmezdi ama merak etmiştim. Konuşmaya başlayacaktı ki gelen sesle ikimizde durduk. Arkadan gelen korna sesiyle dikiz aynasından baktım. Bu babamın arabasıydı. Öylece yolun ortasından durduğumu gören babam arabadan inip bu tarafa doğru yürümeye başladı. Penceremi tıklattığında yavaşça camı açtım. İlk önce Nate'e sonra bana baktı. "Bende arkadaşımı şimdi evine bırakıyordum baba."dedim hafif gülümseyerek.

"Evine geldiyse neden inmiyor?"diye sordu Nate'e ters ters bakarak. Nate bana dönüp "Sonra görüşürüz."dedi ve arabadan indi. Babam onun arkasından bir müddet bakıp incelerken ben ise dik dik babama baktım. Kafasını yavaşça bana çevirdiğinde gözlerini kıstı. "Kim bu hıyar? Erkek arkadaşın falan mı?"diye sordu merakla.

"Hayır sadece arkadaşım."dedim. Kafasını salladı. "Hadi şimdi eve."dedi. Arabasına doğru yürürken kafamı camdan çıkarıp ona bağırdım.

"Sonsuza kadar bekar kalmayacağım."

THE COINCIDENCE / chris evansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin