70 • annem ve babam

220 19 22
                                    

Bölüm Şarkısı: The Weeknd - Pray For Me ft. Kendrick Lamar
Multimedya: Tony ve Pepper









70.Bölüm










Aniden gözlerini açıp yataktan fırladı. Elimde tutuğum bardağı görünce öfkeyle bağırdı. "Lanet olsun sana Brie!"dedi Ashley. Chris beni Grace'e bırakmıştı. Eve dönmeden bir gece önce onlarda kalmam gerekiyordu çünkü öyle anlaşmıştık. Dün gecede Ashley bize katılmış ve hep birlikte sabaha kadar sohbet edip, eğlenmiştik ama şu anda hiç mutlu değildi.

"Hadi uyan artık! Grace ile kahvaltıyı çoktan hazırladık."dedim gülümseyerek.

"Tamam."dedi surat asıp yataktan kalkarak. Onu odada bırakıp mutfağa girdim. Bardaklara çayları doldurmaya başlarken Grace tabakları diziyordu. Ashley mutfağa girince ona baktım. Dağınık saçlarını toplamış. Yüzünü yıkamış ve ıslak olan üzerini değiştirmişti. "Kötü bir güne merhaba!"dedi masaya oturarak.

"Neden kötü olsun? Bak, dışarıda hava çok güzel."dedi Grace gülümseyerek. Bende masaya oturdum. Kahvaltımızı yapmaya başlarken Ashley bana kötü bakışlar atıyordu.

"Başımdan aşağı su dökülerek uyanmasaydım eğer güzel bir gün olacaktı!"dedi elindeki reçel bıçağını sıkıp bana göstererek. Bu haline yeniden gülüp omuz silktim. "Defalarca uyandırmaya çalıştım kusura bakma ama aklıma başka bir çözüm yolu gelmedi."dediğimde gözlerini devirdi. Grace'in telefonu çaldığında eline alıp ayağa kalktı. Odadan çıkarken Ashley'e döndüm. "Bucky'e ne cevap verdin?"

"Henüz bir cevap vermedim."

"Neden?"diye sorduğumda bir süre sessiz kaldı. Bir şey söylemeyeceğini anladığımda kafamı tabağıma çevirdim. Bardağımdan bir yudum çay aldığımda o da konuşmaya başladı.

"Ona karşı hislerim olduğunu kabul ediyorum ama nedense bir türlü cevap veremiyorum. Ya göründüğü gibi biri değilse? Ya hislerim için değil sadece bedenim için benimle birlikteyse? Ya Simon gibi aşağılık piçin teki çıkarsa?"dedi. Son cümlesine gülmüştüm ve gülerken az daha içtiğim çay boğazıma kaçacaktı.

"Korkman gayet doğal ama bence evet demelisin. Eğer göründüğü gibi değilse o zaman tekmeyi basarsın!"dedim gülümseyerek. Grace birkaç dakika sonra içeriye girdiğinde ona döndüm. "Bir problem mi var?"diye sordum. Kafasını iki yana sallayıp gülümsedi.

"Güzel haber! Bu gece yine hep birlikte partiye gidiyoruz."















"Çok güzel oldun."dedim Grace'e bakarak. Parti için hazırlanıyorduk. Ashley'in ufak bir işi olduğundan dolayı bizi bırakıp evine gitmişti ama partiye gelecekti. Grace üzerini giyerken ben yatağında oturmuş hamburger yiyordum.
"Sende giyinsene!"dedi. Hamburgerimden son bir ısırık daha alıp çöpünü yerdeki poşetin içine attım. Ağzımdaki lokmamı yutarken ayağa kalktım. Grace'in banyosuna girip çantamdan diş fırçamı çıkarıp dişlerimi fırçaladım. Odaya yeniden girdiğimde yerdeki mavi paketin içinden açık yeşil renk elbiseyi çıkarıp üzerime giyindim. Hem sırt dekoltesi vardı hem de kısaydı. Sütyenimi çıkarıp giymem gerekiyordu o yüzden çıkardım. Elbisemin tek omzunda altın renk bir aksesuar gibi bir şey vardı. O aksesuardan zincirler sarkıyordu ve kolye şekilde boynuma dolanıyordu.

"Makyajını ve saçını ben yapacağım."dediğinde ona izin verdim. Bittiğinde aynaya baktım. Saçlarımı zarif bir şekilde örmüş ve taçımı takmıştı. Hafif ama göz kamaştırıcı bir de makyaj. Hazır olduğumuzda birbirimize baktık. Grace'de bordo renk bir elbise giymiş, ayağında ise siyah renk uzun çizmeleri vardı. Benim de ayağımda altın renk topuklu ayakkabılar.

THE COINCIDENCE / chris evansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin