60 • umurumda değil

229 20 2
                                    

Bölüm Şarkısı: Metallica - Nothing Else Matters
Multimedya: Chris






60.Bölüm






Ashley'den;



Gözlerim hastanenin girişine takıldığında Chris'in dışarıya çıktığını gördüm. Başındaki bandaj tamamen çıkmıştı. Yarası oldukça kötü gözüküyordu. Gözlerini etrafta dolaştırdıktan sonra beni gördü. Bu tarafa doğru gelmeye başlarken gözlerimi çevirdim. "Neden yalan söyledin?"diye sordu banka oturmadan önce.

"Hangi konuda?"diye sordum bilmeme rağmen. Derin bir nefes aldı. Onun yüzünden herkes beni suçlu olarak görüyordu. Bu yalanı sadece Briella'yı kurtarmak adına söylemiştim çünkü kimse onların bir ilişkisi olduğunu öğrenmemeliydi. Özellikle ailesi.. Grace'de söylemeyi bir an düşünmüştüm ama zaten olan olmuştu. Chris'ten şu an için gidip hesap sorması hiçbir şeyi değiştirmezdi. Brie iyi olduğunda bunu ona kendi söylemeliydi, ben değil.

"Kazaya konusunda!"dedi kısık sesiyle. Bu adamı tanıdığımda beri ilk defa bu kadar ürkek ve kırılgan görüyordum. Duygularını hiç belli etmezken nasıl şimdi böyle görünüyordu?

"Ne demem gerekiyordu? Bilmediğim bir sebepten bu adamla kavga etti ve bu yüzden kaza yaptı mı? Bu işleri daha da berbat ederdi! Üstelik kimse bir ilişkiniz olduğunu bilmiyor!"dedim omuz silkerek. Yalan söylemekten başka çarem yoktu çünkü olayı tam olarak bilmiyordum. Özellikle neden kavga ettiklerini. "Keşke onun yerinde ben olsaydım."dediğinde gözlerimi ona çevirdim. Bir zamanlar Brie'nın yaşadıklarını yaşıyordu. Dağılmıştı ve bu her şekilde kendini belli ediyordu.

"Keşke.."diyerek uzattım lafı. Kimsenin ölmesini veya canının yanmasını isteyecek kadar cani bir insan değildim ama ilk defa o arabada Chris'in olmasını çok istemiştim. Çünkü onun yüzünden bu haldeydi. Ona olan öfkesi gözünü kör ettiği için arabayı çok hızlı sürüyordu. Gözlerimi ona çevirdiğimde cebinden sigarasını çıkardı. Çakmağı ile çakıp derin bir şekilde içmeye başlarken aynı zamanda başını yere eğmişti. Aman tanrım! Bu adam, gerçekten Brie'ye çok aşıktı.

Sigarayı dudaklarına götürüp sanki ölmek ister gibi derince içine çekti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sigarayı dudaklarına götürüp sanki ölmek ister gibi derince içine çekti. Islak mavi gözleriyle bana kısa bir bakış attı. Sormak istediklerim olmasına rağmen ona başka hiçbir şey sormadan ayağa kalktım. Hastaneye doğru yürümeye başlarken onu yalnız bıraktım.














Yoğun bakımın kapısı sonuna kadar açıldığında Briella'yı hasta yatağıyla birlikte dışarıya çıkardılar. Pepper sandalyesinden kalkıp ona koştuğunda sıkıca tek elini tuttu. "Ben buradayım bebeğim." Tony'de diğer elini tuttu. Hemşire yatağı tomografi bölümüne doğru sürüklerken Grace ve ben peşinden gidiyorduk. "İyi olacaksın anneciğim."dedi Pepper ağlayarak. Üzerinde hastane kıyafetleri vardı ve ağzı yarı açık bir şekilde oksijen maskesi takılıydı. Boynundaki boyunluk hala duruyordu. Yüzü soluk, teni ise bembeyazdı. Onun bu halini görünce bende ağlamaya başladım. Kötü görünüyordu. Chris bir anda önümüze çıktığında o da Brie'ye dikkatle baktı. Kendini yana çekip hemşireye yol açtı. Büyük bir kapı daha açıldığında hemşire içeriye giremeden Tony ve Pepper'e döndü. "Üzgünüm ama buraya siz giremezsiniz!"dedi. Pepper aniden dönüp Tony'e sarıldı.

THE COINCIDENCE / chris evansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin