55 • teşekkür ederim

303 24 4
                                    

Bölüm Şarkısı: Everybody Loves an Outlaw - I See Red
Multimedya: Chris and Sharon








55.Bölüm






Oturduğum sandalyeyi biraz daha çekiştirip kollarımı birbirine sardım. Etrafıma kısa bir bakış attığımda onu gördüm. Kulağında beyaz kulaklık benzeri bir şey ile diğer korumaların yanında durmuş, ellerini önünde birleştirmiş öylece bana bakıyordu. Ufak bir gülümseme gönderdiğimde o da bana gülümsedi.

"Nasılsın?"diye sordu yanıma oturan Nate. Ryan ve Ashley sohbet ederken, Grace'i annesiyle konuşurken gördüm. Babam, Nate'in babası gülümseyerek konuşuyordu. Annem ise Ashley'in annesi ile mekanın balkonuna çıkmışlardı. Hepsi mutlu ve huzurlu görünüyorlardı.

"İyiyim sen nasılsın?"diye sordum gülümseyerek. Gözlerim yeniden Chris'e kaydığında kaşlarını çatıp bize baktığını gördüm. Nate'i sevmemesinin sebebi sadece eski sevgilim olduğu için olduğunu sanmıyordum çünkü Nate ile sevgili olmadan öncede Chris ondan hoşlanmıyordu. Bunu fark etmiştim. "Bende iyiyim."dedi gülümseyerek. Elindeki şampanyadan bir yudum aldığında bende aldım. "Uzun zamandır seni görememiştim. Nereye kayboldun?"diye sordum merakla.

"Birkaç haftalığına biraz uzaklaşmak istedim. Neden bilmiyorum ama kafam çok doluydu."dediğinde dudak büzdüm. Nedeninin ben olduğumu düşünüp "Üzgünüm."dedim.

"Üzülmene gerek yok problem seninle ilgili değildi."dedi gülümseyerek. Nate gerçekten iyi biriydi. Ona yaptıklarıma rağmen hala bana gülümseyerek bakıyor, gözlerinin içi parlıyordu. Bana karşı neler hissediyor bilmiyorum belki de hala benden hoşlanıyordu ama ona elimden geldiğince iyi davranacaktım.

"Geleceğini düşünmemiştim."dedim. Chris'e bakmaya artık korkuyordum o yüzden ona bakmıyordum. Yanımıza Ashley geldiğinde gözlerimi birkaç saniye ona çevirdim.

"İstemiyor muydun yoksa?"diye sordu Nate kaşlarını kaldırarak. Ashley yanıma oturduğunda "Kim, neyi istemiyor?"diye sordu elindeki bardağı kafasına dikmeden önce. "Öyle bir şey söylemedim."dedim Ashley'in sorusuna aldırmadan Nate'e gülümseyerek.

"Şaka yapıyorum."dedi. Gözlerimi Chris'e çevirdiğimde bana kızgınca bakıp kafasını aşağı yukarı salladı. Bu 'seninle görüşeceğiz' demekti. Kafasını benden çekip başka bir yere baktı. Yüz ifadesi tamamen değişince baktığı tarafa baktım. Sharon'u gördüğümde kaşlarımı çattım. Chris onu gördüğünde hızla yanına doğru yürüdü. Kolundan aniden tuttuğunda benim olduğum tarafa bakacaktı ki başımı aniden Nate'e çevirdim. Nate bana bakıp gülümsediğinde bende ona bir gülümseme yolladım. Birkaç saniye öylece durduğumda gözlerimi yavaşça tekrar onlara çevirdim. Sharon'un kolundan tutmuş bardan zorla dışarıya çıkarmaya çalışıyordu.

"Ben lavaboya gidip geliyorum."dedim aniden ayağa kalkarak. Hızlı adımlarla yürüdüm. Kapıdan çıktıklarından birkaç dakika bekleyip bende çıktım. Chris, Sharon'un kolunu öyle sıkı tutuyordu ki kadının acıyla inlemesi bütün koridor boyunca yayıldı. İlerleyip köşeyi döndüler. Peşlerinde hızlıca koştum. Köşeyi dönmeden kafamı hafifçe uzatıp o tarafa baktım. Chris bir köşede durduğunda etrafına kısa bir bakış atıp Sharon'a döndü. Beni buradan göremezdi çünkü aramıza koridordaki devasa heykel giriyordu. "Senin ne işin var burada?"diye sordu. Sesi oldukça sert ve öfkeliydi.

"Asıl senin ne işin var? Neden hala buradasın?"dedi Sharon. Onunla mı bulaşacaktı yoksa? Neden bulaşacaktı ki? İzin günü olsaydı bana söylerdi. "Bu benim işim."

"İşinin tamamen bittiğini sanıyordum. Öyle demiştin yoksa yanlış mı hatırlıyorum?"diye sordu Sharon. Kafamı biraz daha çıkarıp onlara baktım. Kafam karıştırmıştı. Neyden bahsediyorlardı ki? Birbirlerine oldukça yakın duruyorlardı ve Chris neden bu kadar sinirliydi? "Ne istiyorsun?"diye sordu.

THE COINCIDENCE / chris evansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin