"Murat yapmaz öyle bir şey Gökçe. Yapsa bile öyle bir durumda yapmaz herhalde?" dediğimde koluma vurdu. Hani baya baya vurdu.

"Onu bana savunmayın, tamam mı? Aldattı işte bu kadar basit. Bitti. Bu kadardı. Aldattı bitirdi. Sevmemişte. Boşuna ümitlendirmiş. Sakın bana onu savunmayın," dedi ve oturmaya devam etti. Öyle sessizce oturduktan sonra Gece,

"Bir konuşsaydın ama Murat'la," dediğinde telefonunu fırlattı.

"Zaten 'Her şey bitti. Sarışınla mutluluklar' yazıp engelledim her yerden," dedi. Daha sonra bana,

"Sen neredeydin?" dedi. Omuzlarımı silktim.

"Sahildeydim. Sonra Buğra benim taktiğimi kullanıp kaçırmış. Konuşurken bende dedim böyle yıpranıyoruz arkadaş kalsak daha iyi diye. Sonuç olarak 'kanka' olarak sesleniyor," dediğimde ikisi de kaşlarını kaldırdı.

"En fazla iki gününüz var," dedi Gece. Omuzlarımı silktim.

"Pislik bir ısrar bile etmedi," dedim. Gökçe,

"Biz de bizi seven birilerini buluruz. İkimiz de taş gibiyiz mübarek. Gece zaten... Seni dışlıyoruz," dediğinde güldüm. Daha sonra Gece,

"Yani şu durumda bahsedilir mi bilmem ama Tunç babamla tanıştı," dediğinde ikimizde ağzı açık bir şekilde kaldık. Ne demek Tunç babanla tanıştı? Amcam buna sesini çıkarmadı?

"Tunç hangi hastanede kız?" dediğimde Gece güldü,

"Babam beklemediğim bir hareketle yaklaştı. Hani cidden babamı falan kaçırıp başkasını mı getirdiler diye düşünmedim değil. Tabi sadece kapıdan tanıştılar. Bir akşam yemek yiyeceğiz, hadi hayırlısı," dediğinde derin bir nefes aldım ve,

"Darısı babamın başına," dediğimde Gökçe,

"O kadar tepki vermez be," dediğinde hareket çektim. Daha sonra da öyle boş boş oturduk işte.

"Kızlar ağlamaktan gözlerim çok ağrıyor beni benimle bırakında azıcık uyuyayım," dediğinde kafamızı salladık ve odadan çıktık. Benim odama geçince,

"Yani kusura bakma Gökçe ama ben bunu Murat'ın yanına bırakmam," dedim ve makyajımı tazeleyip Gece'ye döndüm.

"Ben Muratlara gidiyorum. Sende beni burada idare ediyorsun Gece," dediğimde dudaklarını büzdü.

"İki tekmede ben ataydım," dediğinde gözlerimi devirdim.

"Sen merak etme. Burnundan emdiği sütü anasından getireceğim," dediğimde Gece kaşlarını çattı.

"Anasından emdiği sütü burnundan getireceğim olmayacak mıydı o?" dediğinde düşündüm. Sanırım doğru söylemişti. Aman canım konumuz bu mu şimdi? Değil tabi kii. Bizimkilere çaktırmadan evden çıktım ve dışarıda topuklu ayakkabılarımı giydim.

Murat'ların zilini çaldığımda kapıyı açan Berk oldu. Berk'i ittim ve ayakkabılarımı çıkarmadan içeriye girdim.

"Ooo canım kankam gelmiş. Çok mu özledin beni kanka?" dediğinde gözlerimi devirmedim.

"Senin için gelmedim. Murat sen kim oluyorsun ya?" dediğimde Murat kaşlarını çattı. Anlamayarak bana baktı hepsi.

"KİM OLUYORSUN KİM? NE SANIYORSUN KENDİNİ?" dediğimde ayağa kalktı ve karşıma geçti.

"Ne oluyor Göksu?" dediğinde kollarımı göğsümde kavuşturdum ve o hesap sorucu ruh halime büründüm.

"Gökçe'yi diyorum aldatırken hiç utanmadın mı? Ha?" dediğimde hepsi 'ha?' diye bir ses çıkardı.

"Ulan ben onu aldatmadım ki? Şu derce severken nasıl aldatayım Allah aşkına? Gökçe de zaten engellemiş her yerden sarışınla mutluluklar yazıp. Kim o sarışın bir de ben bilsem?" dediğinde kaşlarımı çattım.

"Manyak mısın sen ya? Odanda ki bornozlu sarışın işte?" dediğinde kapıda Müge belirdi. Bir saniye... Müge'nin üstünde bornoz var ve sarışın. İçinde de gecelik var.

ARKADAŞLAR SİZE ŞUNU AÇIKLAMAK İSTİYORUM; GÖKÇE MAL.

HANİ BUNU BİR YERLERE YAZIN.

"Müge? Sen niye saçlarını sarıya boyattın ve üstünde bornoz var?" dediğimde ayaklarını sürüyerek geldi ve koltuğa oturdu.

"Tek depresyona siz mi gireceksiniz yağaağ!" diye bağırdı ve kafasını koltuğa gömdü. Ha burada ağır depresyon yaşanıyor.

"Ay geri zekalı. Gökçe'nin şu an gözleri şiş ağlamaktan. Ay valla diyecek bir şeyim yok," dediğim de Murat kendini koltuğa attı. Ona da fazla çıkıştığımı farkındayım.

"Müge olduğunu söyleme," dediğinde suratına baktım ve kaşlarımı çattım.

"Niye?" dediğimde nefesini üfledi.

"Sana söyleyeyim de git yetiştir hemen," dediğinde elime aldığım yastığı kafasına fırlattım ve koltuğa oturdum. Anlat Murat dinliyoruz.

"Bizimde kafamızda bir plan var herhalde. Şimdi bu kızın malum doğum günü geldi," dediğinde onu dikkatle dinlemeye koyuldum. Murat planı anlatırken 'ayy, oyoyoy, ağağağ' gibisinden bir çok tepki verdim. Şimdi planı size anlatmayacağım sürpüzü kaçmasın. Ayağa kalktım ve alkışlamaya başladım. Daha sonra kendime gelip oturdum.

"Kimler gelecek?" dediğimde Murat,

"Şu Fuat'ı falanda ayarla sen. Nasıl sürpriz yapılırmış görsün ibne," dediğinde güldüm. Ve daha sonra da uyuzluğuna,

"Çetin'i de çağırıyorum o zaman," dediğim de Buğra gözlerini büyüttü. Murat omuzlarını silkti ve,

"Sen bilirsin," dedi.

"Sence ne yapayım kanka?" dediğimde sessizce bir şeyler mırıldandı ama ne mırıldandığını bilmiyorum. Daha sonra Müge'yi yukarıya sürükledim. Azıcık kız dedikodusu yapalım değil mi?

"Ne oldu bakayım sana?" dediğimde dudaklarını büzdü.

"Bilmiyorum. Çok aşksızım ya. Vallaha çok yalnızım. Sanırım artık buralarda takılacağım," dediğinde ellerimi çırptım. Seni Aras'a ayarlarım ben yavrum. Ama tabi şimdi bundan sana bahsetmeyceğim. Çünkü neden bahsedeyim? Daha sonra bahsetmek varken.

Müge'yle uzun uzun konuştuktan sonra eve gitmek için ayaklandım. Çünkü ben saati unutmuştum ve Gece'nin beni öldürme ihtimali fazlaydı. Aşağıya indiğimde Murat'la Buğra konuşuyordu ve beni görünce susmuşlardı. Berk ise kenarda uyuyordu.

"Ben kaçtım," dediğinde Murat,

"Buğra uğurlasın seni. Çok şey yapma Gökçe'ye tamam mı? Gece'ye falanda bahsetme. Ona göre," dediğinde kafamı salladım. Daha sonra Buğra'yla kapıya geldik.

"Hoşlanıyorsun galiba Çetin'den? Çağırmak istediğine göre..." dediğinde yüzünde ki ifadeden ısırasım geldi açıkçası.

"Hoşlanmıyorum... Sadece iyi biri. İstemiyorsan çağırmam," dediğim de gülümsedi.

"Ondan hoşlanıyorsan bana söyleyebilirsin. Belki de bu yüzden arkadaş kalmamızı istedin," dediğinde gözlerim doldu açıkçası. Böyle düşünmesi kırmıştı.

"Hoşlanmıyorum Buğra. Ve ben öyle bir kız değilim tamam mı? Eğer ona bir şeyler hissetseydim seninle hiç başlamazdım. Böyle düşünmen beni kırdı," dediğimde kolunu kapıya koydu ve duvarla arasına aldı,

"Peki şimdi benim nasıl hissettiğim anladın mı? Sürekli Didem'i araya sokmandan ne kadar kırıldığımı? Empati kurunca iyi olmuyormuş değil mi? Ne kadar kırıcıymış. Neyse iyi geceler Göksu."

3Gحيث تعيش القصص. اكتشف الآن