Bölüm 1

2.6K 53 18
                                    

Bir varmış bir yokmuş.
Evvele zaman içinde, kalbur zaman içinde.
Eşsiz güzellikte bir şehrin muhteşem ötesi insanlarıyla dolu bir semtinde başlamıştı hikaye.

O sabah diğer sabahlardan farklı değildi. Erken uyanan Mert öyle düşünüyordu. Aslında çok önemli bir fark vardı. Bunu henüz duymadığı için uykusunu almanın verdiği rahatlıkla kalktı yataktan. Sağına soluna baktı yeni açılmış gözlerle. Tuvaletteki işlerini hallettikten sonra aşağı indi.

"Günaydın anne" dedi sandalyeye otururken.

"Günaydın oğlum" dedi annesi de doldurduğu çay bardaklarını masaya koyarken.

"Evdekiler nerede? Eyvah yoksa ben işe geç mi kaldım?" Oturduğu yerden doğruldu korkuyla.

"Yok oğlum yok daha erken. Sen her zamanki gibi yine erken kalktın. Onlar daha uyuyorlar" annesinin uyarmasıyla içi rahatladı.

Mert biran işe geç kaldığını düşünüp telaş yapmıştı. Hayatta en sevdiği şey yaptığı işin hakkını vermekti. Geç kalmak, yanlış yapmak yada bir işi baştan savarak yapmak en sevmediği şeylerdendi.

Daha erken olduğunu duyunca kahvaltısına devam etti. Taaaaa ki annesi kafasındaki tilkileri söyleyene kadar.

Halbuki o sabah ne kadar da mutlu uyanmıştı.

"Mert, oğlum" Selma teyze elindeki ekmeğe reçel sürerken arada kafasındakiler için ortamı hazırlamaya çalışıyordu.

"Efendim anne"tabağındaki zeytini kovalayan Mert kendini işine fena kaptırmıştı.

"Sana bişey söyleyeceğim ama beni iyice dinlemeden hemen lafa karışma" elindeki çatalla kalakaldı Mert.

"Peki dinliyorum anne söyle" dedi ama kötü birşey geleceğine de adı gibi emindi. Çünkü 26 yıldır bu kadınla yaşıyordu. Q

"Bak, sen okulunu okuyup bitirdin, askerliğini yaptın, güzel bir işin var ve artık 26 yaşındasın"

"Hadi ya, bak sen, neymişim ben öyle. Eee başka?" diye karşılık verdi annesine. Alay ediyordu aklı sıra.

"Yani artık yaşında geldi evlensen diyorum" dedi Selma teyze. Mert in vereceği tepkiden korkarak.

"Evlenmek mi?" Mert bir süre düşünecekti kafasında bu konuyu ama annesi yine kendi düşünceleriyle böldü onu.

"Evet oğlum. Var mı kafanda yada gönlün de bir kız?" Mert in sakin verdiği cevabın rahatlığıyla hemen atladı Selma teyze.

"Hayır yok. Ayrıca benim henüz evlenmek gibi bir düşüncemde yok"

"Olmaz öyle şey. Madem sen kimseyi sevmiyorsun o zaman ben sana birini bulurum" aslında Mert in itiraz edeceğini biliyordu ama kararlı bir duruş sergilemesi gerekiyordu.

"Anne hayır. Yok yok istemiyorum" dedi Mert ellerini annesine doğru sallayarak.

"Ne demek istemiyorum?"

"Anne sen şimdi gidip bana istemediğim birini bulursun. Ben seni biliyorum"

"Oğlum olur mu öyle şey?"

"Ben küçükken de sen böyle yapıyordun. Beni pazar götürüyordun ayakkabı alacağım diye sonra benim değil kendi istediğini alıyordun. Pazar eşyalarınıda bana taşıtıyordun"

"Ayakkabıyla evlilik bir mi? Hem benim aldığım şeyi uzun süre kullanıyordun. Önce beğenmesende sonradan hiç çıkarmıyordun"

"Evet o konuda haklısın. Neyi ilk aldığında beğenmesem sonra o benim favorim oluyordu"

Seviyorum İşteWhere stories live. Discover now