22.Bölüm - Final

Start from the beginning
                                    

"Sana sarılacağım ellerini tutacağım
Eğer hep böyle kalmamızı sağlayabileceksem
Sana her şeyimi vereceğim
Sana söz veriyorum"

Ekranda ikimizin, yatakta uyurken çekilmiş bir resmimiz asılı kalırken ne zamandır orada olduğunu bilmediğim Sehun irkilmeme neden olarak konuştu.

"Luhan Harrison Grey." Bana doğru yürürken yüzünde çok ciddi ve heyecanlı bir ifade vardı. Onu karşılamak, öpmek sarılmak için ayağa kalktım.

"Seni ilk kez burada gördüm. Bana baş kaldırıp sırama oturmak istemiştin." Birkaç adım ötemde durdu ve gülümsedi. "Ama sıram değil, kalbimdeki tahttı senin ait olduğun yer. Asla yapamayacağımı düşündüğüm şeyleri yapmam için yardım ettin. Tanrı aşkına, şarkı söyleyip yazdım. Gerçekten gülümsemeyi öğrettin bana. Korkularımla yüzleştirdin."

"Sehun-" diye fısıldayacak olduğumda beni aldırmadan devam etti.

"Henüz 18'iz ancak önümüzde bir belirsizlik var ve ben bu belirsizlikten korkmak istemiyorum." Boğazını temizledi ve gözleri gözlerimde tek dizinin üzerine çöktü. Ellerim istemsizce ağzıma giderken Sehun ceketinin cebinden siyah bir kutu çıkardı.

"Luhan Harrison Grey. Seni seviyorum ve sonsuza kadar senin olmak istiyorum. Benimle evlenir misin?" Kutunun kapağını açıp ortasında siyah bir şerit olan beyaz altından yüzükleri gözümün önüne serdi.

"Evet." Dedim sessizce. "Evet!" Diye tekrarladım ve o ayağa kalkar kalkmaz kendimi onun kollarına attım. Gözyaşı ve gökkuşağı tadında ıslak bir öpücükten sonra içine H&H yazılmış yüzüklerden ince olanı parmağıma geçirdi.

"Seni çok, çok, çok seviyorum!" Dedim kalbim patlayacakmış gibi atarken yüzüğümü okşayıp.

Bilekliklerimizle oldukça uyumlu yüzüklerimizin olduğu ellerimizin parmakları birbirine kenetlenirken alnımı öptü.

**

"Damadı öpebilirsin!" Nikah memuru anons edince Sehun beni belimden kendine çekti ve dudaklarımızı birleştirdi.

Geri çekildiğinde, üzerimize pirinçler atılırken kulağıma eğilip fısıldadı.

"Artık namusumsun Luhan."

**

"Ah! Evet Sehun! Daha hızlı!" Sehun bacaklarımı kaldırıp omzuna attı ve esneklik sınırlarımı zorlayarak öne doğru eğildi. Boynumdaki hassas noktayı emerken hızını arttırdı. Hayalarımın kalçama çarptıkça çıkardığı ses, inlemelerime ve git gel yaptıkça çıkan şapırtıya karışıyordu.

Tırnaklarım henüz iyileşmemiş izlerin olduğu sırtını tekrar bulurken karın kasların kasılmaya başladı.

"Tanrım evet! Evet!" Diye bağırdım Sehun içimdeki noktaya çarpınca. Kendini aynı noktaya tekrar tekrar bastırırken gözlerim kaydı.

Defalarca, defalarca onun adını haykırırken tüm vücudum titriyor vücutlarımızın birleştiği noktaya sıvılarım akıyordu.

"Luhan!" Diye inledi Sehun ve kendini bir kez daha itip menilerini derinliklerine yolladı.

Zorla yana yuvarlanınca başımı göğsüne yasladım.

I Dare You To Kiss Me, Oh Sehun!Where stories live. Discover now