9.Bölüm "Cennet"

5.4K 469 73
                                    

Bölümü multimedyadaki şarkıyla okumanızı tavsiye ediyorum. Etkisini 5 kat arttıracaktır. ^-^





Taksiden kucağımda Luhan'la inip acil kapısına koştum. Bir hemşiye hemen yanımıza geldi ve sedye için birilerine seslendi. Sedye gelince titremekten kitlenmiş Bambi'yi sedyeye bıraktım. O kadar çok titriyordu ki düşmemesi için korkulukları kaldırmışlardı.

Hemşire sedyeyi boş bir odaya doğru iterken peşinden koştum. Çağrı cihazından bir tuşa basmıştı o arada. Doktoru çağırmış olduğunu tahmin ettim. Odaya gelince Luhan'ı iki görevlinin yardımıyla yatağa yatırdılar.

O kadar seri hareket ediyorlardı ki ne yapacağımı bilemeyerek yanlarında dikiliyordum sadece. Hemşire koltuk altına bir derece koydu. Derece bipleyince geri aldı.

"Hemen buraya buz getirin! Hasta havale sınırında!" Bunu duyunca neredeyse düşüyordum. Son anda kenara tutundum.

Buzlar getirildi, Luhan'ın tüm kıyafetlerini çıkardılar. "Hastanın yakını mısınız?" diye sordu içeri giren doktor Luhan'ın gözlerine ışık tutarken.

"Arkadaşıyım. Başka kimsesi yok." Doktor bana bir bakış attı.

"Vücudunda kavga izleri var. Bunlar nasıl oldu. Ateşi ne zaman çıktı?"

"Bilmiyorum, evine gittiğimde bu halde buldum."

"Aldığı darbelerin üzerine şoka girmiş olmalı. Saçları hala ıslak. Bu da üzerine eklenince vücudu kaldıramamış."

"İyileşecek değil mi?" diye sordum. Cevabını beklerken nefesimi tutmuştum.

Doktor bana cevap vermeden önce hemşireye bir ilaç tarif etti. Luhan'ı yan çevirip kalçasına iğne yaptı. "Eğer havale sınırından uzaklaştıramazsak komplikasyonlar olabilir." dedi tamamen işine konsantre bir halde. Ona uzatılan buz torbalarını Luhan'ın vücudunun farklı yerlerine yerleştirmeye başladı.

Bambi'nin inlemeleri çığlık seviyesine gelmişti. Bir annesinin adını bir benim adımı haykırıyordu. Yüzünün ıslak olduğunu fark edince şoktan katılaşmış vücudum çözüldü. Kendimi onun yanına attım ve odadakilerin ne düşüneceğini gram umursamadan saçlarını okşayıp ona şarkı söylemeye başladım.

Annem, bu kadar değişmeden, tabiri caizse ruhsuz bir sürtük olmadan önce, kabus gördüğümde bana bu şarkıyı söylerdi. Beni her zaman rahatlatan şarkı Luhan'ın titremelerini azaltmamış olsa da inlemelerinin oktavını düşürmüştü.

"İşe yaradı." dedi hemşire şaşkın bir şekilde. Ona bakmadım ve sesimi alçaltıp devamını küçük geyiğin kulağına söyledim. Etki inanılmazdı.

Şarkıyı tekrar tekrar söylüyordum. Doktor arada uğruyor, son değişikliklere bakıyordu. Hemşire yanımızdan hiç ayrılmamıştı.

Ben kuruyan dudaklarımı ıslatmak için birkaç yudum su içtiğim sırada hemşire titremekten morarmış Luhan'ın ateşini ölçtü tekrar.

"38.5" diye duyurunca neredeyse şişeyi düşürüyordum. Sonunda düşmüştü!

Buzları üzerinden kaldırmaya başlayınca ona yardım ettim. Buzlar vücudundan çekilince Luhan rahatlamış gibi bir nefes verdi. Yarı baygındı hala.

"Sevgilin çok şanslı." dedi hemşire yüzündeki yaraları incelerken. Bir parça pamuğa kahverengi sıvıdan döküp yaralarını temizlemeye başladı.

"O benim sevgilim değil." diyince yaptığı işin arasından bana çok bilmiş bir bakış attı.

"Ben 30 yıllık evliyim ve 3 çocuk büyüttüm. Yer miyim sence?"

I Dare You To Kiss Me, Oh Sehun!Where stories live. Discover now