4.Bölüm "Ben, Seni Görüyorum."

5.7K 466 98
                                    

SEHUN

Küçük aptal, beklediğimden güçlü çıkmıştı. Narin görünen vücut yapısına ve bebeksi yüz hatlarına rağmen tam bir sang namjaydı. Yine de bu grubun lideriydim ve üyelerimden birine saygısızlık yapılmasına izin veremezdim.  Bu yüzden ona hiç karşılık vermeden dayak yemesini önermiştim. Bir taşla birçok kuş vuruyordum bu teklifle. Hem otoritemi gösteriyor, hem Tao'nun onurunu kurtarıyordum.

Önce kabul etmeyecek gibi oldu ama geri adım atmayacağını biliyordum. Adamlarını gönderirken ona baktım. Bir an önce olsun bitsin der gibiydi vücut dili. O kadar kolay olmayacaktı ama. Yana doğru bir adım attım ve sırtımı soğuk duvara yasladım. Tao, Luhan'a kendini hazırlaması için bile fırsat vermeden üzerine atıldı. Çocuklar onu hırpalamaya başladıklarında kalabalığa çevirdim gözlerimi.

"Gidin." dedim soğuk bakışlarım eşliğinde. Önce kimse tepki vermedi. Sonra herkes birbirini çekiştirmeye başladı. Sıradaki kişi olmak istemedikleri belliydi.

Bakışlarım şimdi yere düşmüş olan çocuğu buldu. Yaralı bir geyiği andırıyordu bu haliyle. Benim beklentilerimi aşmış, neredeyse hiç ses çıkarmamıştı. Ama hiçbirinin ona acımadığını görebiliyordum. Canı gerçekten çok acıyor olmalıydı.

Tao'nun bakışlarının karardığını görünce araya girdim. "Durun." Tekmeler ve yumruklar havada kaldı. İnsanlara böylesine söz geçirebildiğimi bilmek beni memnun etmeliydi belki ama olması gereken buymuş gibi hissettiğim için bir şey hissettirmiyordu.

Ben ilerleyince daireyi genişlettiler ve bana yol verdiler. Şişmiş gözlerini zorla açık tutan, yüzü kandan tanınmaz hale gelmiş çocuğa baktım. Kendimi durduramadan kelimeler ağzımdan döküldü.

"Aferin küçük geyik. İlk aşamayı tamamladın." Gülümsemek ister gibi yüzünü buruşturdu ama bu acıyla inlemesine neden oldu. Dayanabileceği ana kadar dayak yemek, çeteme girmek isteyen herkesin geçmesi gereken ilk testti. Arkamdaki adamların hepsi bir zamanlar Luhan gibi acı içinde ayaklarımın dibindeydi.  Ama hiçbiriyle bizzat ilgilenmemiştim. Bu yüzden bilinci yarı kapalı çocuğu kucağıma aldığımda itiraz nidaları yükseldi çeteden.

"Ne yapıyorsun?" diye sordu Suho öne çıkarak. Katılan ilk üyem oydu ve onu bile tek başına bırakmıştım.

"Evinize gidin." dedim sorusunu duymazdan gelerek. Luhan bilinçsizce yüzünü boynuma gömdü. Çocuklar arkamdan bakarken bulduğum ilk taksiyi çevirdim ve kucağımda onunla arka koltuğa kuruldum. Bu yaptığımın hiçbir açıklaması yoktu.  Ama benim önceliğim her zaman içimden geleni yapmaktı. Şu an içimden gelen buydu. Zekice değildi, orası kesin. Ama aptalca da sayılmazdı.

Taksiye onun evinin adresini verdim. Okula geldiği ilk teneffüs onunla ilgili her şeyi öğrenmiştim. Fotoğrafik hafızam sayesinde unutmamıştım da. Evine varmamız yaklaşık 15 dakikamızı buldu. Taksiciye yüklü miktarda para verip kucağımda Luhan'la arabadan indim. Kapıya geldiğimde duraksamak zorunda kaldım. Onu destekleyerek ayaklarının üzerine bıraktım ve cebinden anahtarı alıp kapıyı açtım. Beni oldukça uğraştırmıştı ama sonunda başarmıştım. Yarı sürükler yarı kucaklar içeri soktum Luhan'ı. Yatak odasını bulana kadar birkaç kapıyı tekmelemek zorunda kaldım.

I Dare You To Kiss Me, Oh Sehun!Where stories live. Discover now