22.Bölüm - Final

5.8K 339 280
                                    

"Şimdi Sehun'un üvey babası senin öz baban?" Kai sormuştu bunu.

Başımı salladım. "Sehun'a en başta intikamım için yaklaşmıştım." Sehun suratını asınca ekledim. "Tabi çok saklayamadım. Çünkü çoktan vurulmuştum."

Kris kusuyormuş gibi bir ses çıkardı. "Şimdi ne olacak peki?"

Sehun sırıttı. "O pezevengi hapse tıkacağız."

**

Öyle de yaptık. 1 hafta boyunca okul askıya alınmıştı. Biz o sırada avukatlarımızla yatıp kalkıyorduk. Sehun kurban, ben tanık olarak mahkemeye çıktık. Hakim tokmağını masasına pat pat vurdu.

"Gu Hyun Ki, cinayete teşebbüs, vergi kaçırma ve yolsuzluktan suçlu bulunmuştur! 30 yıllık hapis cezası bugünden itibaren kayıtlara girmiştir!"

Hyun Ki yaralı bir hayvan gibi böğürdü.
"Beni hapse atamazsınız! Sizi mahvederim!"

İki polis direnen Hyun Ki'nin bileklerini kelepçeleyip onu salondan çıkarırken hala bağırıyordu. Yargıç salonu terk eder etmez neşeli bir çığlık attım ve Sehun'un kollarına atıldım. Annem ve dedelerim birbirlerine sarılırken çocuklar tezahürat ediyorlardı.

Geri çekilip Sehun'un yüzünü avuçlarımın arasına aldım.

"Başardık."

Gülümseyip dudaklarıma bir öpücük kondurdu. "Başardık..."

**

John dedem okulu satın almaya karar vermişti. Kadro mükemmel olduğu için kimseyi değiştirmemiş, sadece yeni bir müdür atamıştı.

Müdireyi kovma nedeni ise "para göz bir homofobik" olmasıydı. Yeni müdür nasıl bilmiyordum ama homofobik olmadığına emindim. Dünyayı ibneleştirme planı olan Rory ve John sahip oldukları her yerin başına LGBTİ bireylerini getiriyorlardı.

Böylece Harrison-Grey lisesinden hep birlikte mezun olmuştuk. Kep törenimizin bir bölümünde Sehun tuvalete gideceğini söylemişti. Uzun süre gelmeyince onu aramak için dışarı çıkmıştım. Tuvaletin kapısında renkli- yapışkan kağıtlardan vardı.

Üzerinde "Hadi beni bul ^-^" yazıyordu. Sehun'un el yazısını anında tanımıştım. Yüzüme heyecanlı bir gülümseme yerleşirken başka bir kağıt bulmak için koridorda ilerledim. Birkaç dolap arayla notlar yapıştırılmıştı.

Yüzümde engel olamadığım bir gülümsemeyle notları takip ede ede sınıfımıza geldim. Beni niye buraya getirdiğini bilmiyordum Sehun'un. Merakla kapıyı açtım. Ben içeri girince projektör çalıştı ve Sehun'un sesinden daha önce hiç duymadığım bir şarkı çalmaya başladı. Aynı zamanda tahtaya resimlerimiz yansıyordu. İlk sıraya oturup değişen resimlerimizi izlerken gözlerim doldu.

"Asla unutmayacağım
Seni mutlu edeceğim
Tıpkı "Biz biriz" diyen o sözdeki gibi..."

Şarkı ruhuma işlerken Sehun'un karnında uyuduğum, birbirimize gülümsediğimiz, kahkahalar attığımız fotoğraflar, lunaparkta çektiğimiz video birbiri ardına akıyordu.

"Sana söz veriyorum seni hayal kırıklığına uğratmayacağım
Sana söz veriyorum hep gülümsemeni sağlayacağım
Bana söz ver, sadece hep böyle kal
Bana söz ver ki seni görebileyim"

Gözyaşlarım benden bağımsız dökülürken elimi kalbime bastırdım. Ağlamama rağmen Sehun'un ben trip atarken çektiği o tatlı video gülmeme neden oldu.

I Dare You To Kiss Me, Oh Sehun!Where stories live. Discover now