5.Bölüm "Soğuk Öfke"

6.3K 487 210
                                    

10 GÜN SONRA

10 gün geçmişti ve Sehun 2.test için herhangi bir ipucu vermemişti. Tao hala bana beni öldürmek istermiş gibi bakıyordu ama tehdit falan etmiyordu. Sehun'a ters düşmek istemiyor olmalıydı.

Hana bana istediğim bilgileri sağlamıştı. Kavga olayından 3 gün sonra dışarı çıktık ve bana bildiği her şeyi anlattı. Dediğine göre tüm üyelerin ailesi Kore'nin üst düzey zenginlerindendi. Hiçbirinin sevgilisi olmadığı söyleniyor olsa da pek çok kişi gibi o da grup içinde birbiriyle birlikte olanlar olduğunu düşünüyordu.

Bu beni oldukça mutlu etmişti. Homofobiklerle olmaya katlanamıyordum çünkü.


Sehun'un üvey babasının, benim babamın, yasadışı işler yaptığı dedikodusunu tekrarlamıştı. Bunun dışında benim bilmediğim 2 bilgi vermişti. Birincisi tüm üyelerin benim gibi dayak yemelerine rağmen Sehun'un hiçbirisiyle bizzat ilgilenmemesiydi. Diğeri ise Sehun'un öz babasının onu dövdüğü dedikodusuydu. Adam şu anda hapisteydi.

Bu bilgileri aldıktan sonra eve gitmiş ve o gece uyuyamamıştım. Sonrasındaysa Sehun'un her hareketinin altında başka bir neden arar olmuştum. Mesela; yanımdan geçerken kolu koluma sürtündü, acaba benden hoşlanıyor mu? Ben esnedikten sonra esnedi, bana mı bakıyordu? Ona bakınca kafasını çevirdi, benim hakkımda mı konuşuyordu? En sevdiğim yemekten almış, sanırım evleneceğiz.

Bir noktada psikopata bağlamıştım. Derslerde yan oturup sürekli onu izliyordum. Bir defteri vardı ve o defterde ne yazdığını öğrenmek için çalmayı bile düşünmüştüm. Sürekli o deftere bir şeyler karalıyordu çünkü. Hatta bazen yazı yazarken güldüğü, yüzünün asıldığı bile oluyordu. Onu böyle gördükçe amacımı unutuyordum. Hatta öyle ki, intikam olayını annemle konuşmadan hatırlamıyordum bile. Tek umurumda olan o çeteye girmek, Sehun'a yaklaşmak olmuştu.

Woo Bin'den sonra böyle bir şey hissedebileceğimi hiç düşünmemiştim ama ondan etkilendiğimi biliyordum. Önümüzde onlarca engel, onlarca yalan vardı ama umurumda değildi.

"Luhan!" Hana'nın çığlığıyla irkildim. Nefes nefeseydi ve oldukça korkmuş haldeydi. Ayağa fırladım ve büyük adımlarla yanına gittim.

"Ne oluyor?"

"S-Sehun!" söylediklerinin devamını dinlemeden çıkışa doğru atıldım. Gürültünün kaynağına doğru var gücümle koşarken neler olduğunu anlamaya çalışıyordum. Kalabalığı yardığımda karşılaştığım manzara olduğum yere çakılmama neden oldu. Küçük Luhansa durumdan hoşnut bir şekilde kıpırdanmıştı. Onu umursamamaya çalıştım.

Sehun'un saçları dağılmış haldeydi, tişörtü yırtılmıştı ve göğsü göz önündeydi.  Dudağının kenarından kan akıyordu, eklem yerleri ise parçalanmış haldeydi. Ama beni olduğum yere çakan şey bakışlarıydı. Bu bakışın sonunda ölümden başka bir şey olamazdı. Onun öfkesi hakkında düşündüğüm her şeyin doğruluğunu kanıtlıyordu gözlerindeki ifade. Öyle soğuk, öyle deliydi ki titredim.

Parçalanmış ellerine aldırmadan yakasından tuttuğu adamın yüzüne bir yumruk attı. Adamın Tao olduğunu fark etmem gözlerimin büyümesine neden oldu.

I Dare You To Kiss Me, Oh Sehun!Where stories live. Discover now