Bölüm 43

4.3K 252 22
                                    

Ethan ağlıyordu ama belli etmemeye çalışıyordu. "Ambulans çağırdınız mı?" diye bağırdı. Shane de olumlu bir şekilde başını salladı. Beni "Sıra sende." notu bitirmişti. Benim yüzümden insanların hayatı tehlikeye giriyordu. Ethan için her şeyi yaparım. Acaba pes mi etmeliydim? Kendimi Alex'e mi teslim etmeliydim? Yoksa savaşmalı mıydım? Ama savaşmak çok can yakıyor. İlk önce Judy, sonra da Ethan ve tabiki de benim.

Ethan Judy'nin elini sımsıkı tutuyordu. Ağladığı için kısık sesle konuşabiliyordu. "Sana hiçbir şey olmayacak meleğim. Yine birlikte pizza yiyeceğiz, kutu oyunları oynayacağız, benim nefret ettiğim filmleri izleyeceğiz... Yine çok konuşacaksın ve kafamı ütüleyeceksin, mahçup olup yavru kedi gibi sırnaşacaksın. Yine o berbat esprilerini yapacaksın ve komik olmadıkları için birlikte güleceğiz. Yine parka gidip ördekleri besleyeceğiz. Yine sana üç top dondurma alacağım. En sevdiklerinden; çikolatalı, çilekli ve fıstıklı. Hayalindeki kreşi açacağız ve bir sürü çocukla dolup taşacak. Ben de hep senin istediğin gibi iyi bir avukat olacağım..." Yutkundu. "Lütfen dayan. Lütfen..."

Ethan "NEREDE KALDI ŞU LANET OLASI AMBULANS!" diye bağırdı. Nihayet ambulansın siren sesleri duyulabiliyordu. Birkaç kişi geldi ve Judy'yi sedyeye koydular. Ambulansta Ethan Judy'nin yanında kaldı, ben ise öne bindim. Şansımıza hastane yakındı. Judy'i hemen acil servise aldılar. Ethan da içeri girmek istedi ama içeri almadılar. Sinirlenip duvarı yumrukladı. O kadar sert vurmuştu ki eli kanamaya başladı. Hemşireden bir ilk yardım çantası istedim. O da verdi. İlk yardım çantasını kaptığım gibi Ethan'ın yanına gittim. Pamuğun üstüne o ismini bilmediğim turuncu sıvıyı akıttım ve Ethan'ın eline bastırdım. Alt dudağını dişlerinin arasına aldı. "Yandı!" dedi sakince. Sargı bezini alıp eline sardım. Teşekkür etti ve alnımdan öptü. Gözünden gelen bir damla yaş saçıma damladı. "Merak etme, iyileşecek." dedim ve sarıldım. Umut vermeyi sevmezdim normalde. Ama ihtiyacımız vardı.

Hemşire geldi ve Judy'nin kan nakline ihtiyacı olduğunu söyledi. Kan grubu ARh+'miş. Ethan kan grubu ARh- olduğu için veremiyordu. Ben ise kan grubumu bilmediğim için riske giremiyordum. Tahlil yapılsa bile uzun sürerdi ve bu kana acilen ihtiyacımız vardı. Neyseki kan bankasında ARh+ kan bulundu.

Yaklaşık beş saat geçmişti ama Judy'den hala haber yoktu. Tam umutsuzluğa kapılmıştım ki hemşire geldi ve Judy'nin hayati tehlikeyi atlattığını ve normal odaya alındığını söyledi. Yani onu görebilirmişiz. Yanıma baktığım zaman Ethan bekleme koltuğunda uyuyakalmıştı. Uyandırıp hemşirenin söylediklerini söyledim. Hemen Judy'nin odasına koştu. O kadar hızlı koşmuştu ki ona yetişememiştim. Odaya ulaştığımda sarıldıklarını gördüm. Yine etrafına neşe saçıyor, gülümsüyordu. Judy'yi iyi görmek beni mutlu etmişti. Acaba bu mutluluk ne kadar sürecekti?

Ethan uyuduğu için biraz sersemlemişti. Ben de temiz havanın iyi geleceğini düşünmüştüm. Zor da olsa Ethan'ı Judy'den ayırmayı başarmıştım. İlk önce kantine indik ve sütlü kahve aldık. Sonra hastanenin bahçesine çıktık. Hava kararmıştı. Saate baktığımda 00:00 olduğunu gördüm. Ethan'a dilek tutmasını söyledim. Ben hayatımızın normal olmasını diledim. Psikopatların olmadığı bir hayat. Ethan da gözlerini kapatıp dilek tuttu. Daha sonra gözlerini açtı ve bana baktı. Yaklaştı. Tam dudaklarımız değeceği anda Alex'in sesi anı mahvetti. Bir dakika Alex'in sesi mi? "Bakıyorum da hala ayrılmamışsınız?" Alay eder gibi konuşuyordu. Ethan da bazen öyle konuşuyordu ama Ethan'da kötü durmuyordu.

Alex cebinden silahını çıkardı. "Sıranın sende olduğunu söylemiştim, Ethan Robert Ballinger." Silahı ateşledi. Ben gözlerimi sımsıkı kapatmıştım. Açtığımda kimseye hiçbir şey olmadığını gördüm. Sırıtıyordu. Sen sırıtma domuz suratlı! "Çocuk yakışıklı ama." Ben de bir eksik var diyordum. Daha önce neredeysen oraya geri dön Joe.

"Tamam bebeğim sakin ol." dedi Alex bebeğimi vurgulayarak. "Bana bebeğim deme." dediğimde alayla güldü. "Sadece ne kadar korktuğunu görmek istedim. Ona göre susturuculu silahımı kullanacağım. Haha." Kendi dediği şeye kendi gülen kıt beyinli varlık!

Alex silahını Ethan'a doğrulttu ve tam tetiği çekecekken "Dur!" diye bağırdım. "Eğer seninle gelirsem, Ethan'ı rahat bırakır mısın?"

Kötü Kızlar ÖlmezWhere stories live. Discover now