Bölüm 42

4.3K 249 15
                                    

-Kim o adam?!
-Şey, o-
Ve Ethan'ın sözü kesildi. "Ben geldim! Neler kaynatıyorsunuz bakalım?" Elbette bunu söyleyen Judy'di. "Hiç!" dedi Ethan i'yi uzatarak. "Peki, öyle olsun. Hadi kaldırın popolarınızı! Koşuya devam edelim!" Judy'deki enerji ben de olsa dünyadaki bütün enerjiyi ben sağlardım. Kız, insan değil, trafo. Yaklaşık bir saat koştuktan sonra Ethan ve ben bitmiştik. Zaten uykusuzduk. Judy ise sabah uyandığından beri enerjisini kaybetmemişti. Garip. "Aman! Ne uyuşuksunuz! Bir daha sizinle koşuya çıkarsam..." diye tersledi bizi. İçimden "Yaşasın!" desem de dışarıdan belli etmedim. Eminim Ethan da benimle aynı duyguları yaşıyordu. Barakaya doğru ilerledik ve kaykaylarımızı aldık. Kaymaya başladık. "Size bir sürprizim var!" dedi Judy yolun ortasında ve "Beni takip edin!" diye ekledi.

Yaklaşık yarım saat sonra durdu. "İşte sürpriz bu!" dedi ve arkasındaki binayı işaret etti. Burası pizzacıydı. Hem de sıradan bir pizzacı değil, Ethan ile şu ana kadar yediğimiz pizzaları sipariş ettiğimiz pizzacı. İçeri geçtik ve cam kenarına yakın bir masaya oturduk. "O kadar koştuk, güzel bir yemeği hakettik bence!" dedi Judy. Zaten başka kim diyebilirdi ki? Bütün gün boyunca hep o konuştu, biz dinledik.

Garson geldi ve siparişlerimizi aldı. Yaka kartında Shane yazıyordu. Bu Ethan'ın doğum gününde siparişimi verdiğim pizzacıydı. "Bu seferki tam saatinde gelsin lütfen." dedim gülerek. Shane başta anlamadı ama sonra bana gülümsedi. "Ah! Siz Bayan Ambersınız!" dedi. Tam hatırladığını sanmıştım ki söylediğiyle şok oldum. "Sizin çok büyük hayranınızım. Bir imza alabilir miyim?" Ethan ve Judy hayretle baktılar ve Ethan kızgın bir ses tonuyla beni nereden tanıdığını sordu. Shane'nin cevabı beni zor duruma soktu. "O Amber Green -Beni evlat edinen plak şirketi sahibinin soyadı Green'di- genç kemanist? Bir dakika sen ölmemiş miydin?" Ben de ağzının payını verdim. "Karıştırıyorsun herhalde, artı ölmüş gibi bir halim mi var?" Ezilip büzüldü ve özür diledi. Daha sonra siparişleri hazırlamaya gitti. Ethan, Shane'ye iğneleyici bakışlarını atıyordu. Judy ortamı yumuşatmak için espri yapmaya başladı.

-Tavuk neden karşıdan karşıya geçememiş?
-Neden?
-Çünkü ben onu yedim. Ahahaha!
-...
-Hadi gülsenize? Ahahah- Tamam komik değildi. Tamam başka bir espriye ne dersiniz? Hayır mı? Tamam.

Tam o sırada pizzalarımız geldi. Judy büyük bir iştahla yiyordu. Her dilimi üç lokmada mideye indiriyordu. Evet, pizzasını bitirene kadar saydım. Her dilim üç lokma. Ben ise daha bir dilimi bitirememiştim. Tehdit olayından beri iştahım yoktu. Ethan'a baktığım zaman sadece bir dilim yemişti. Düşünceli gözüküyordu. Gözünü bir saniye bile kırpmadan masadaki tuzluğa bakıyordu. Gözlerindeki endişeyi okuyabiliyordum.

Judy'e isterse benim pizzamı yiyebileceğini söyledim. Tabi bu Judy, kabul etmez olur mu?
Judy benim de pizzamı mideye indirdikten sonra tuvalete gitmesi gerektiğini söyledi. Malum, kız iki pizza yedi. Ethan hala tuzluğa bakıyordu. Adını söyledim ama duymadı. Elimi yüzüne doğru salladım. Bana doğru döndü. "Ah, pardon gözüm dalmış." dedi. Her ne kadar "Burnun da yaprak!" demek istesem de sırası değildi. Belki çok sıkboğaz ettim ama meraktan ölüyordum. Bu yüzden tekrar sordum.

-Adamın kim olduğunu söylecek misin?
Sustu.
-Verdiğin sözü unutmadın değil mi?
-Unutmadım.
-Eee... Söylesene hadi!
-Tamam, o Alex'in adamıydı.
-Alex'in mi?
-Evet...
-İyi de neden bizi ayırmak istiyor?
-Çünkü...
-Evet?
-Çünkü sana aşık olmuş!
-Ne?!
-Evet, ama bu meseleye karışmayacaksın! Söz verdin!
-Ta-tamam.

Birden Shane yanımıza koşarak geldi.
"Efendim! Yanınızdaki bayan tuvalette kanlar içinde yatıyor."

Ethan koşarak tuvalete gitti. Ben de arkasından gittim. Bir kadın da sandalyede oturmuştu. Yanında da bir çalışan ve elinde de kolonya vardı. Sanırım kadın bayılmıştı. Judy gerçekten yerde kanlar içinde yatıyordu ve elinde bir not vardı. Ethan notu Judy'nin elinden aldı. Okuduğunda dizleri üstüne düştü. Elinden notu aldım. "Yaparım dediysem yaparım." ve kapının arkasına düşmüş bir not daha "Sırada sen varsın."

Kötü Kızlar ÖlmezWhere stories live. Discover now