43

64 14 4
                                    

Herkesin bir hassas noktası olurdu.

Başkalarına söyleyemediği, kendisinin kişiliğinde gördüğü bir kara leke...

Zaman o leke için ifadesiz bir kavramdı, çünkü geçmezdi hep orada kalır, varlığını hissettirirdi.

Benim kişiliğimde ise iki tane kara leke vardı.

İlki babamın beni ve annemi terk etmesiyle oluşan siyahlığının zaman zaman ruhumun beyazlığını emdiğini düşündüğüm bir lekeydi.

İkincisi ise Sai'nin beni en yakın arkadaşımla aldatması sonucu oluşan, insanlara güvensizliğimle sonuçlanmış leke...

Hassas olmamın sebebi lekelerim yüzünden daha fazla incinmekten korkmaktı.

Sasuke'nin duygularını bu yüzden kabul edememiştim.

Karin konusunda bu yüzden agresif davranmıştım.

Asansörün aşağı inmesini hissederken akmaya çalışan gözyaşlarımı kırpıştırarak uzaklaştırmaya çalıştım.

Sasuke'ye söylediklerim en büyük güvensizliğimi yansıtırken neden içimi buruk bir acı kaplıyordu?

Başımı havaya kaldırdım ve ellerimin tersiyle göz pınarlarımı sildim.

'Belki de bu yüzden sevemiyorum, çünkü yine terk edilmekten korkuyorum.'

Asansör hafif bir sesle durduğunda başımı indirip derin bir nefes aldım.

Yaşadığım her şeyden ve duygularımdan nefret ediyordum.

Şu anda istediğim sessizliği elde edememekten nefret ediyordum.

Sorumluluklarımdan nefret ediyordum.

Sinirle nefeslerimi düzenledim.

'Sakin olmalıyım, Rin'e yardımcı olmalıyım.'

Yürürken yumruklarımı açıp kapattım.

Şu anda kendimi bırakamazdım.

Henüz değil...

Gözlerimi kapatıp kendime gelebilmek adına kalp atışlarımı düzenledim.

Üstüme aldığım sorumluluklarımı kendi sorunlarımla cebelleşirken ihmal etme lüksüm yoktu.

'Son bir umutla ve güçle gözlerimi açmalıyım.'

Çünkü başka seçeneğim yok...

Vücudumu dikleştirip gözlerimi açtım ve kafeye giden geniş koridora doğru ilerledim.

Kafeden içeriye girdiğimde Rin'in müşteriler arasında koşturduğunu gördüğümde zihnimde beni rahatsız eden tüm sesler sustu.

Vicdan azabım gün yüzüne çıkmaya başladı, ben de yapabileceğim en iyi şeyi yaparak kollarımı sıvadım.

*****************

Bacaklarım titreyerek dış kapıyı açtığımda hem mental olarak hem de fiziksel olarak berbat bir durumdaydım.

Yutkunup anahtarı kapıdan çektim ve kendimi içeriye girmeye zorladım.

Bakışlarım telaşla koridordan kayıp oturma odasında dolaştı.

Herhangi bir hareket ya da yanan ışık yoktu.

'Sasuke daha gelmemişti.'

Titrek bir nefes vererek elimle duvardan destek aldım.

Günün yoğunluğu bir yana, kendimi saatlerce sıkmış ve aklıma zincirler vurarak kendimi sığıntı avuntulara bırakmıştım.

Ama bunu yapmalıydım, yapmak zorundaydım.

He Is Not Gay! Just My Girlfriend⚠️/SASUSAKU FANFICTIONWhere stories live. Discover now