38

87 13 8
                                    

Duyduklarımı sindirmek ve yoluma devam etmeden önce en doğru kararı vermek istiyordum.

Artık hata yapma gibi bir lüksüm yoktu, kendi başıma ayaklarımın üzerinde durabilmeye başlamışken yola devam etmek zorundaydım.

Hayat mücadelesi asla bitmezdi.

"Dalgınsın."

Önüme bir kahve fincanı konduğunda irkilerek başımı kaldırdım.

Sasuke bar taburelerinden birini çekip karşıma oturdu.

Sakin bir ifade takınmaya çalıştım.

"Üzgünüm, bugün olanları düşünüyordum."

Geriye yaslandı.

Gözleri üzerimde gezinmeye başladığında ruh halimin en başından beri farkında olduğunu anladım.

"Soruların olduğunu biliyorum...O yüzden sor bakalım..."

Rahat sesi beni içinde bulunduğum labirentten çıkış biletim gibiydi.

Yıllar önce de bana yardım etmişti, şimdi de ediyordu.

'Dejavu gibiydi...'

Kararsız bir sesle konuştum.

"Bir güvenlik şirketinin kafesini yöneteceğiz, ancak...Bizim için neden bu kadar masraf ediyorlar?"

Sorum belki de beklemediği bir yerden geldiği için bir süre buna cevap veremedi.

Belki de yanlış bir şey sormuştum...

Kollarımı öne uzatıp kahve fincanımı avuçlarımın arasına sıkıştırdım.

"Şirketin CEO'larını tanıyorum. Konu kendi işleri ya da kendi işleri ile bağlantılı durumlar olunca hiç bir zaman işlerini şansa bırakmazlar."

İş dünyası, politika ya da ekonomi...

Benim en uzak olduğum alanların başında yer alıyordu.

Ancak yeni yatırım yapacakları bu alan için işleri kontrol altında tutmak istemeleri kabul edilebilir bir sebepti.

Ancak hala emin olamadığım şeyler vardı.

Kafamı kahve fincanından yüzüne çıkardı.

Hala beni izliyor ve bana alan tanıyarak konuşmamı sağlamaya çalışıyordu.

Ona öylece bakarken içimi, kafamdaki karmaşıklıktan bağımsız olarak ufak bir burukluk kapladı.

Babam annemle ikimizi terk edip gittikten sonra kendi dertlerimi içime atar ve kendi kendime avunur olmuştum.

Annemin sırtındaki yük zaten başından aşkındı üstüne bir de ben eklenemezdim.

Bunu yapamazdım.

Fakat Sasuke neden kendimi hapsettiğim o zincirleri kırıp bana yardım eli uzatıyordu ki..?

Kalbimin bir yanını zamanında mahvedip gitmişken onun yüzüne bakıp güvenebilmek ne kadar kolaydı...

Boğazıma bir yumrunun oturduğunu hissettiğimde yutkunup toparlanmaya çalıştım.

"Peki ya kafenin idaresi...Bu konuya çok fazla hakim olduğum söylenemez, sence Rinle beraber bunun altından kalkabilir miyiz?"

Kendimi geçmişin üzerime gelen pençelerinden korumanın tek yolu gerçekle bağımı kaybetmemekti.

Kollarını birbirine kavuşturdu.

Kaslarının gerildiğini görebiliyordum.

"Rin bazen ben kafede olmadığımda yönetimle, ihtiyaç defteri ve envanterle ilgileniyordu. Bu konuda bir tecrübesi olduğunu biliyorum, kendisi bunu sana da öğretecektir. Ayrıca yalnız da olmayacaksınız, bir süre boyunca ben de kafede olacağım ve sorunlarınızla ilgileneceğim."

He Is Not Gay! Just My Girlfriend⚠️/SASUSAKU FANFICTIONWhere stories live. Discover now