6

210 26 2
                                    

İçeriye girerken dejavu hissi damarlarıma enjekte edilmiş bir uyuşturucu gibiydi.

Tamı tamına iki kez...

İki kez bu kapıdan içeriye büyük umutlarla girmiştim ve her seferinde hüsranla sonuçlanmıştı.

Şimdi ise içimde yaşadığım belirsizlik balon gibi büyüyordu.

Ellerimi önümde birleştirdim ve başımı kaldırıp karşımdaki jüri üyelerine baktım.

Jiraira-sama, Tsunade-sama ve Orochimaru-sama...

Her biri pastacılık, baristacılık olsun, kısacası yemek sektöründe ciddi bir şekilde geçmişi olan insanlardı.

Bildiğim kadarıyla yılda sadece 1 kere Gökyüzü Sunağındaki seçmeler için bir araya gelirlerdi.

Çünkü, hepsinin ülke dışında ayrı ayrı işleri ve hedefleri vardı.

Ve söylentilere göre bu kafenin sahibi onları bir araya getirebilmek için her yıl tonlarca para döküyordu.

Ancak, işe yarıyordu da...

Çünkü aldıkları çalışanlar burada çalıştıktan kısa bir süre sonra kendilerini kanıtlıyorlar ve bu kafeyi bir basamak olarak kullanıp parayı kırıyorlardı.

Gerçi benim hedefim asla bu olmamıştı.

Sadece annem ve kendim için daha iyi hayat şartlarına sahip olmak istiyordum.

Başımı belli belirsiz iki yana salladım.

Stresimi azaltmalı ve her bir kelimeye hazırlıklı olmalıydım.

Başımı kaldırdığımda hepsiyle göz göze geldim.

Üçünün de yüzlerinde okumakta zorlandığım o ifade vardı.

Tıpkı diğer zamanlar gibiydi.

Önümde kavuşturduğum ellerim terlemişti.

Buna rağmen sıkı bir şekilde önümde tuttum ve duruşumu bozmadım.

Artık ne olacaksa olabilirdi...

Tsunade-sama kağıtlardan başını kaldırdı.

"Nasılsın Sakura?"

Bunu beklemiyordum.

Yutkundum ve gerginliğim içinde bile olsam cevap vermeye çalıştım.

"İyiyim efendim."

Sesim istediğimden daha tiz ve kısık çıkmış olsa da bana dikkatle bakıp gülümsedi.

"Bu üçüncü denemen değil mi?"

Başımı sallayarak onu onayladım.

Omuzlarıma yüklenen baskı ve gerginlik bir anda tonlara çıkmıştı.

Buraya gelene kadar çok fazla çalışmış ve emek vermiştim.

Gökyüzü Sunağı'na girmenin en başından beri kolay olmadığını biliyordum.

Sonuçta burası Japonya'da kendini ciddi anlamda duyurmuş ve ününü artık yurt dışlarına taşımaya başlamış olan bir kafeydi.

Bünyesinde barındırdığı pasta şefleri ve baristalar dünyanın en iyilerindendi ve bu ekibe dahil olabilmek ise ciddi bir eğitim ve zaman planlamasını yapmaktan geçiyordu.

Her sene yapılan iş başvuruları jüriler tarafından değerlendiriliyor, oldukça nadir bir şekilde iş alımlarını gerçekleştiriyorlardı.

Gözlerim Jiraira-sama ile buluştuğunda dudaklarında yavan bir gülümsemenin peydahlandığını gördüm.

He Is Not Gay! Just My Girlfriend⚠️/SASUSAKU FANFICTIONWhere stories live. Discover now