37

80 16 17
                                    

Hayatımda çoğu zaman yeni bir başlangıç yapmakta ve yeniden denemek konusunda hep zorlanmıştım.

Nedenini kestiremesem de neler yaşayabileceğim, mutlu olup olmayacağımın garantisinin olmaması gibi endişelerin pençesine düşmüş ve debelenmiştim.

Şimdi geniş  kapılardan içeri girerken tüm bunlarla birleşen geçmiş deneyimlerim yavaş yavaş boğazımı sıkmaya başlamışlardı.

Döner kapıdan içeriye girip mermerle donatılmış avluya girerken kendimi bu baskıdan kurtarmak adına derin bir nefes aldım.

Etrafın güzel dizaynı ilgimi çekmişti.

Altımızdaki gri tonlarına bürünmüş, damarlı mermer zemin dikkat çekiyordu.

Tepemizde kocaman eskitme bir avize ve giriş avlusunun ilerisinde ise bir danışma masası vardı.

Danışma masasının arkasında ise göz alıcı bir tablo...

Yeşilliklerin etrafını çevrelediği güzeller güzeli bir kadının suyun içinde, elinde rengarenk çiçeklerden oluşmuş bir demeti tutarken gözlerini boşluğa dikmiş görüntüsü...

Nefesimi tuttum...

Tanrım, bu tablo gerçek miydi..?

"Güzel, değil mi..?"

Arkamdan gelen sakin bir sesle Sasuke'nin omzumun üzerinden eğilmiş tıpkı benim gibi tabloyu izlediğini gördüm.

Bakışlarımı ondan çekip tekrardan tabloya, ölen kızın güzel yüzüne baktım.

"Güzel olmasından ziyade üzücü..."

Tabii böyle bir tablonun da koskoca şirketin girişinde durması daha da ilginç bir detay olsa da avluya kattığı güzel ambiyans ölen bedeniyle lekelenmiş gibiydi.

"İlginç bir düşünce..."

Omzumun üzerinden ona anlamsızca baktım.

Neden düşüncemi ilginç bulduğunu soracakken geniş danışma masasının yan tarafında bulunan asansörlerden birisi yumuşak bir sesle durdu.

Bakışlarımı ondan çektim ama bu konuyu zihnimde kapatmaya niyetli değildim.

Asansör açıldı ve içinden insanların sınırlarını zorlayacak kadar iri bir beden çıktı.

Bizim yanımıza gelmeden önce danışman masasındaki kıza ufak bir baş selamı verdi.

İçimdeki şaşkınlığa engel olamayarak bize yaklaşmasını izledim.

Ama sanki bize yaklaştıkça korkutuculuğu daha da artıyor gibiydi.

Vay canına...

Sasuke'den bile daha iri ve oldukça uzundu, her yeri kaplıyordu, yüzünde sol gözünün altından başlayıp boynunda kaybolan derin bir yarası vardı, teninin beyazlığının tezatlığına uygun bir şekilde kendi kırmızılığı ile göze çarpıyordu.

Bana dönmeden önce yanımdaki Sasuke'ye ciddi bir biçimde elini uzattı.

Sasuke'de aynı ciddiyetle elini tuttu ama sonrasında hiç beklemediğim bir şekilde birbirlerine sırıtıp sarıldılar.

Sasuke ile bu kadar yakın olmaları hoşuma gitmiş miydi, emin değildim.

"Çok uzun zaman oldu, kardeşim. Nasılsın?"

Sasuke hafifçe çenesini kaldırarak cevap verdi.

"İyiyim, sen?"

"Ben de öyle..."

He Is Not Gay! Just My Girlfriend⚠️/SASUSAKU FANFICTIONNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ