35. Bölüm- Olaylı Tanışma

71 5 16
                                    

            ———————-§———————-

  " Yarayı açık bırakırsın acır
Kapatırsın izi kalır
  İp geçmez, iğne dikmez
     Bazı insanlar seni bazı anılarla 
      yaşamak zorunda bırakır.."

                —-———-——-§————————

Herkes telaşla ayağa kalktı. Selma da en öndeydi. Ateş kapıya vurarak bağırdı. "Bize bir şey söyleyin! Kimse yok mu!" Dedi bağırırken. Ardından ter içinde kalmış bir adam ve yanında bir kadın içeriden çıktılar.

Herkes merakla ne diyeceklerini bekliyordu.

"Çok kan kaybediyoruz. Henüz genç olduğu için şimdilik dayanıyor. Ancak iç organları çok hasar görmüş. Özellikle de karaciğeri. Yakın zamanda alkol aldığından dolayı nakil yapamıyoruz. Yapabileceğimiz tek şey onu şimdilik hayatta tutmaya çalışmak." dedi. Emine hanım elinden bırakmadığı ceketle Toprak'a tutunmuş ayakta zor duruyordu. "Nakil olabilmesi için 12 saat beklememiz gerek. Ve ne yazıkki Yağız bunu kaldıramayabilir. O yüzden her şeye hazırlıklı olun."

Emine hanım son kez "OĞLUM.." diyerek bağırdı ve olduğu yere bayıldı. Doktor tekrar içeriye girerken herkes bir yana dağılmıştı.

Selma ağlamaktan acımış gözlerinden son bir damla daha yaş akıttı. Boğazına oturan acı yüzünden nefes alamıyordu. Tüm tüyleri diken diken halde elini göğsüne koydu. Kanının beyninden yavaş yavaş çekildiğini hissediyordu. Bayılmamak için kendini duvara yasladı. Dilan hemen onun koluna girerek destek olmaya çalıştı. Toprak Deniz'e sarılmış şekilde ağlıyordu. Ateş duyduklarının şokunu atlatamamış olduğundan iki eli de henüz başındaydı. Harun bey uzaktaki duvar kenarına çökmüş hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Memduh bey-ah o yaşlı adam- çökmüş omuzlarını daha da çökertmişti. Yanında büyük gelini ve oğlu vardı.

Birkaç sağlık görevlisi gelerek Emine hanımı odaya taşıdılar. Selma yaslandığı duvar kenarına daha çok çökmüştü. Dilan da karşısına çökerek arkadaşının elini tuttu.Selma kesik kesik nefes alıyor ve elini göğsüne vuruyordu. Dilan endişeyle onun kızarmış yüzüne baktı. "O ölemez.. Dilan o ölemez.." dedi inleyerek. Dilan onun buruşmuş suratında yarıklar açan gözyaşlarını sildi. O da ağlamaklı sesiyle başını salladı. "Hayır ölmez hayır.."  dedi. Ve sonra karşısında kendini durduramayan kıza sarıldı.Bir süre öyle kaldılar. Selma biraz sakinleşince Dilan onu Deniz'e emanet edip ayrılarak ayağa kalktı.

Gözü ilk Ateş'i aramıştı. Sandalyelerden birine çökmüş,başını iki elinin arasına almıştı. Dilan yavaşça yanına oturarak elini omzuna koydu. Temasla beraber Ateş başını kaldırıp gelen kişiye baktı. Gerçi bakmasına gerek yoktu. Onu kendinden önce gelen kokusundan ve dokunuşundan bile tanırdı. "İyi misin?" Dedi Dilan. Onun da sesi dolu doluydu. Ateş hayır şeklinde başını sallayarak yere baktı. Gözleri kızarmıştı. Başını sallayınca birkaç damla göz yaşı gözlerinden firar etti. Dilan elini omzundan indirdi ve onun elini tuttu. "Hadi gel biraz hava alalım.."

Ateş başıyla onaylayarak karısının tuttuğu elini bırakmadan ayağa kalktı. Acil kapısının önünden yavaş yavaş bahçeye doğru yürümeye başladılar. Hiçbir şey konuşmuyorlardı. Sonunda bahçenin ortasında bir banka geldiklerinde oraya oturdular. Ateş boşluğa doğru bakıyor,hafif esen gece rüzgarının saçını bozmasına izin veriyordu. Dilan eşinin elini biraz daha sıkı tutarak yutkundu. "O iyi olacak Ateş.." dedi sessizce. O öyle diyince Ateş gözünün ucunda düşmeyi bekleyen gözyaşını salıverdi ve kafasını salladı.

Kaderimin OyunuWhere stories live. Discover now