4. Bölüm - Ellinci Yıl Kutlaması

220 16 7
                                    

~Dilan

"Evet arkadaşlar." Diye lafa girdi Ateş. Duyuru yapmak için herkesi etrafına toplamıştı."Biliyorsunuz ki yarın şirketimizin ellinci yıl dönümü. Bu yüzden herkesi kutlamaya davet ediyorum. Detayları Zeynep hanım size anlatır. Hepinizi orada görmekten çok mutlu olurum." Deyip gerginlikle gülümsedi. Zeynep onun son bir haftadır çok gergin olduğunu söylemişti. Çünkü Kahire'lilerle yapılan anlaşma bozulmuş bu yüzden uluslararası mahkemeye başvurmuşlardı. Yağız bey şimdiden en iyi avukatlarla çalışmaya başlamıştı bile. Yasal sürecin ne kadar süreceğini kimse bilmiyordu. Bu yüzden evde bir kutlama düzenlemek herkesin kafasının rahatlaması ve işlerine dönmeleri için gerekliydi.

Ateş, konuşmasını bitirdikten sonra Zeynep'i yerine davet etti ve kendisi de ofisten çıktı. Zeynep, kutlamanın nerede yapılacağı neler yapılacağı gibi detayları vermeye başlamıştı. Ama Dilan şimdiden sıkılmıştı. Kartal da tam aksine çok heyecanlıydı.
"Ee yarın seni kaçta alayım?" Dedi. Masasındaki bilgisayarını toplamakla meşguldü. Dilan da ceketini giyiniyordu. "Sekiz gibi alırsın beni. Ama yine söylüyorum sıkıldığım anda giderim. Ona göre." Dedi tehtidkâr tavırla. Kartal bunu önemsemeyip üstünü giyindi ve şirketten ayrıldılar.
Ertesi akşam kutlamaya gitmek hiç içinden gelmiyordu Dilan'ın. Ama söz verdiği için de katılması gerekti. Dolapta gözüne ilk indigo takımı çarptı. Birkaç gün önce çok beğenip almıştı. Owersize takımın içine beyaz scuba bir tişört giyindi. Yıllardır hiç çıkarmadığı yarım dört yapraklı yonca bilekliğine bir öpücük kondurdu. Başörtü olarak da açık gri şalını örtündü.

Akşam yemeğini yedikten sonra makyajını da hızla tamamladı. Kartal onu almaya geldiğinde çoktan hazırdı. Beraber etkinliğin yapılacağı eve doğru gittiler. Burası holding sahiplerinin eviydi. Bu da demekti ki Ateş bey de burada olacaktı. Onu görecek olmak Dilan'ı huzursuz etti. Ama yine de çaktırmamaya çalıştı.Etkinlik hava güzel olduğu için bahçede olacaktı. Davetliler arabaları valelere teslim edip inerken Dilan ve Kartal da inerek bahçeye ilerlediler. Herkes olabildiğince şık ve kibardı. Onlar iceriye girdikten on dakika kadar sonra Ateş sahneye çıktı.
"Hepinize geldiğiniz için teşekkür ediyorum. Ailem-" dedi ve köşedeki topluluğu gösterdi. "-iş ortaklarım, çalışanlarım-" derken daha büyük bir kısma baktı. "Son zamanlarda şirketimizle ilgili sıkıntılar oldu hepiniz biliyorsunuz. Beni bu yolda yalnız bırakmadığınız için şükranlarımı sunuyorum. Öncelikle çıkan haberleri umursamayıp bizim sözümüze itimat eden iş ortaklarıma sonra da onları ne kadar zorlarsam zorlayayım benimle çalışmayı bırakmayan iş arkadaşlarıma. Hepiniz iyi ki varsınız. Nice elli senelere..." Ve bir alkış tufanı başladı. Dilan sahnedeki adamı şöyle bir süzdü. Kendinden oldukça emin, omuzları dik ve elleri nerede duracağını ezberlemiş haldeydi. Gülümseyince ortaya çıkan dişleri inci gibiydi.

En dikkat çekici yeri ise gözleriydi. Kaşları ile arasında pek mesafe olmadığından zayıf kirpikleri kaşlarına dokunarak bakışlarını daha da anlamı kılıyordu. Tok ve gür sesi mikrofonda hiç cızırdamadı. Sanki onun konuşmasını zedelemek istemiyordu. Siyah gür saçları özenle taranmış ve yana doğru sabitlenmişti. Çenesi arada birşeye sinirlenmiş gibi gerilse de rahattı. Sakal tıraşı da takım elbisesi de jilet gibiydi. Bugüne çok özenli hazırlandığı yüz metre öteden anlaşılıyordu. Ateş konuşmayı yaptıktan sonra alkışlarla sahneden inip ailesinin yanına gitti. İçlerinden kadının birine sıkıca sarıldı. Yaşından tahmin edebileceği kadarıyla annesi olduğunu düşünüyordu.

Dilan kendi bölümünden tanıdığı birkaç kişiye selam verdi. Zeynep de oradaydı. Tanımadığı birileriyle konuşuyordu. "Nabersiniz?" Dedi Zeynep adamların yanından ayrılırken. Kartala selam bakışı attı. "İyiyiz Zeynep sen?" Dedi Kartal. Bir an önce ortama karışmak istiyordu. Zeynep ellerini açarak yavaşça kestane saçlarını savurdu. "Harikayım. Bugün mükemmel bir gün. Hava güzel,insanlar güzel daha ne olsun?"
"Ya.. öyle." Dedi Dilan sıkılır gibi. Zeynep onun tavrına takılmadı. Aynı heyecanıyla konuşmaya devam etti. "Kendime içecek birşeyler alacağım. Siz de almak ister misiniz?" Dedi. Dilan etrafına bakınmakla meşguldü ama Kartal atıldı. "Hiç sormayacaksın diye endişelenmeye başlamıştım." Dedi Zeynep'in yanına geçerek.Dilan ise kaçacak sakin yer aramakla meşguldü. Şirketten tanıdığı birkaç iş arkadaşına selam verip topluluğun en sakin kısmındaki masaya geçti.

Kaderimin OyunuWhere stories live. Discover now