11. Bölüm-Azmettirici, Yardımcı ve Maşa

202 13 17
                                    

"Bu kadın kim?" Diye sordu Selma. Kadının yüzünün bir yarısının gözüktüğü anda durdurdu Dilan. Uzun uzun baktı ama tanıyamıyordu. "Bilmiyorum. Bir yerden gözüm ısırıyor ama nereden?" Dedi merakla Daha iyi görebilmek için biraz daha yaklaştı. "Bende tanımıyorum bu kadını." Diyen Kartal'dı. Sonra beklenmeyen birinden bir ses geldi.
"Ben tanıyorum." Dedi Toprak. Asılmış suratı ile önce Deniz'e sonra da diğerlerine baktı.
"Aleyna. Ayşen ablanın yeğeni."

Herkes sesin sahibine şaşkın bakışlar atıyordu. Kimsenin tanımadığı kızı o nasıl tanıyordu ki? "Şirketten biri mi?" Diye sordu Toprak'a. Onun kim olduğu ve kendisinden ne istediğini öğrenmek zorundaydı. Ses kaydında Lale ve Esra yapmış gözüküyordu. Nereden çıkmıştı bu Aleyna denen kız?  Toprak hayır anlamında başını salladı. Dilan dayanamayarak ayağa kalktı. "O zaman kim bu kız ya? Ben bu kızı tanımıyorum bile. Neden bana böyle birşey yaptı?" Dedi sinirle. Kimse anlam veremiyordu. Toprak yerinde huzursuzlanmış, gözlerini yere dikmişti. O da anlamaya çalışıyordu.

"Bu kız dedemin yardımcısı Ayşen ablanın yeğeni. Bir yıldır da bizim evde çalışıyor. Nasıl olur da böyle bir işe kalkar aklım almıyor?" Dedi. Yine oturduğu yerde  gözlerini yerden ayırmıyordu. Dilan etrafta delice dolanmaya başladı. "Ya ama ben bu kızı tanımıyorum ki bana neden böyle birşey yapsın?"Dedi.
Toprak başını kaldırıp volta atan Dilan'a baktı. "Belki de sadece tesadüftü. Lale ve Esra'nın alakası olmayabilir. Belki de sadece boş bir bilgisayar arıyordu ve o esnada seninki-" Dilan lafını böldü.
"Benimki açıktı ve ordan mı yaptı diyorsun?" Dedi tiksintiyle. Sonra istemsizce güldü. "Ya yapma kurban olayım.  Lale ve Esra'nın konuşma kaydı var elimizde. Sen hala onları savunuyorsun. Beni neden savunasın ki zaten!" Dedi. Son cümleyi sert söylemişti. Toprak da ayağa kalktı.

"Hayır onları savunmuyorum. Sadece olanları anlamaya çalışıyorum. Ses kaydında ikisinin itirafı yok. Aleyna ile bir bağlantıları var mı yok mu onu bile bilmiyoruz. Çok karışık bir durum bu. Öylece birini suçlamadan önce düşünmeliyiz." Sonra duraksadı.
"Bak Dilan seni çok iyi tanımıyorum ama yine de nedense senin yapmadığını hissediyorum. Eğer Lale yaptırmışsa Ateş bunun hesabını  sorar. O yüzden için rahat olsun. Müsaade et Aleyna ile konuşayım. Bakalım birşeyler çıkacak mı. Tamam mı?" Dedi Dilan'a bakarak. Dilan'ın gözleri dolmuştu ama ağlamayacaktı. Söz vermişti kendine.
Elimde olmayan şeyler için ağlamayacağım.

Ağzından bir kelime çıksa gözyaşları da onunla beraber dökülürdü. O yüzden susup yalnızca kafasını salladı. İstemsizce kollarını birbirine sarıp pencerenin yanındaki berjere oturdu. Toprak onun onaylamasına mutlu olmuştu. Şimdiden zihninde bin tilki dolanmaya başlamıştı bile. Sonra telefonu çaldı. Arayan Ateş'ti. Birkaç adım uzaklaşıp telefonu açtı Toprak. "Efendim abi?" Dedi tedirgince. Karşısında kükreyeceğini bildigi bir adam vardı çünkü. "Nerdesin oğlum hala çıkmadın mı şirketten?" Dedi Ateş telefonun bir ucundan. Toprak içeriye göz attıktan sonra tekrar arkasını döndü. "Çıktım da küçük bir işim çıktı. Onu halledip bir saate gelirim yanınıza. Siz gittiniz mi?" Diye sordu. Arkadan geçen araba sesleri geliyordu. "Hem o sesler ne dışarıda mısınız?" 

Ateş arabanın dışında bekliyordu. Sesin geldiği yola doğru baktı. "Yok oğlum ne gidicez ya! Bir saatte durduğumuz beşinci benzinlik burası. Daha yolun yarısına bile gelemedik." Dedi sinirle. Derince iç geçirdi. "Niye abi birşey mi oldu arabaya?" Diye sordu Toprak. İçeridekiler onun sesini duyuyordu. "Keşke arabaya birşey olsa. Yağız tuvaletten çıkamıyor. Artık ne yediyse." Dedi. Toprak içeride oturan Selma'ya baktı. Selma da ona bakıyordu. İstemsizce gülümsedi. Sonra Ateş devam etti.
" Girince de on dakikadan az durmuyor.  Bu gidişle beş saate varırız Sapancaya." Dedi yine bir sinirle. Bir süre sessiz kaldılar.

Kaderimin OyunuWhere stories live. Discover now