9. Bölüm - Ses Kaydı

224 14 35
                                    

Selma akşama ne yemek yapayım diye Dilan'ı iki sefer aramıştı ama o açmayınca bir süre bekledi ve tekrar aradı. Bu sefer telefon açılmıştı ancak Dilan'ın sesi hiç de iyi gelmiyordu. "Neyin var noldu?" Diye meraklandı Selma. Telefonu hoparlöre aldı. Dilan hıçkırarak ağlıyordu. Bir türlü ne olduğunu anlatamamıştı. Ancak Deniz'in "Konum at geliyoruz." dediğine tamam diyebilmişti. Hızla giyinen kızlar taksiye binip Dilan'ın yanına geldiler. Dilan şirketin karşısında ki bankın birine oturmuş öylece ağlıyordu.  Telefonu da sessize aldığından kimseye cevap vermiyordu. "Noldu neyin var?" Dedi kızlar. İkisi de Dilan'a sarılıp yanına oturdular. Dilan biraz sakinleşip derince nefes alarak herşeyi anlattı. Sonuna geldiğinde o anlar yine aklına gelmişti. Ateş'in ona hayal kırıklığı dolu bakışlarını asla unutamıyordu.

Kızlar ağzı açık dinlediler. "Vay karaktersiz kadın!" Dedi Selma. "Ben şimdi onun saçlarını tavuk yolar gibi yolmaz mıyım?"
Deniz şaşırarak ayağa kalkmış Selma'ya döndü. "Selma sen hayatında kaç kere tavuk yoldun ki?" Dedi merakla. Ortamın gerginliği saniyelik dağılmıştı.  Dilan bile gülümsedi. "Hiç yolmadım. Ama bu ilk olacak." Dedi yine sinirlenerek. Deniz de ayağa kalktı. "Şimdi gidip saldırırsan suçlu sen olursun. Unuttun mu zaten kasten yaralama suçun var."

"Ee ne yapacağız o zaman?" Diye sordu Selma sıkılarak. Bir yandan dizini sallıyor diğer yandan Deniz'i dinliyordu. Deniz Dilan'a bakarak
"Eve gidelim ne yapacağımıza orada karar veririz olur mu?." Dedi. İkisi de başını onaylar şekilde salladı. Sonra Dilan da ayağa kalktı. "Eşyalarım şirkette kaldı. Ben içeri girip onları nasıl toplayacağım?" Dedi Dilan. Yine gözlerinden birkaç damla yaş süzüldü. Artık ağlamaktan acıyan gözlerini sildi eliyle. Deniz de yanına oturmuştu. Selma'nın gözleri heyecanla  parlamıştı. Daha cümlesi biter bitmez atladı. "Ben alır gelirim. Kaçıncı kat hangi masa söylemen yeter."
"Selma bak başına iş açma." Dedi Deniz temkinle. Selma ellerini kelepçelemış gibi bir hareket yaptı. "Tamam birşey yapmayacağım söz." Dedi.
Ama bu hiç bir şey demeyeceğim anlamına gelmez.

Daha sonra hızla şirkete girip birinden kutu istedi. Eşyaları tek tek koymaya başladığında gözü etrafı inceliyordu. Birkaç kişi onu ters ters süzmüş ama yine de gelip birşey dememişlerdi. O etrafı toplarken Ateş ve Lale yanından geçip Ateş'in odasına girdiler. "Sen kimsin?" Diye bir ses geldi arkadan. Uzunca boylu yakışıklı bir adam şaşkınlıkla Selma'ya bakıyordu. "Neden topluyorsunuz masayı? Burası Dilan'ın masası." Dedi. Selma'nın elinden dosyayı geri aldı. "Biliyorum ben Dilan'ın arkadaşıyım." Dedi Selma. Çocuk iki kat şaşkınlıkla bakıyordu artık. "Ben de arkadaşıyım. Ama seni tanımıyorum." Dedi. Heykel gibi duran kemikli yüzü,iyi taranmış saçları ile onun Kartal olduğunu anlamak pek de zor olmadı. "Sen Kartal olmalısın." Dedi Selma da şaşkın nidayla.
Şey arkadaşı. "Dilan senden bahsetti. Ben onun yeni ev arkadaşıyım."

"Ne evi o Merve ile kalıyordu. Ayrıca neden topluyorsun burayı? Dilan nerede?" Dedi etrafa bakarak. Gözü Dilan'ı aradı ama göremeyince tekrar Selma'ya baktı. "Olanlardan haberin yok galiba." Dedi Selma da. Birkaç meraklı göze aldırmadan Kartal'a olanı biteni kısaca özet geçti. Onun evine gelişini de işten çıkarılmasını da. "Sen ne diyorsun Selma?" Dedi Kartal. Bir eli şaşkınlıktan ağzında kalmıştı.
" O, o asla böyle birşey yapmaz ki! Lale hanım nasıl böyle bir şeyle suçlar? Şimdi nerede? "  Selma masadaki birkaç şeyi de kutuya koyarak Kartal'a döndü.
"Şirketin önünde beni bekliyor. İçeriye girmek istemedi." Dedi. Kartal birkaç adımda pencerenin önüne gidip dışarıya baktı. Sonra Selma'nın yanına gelirken bir anda yönünü değiştirip kapıdan henüz yeni giren kişinin yanına geldi. Selma onun nereye gittiğine bakmak için döndüğünde gördüğü kişiyi ise hiç tahmin edemezdi.

"Yağız bey Dilan'ı işten çıkartmışsınız. Efendim o böyle birşey yapmaz biliyorsunuz. Bu projedeki sorunu da suçluyu da bulmak için çok uğraştı eğer o yapsaydı-" dedi bir nefeste. Yağız afallayarak Kartal'a baktı. Onu tutan kolu yavaşça indirdi."Ne Dilan'ı ne işten çıkarması Kartal bir dakika?" Dedi şaşırarak. Selma birkaç adım uzaktaki Yağız'ın karşısına geçti. "Birkaç saat önce çıkışını verdiğiniz çalışanınız! Bilmiyormuş gibi bir de utanmadan şaşırıyorsunuz." Dedi sinirle. Yağız ikinci bir şaşkınlıkla Selma'ya baktı. O elindeki bir kutu dolusu eşyayı masaya bırakmış karşısına geçmişti. Onu gördüğü ilk günkü gibi sinirliydi. "Ne dediğinizi anlamıyorum." Dedi. Selma'ya baktı."Hem senin ne işin var burada?"

Kaderimin OyunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin