İki Kiraz

3.5K 215 168
                                    


Bölüm şarkısı:Elif Buse Doğan:Bir Dalda İki Kiraz

Yorum ve beğenilerinizi bekliyorum arkadaşlar ♥️

Elimdeki sepetleri kiraz ağacının altına koyarak başımdaki yemeniyi düzelttikten sonra sepetin birini önüme koymuştum.
Dün gece babamın kirazların yettiğini söylemesi ile Kardelen ile birlikte canımız çekince toplamaya gidelim diye konuşmuştuk.
Ben ağaçtaki kirazları toplamaya başlamışken Kardelen de benim yanıma gelerek o da toplamaya çalışıyordu.
Babam bahçeye tek gitmemize müsade etmediği için Yaman abim ile Nurbanu yengem da bizimle birlikte gelmişti.
Onlar bizden biraz uzaktaki büyük kiraz ağacının yanında kiraz topluyordu ama ben onların kiraz toplamadıklarını arada gelen seslerinden anlıyordum.
Onların seslerini bastırmak için şarkı söylemeye başladığımda bir yandan da kalçalarımı kıvırarak olduğum yerde oynamaya başlamıştım.

Bir dalda iki kiraz ,biri al biri beyaz.
Eğer beni seversen mektubunu sıkça yaz
Eğer beni seversen mektubunu sıkça yaz.
Sallasana sallasana mendilini ...
Akşam oldu göndersene sevdiğini.
Sallasana sallasana mendilini...
Akşam oldu göndersene sevdiğini.

Elimde biriken kirazları sepetin içine attıktan sonra bir tur daha kendi etrafımda dönerek kalçamı kıvrırırken Kardelen de bana eşlik ediyordu.
Ben gülerek şarkıyı söylerken Kardelen de arada elleri ile alkış tutuyordu.

Bir dalda iki ceviz aramız derya deniz.
Sen orda ben burada ne bet kaldı ne beniz.
Sallasana sallasana mendilini....
Akşam oldu göndersene sevdiğini
Sallasana sallasana mendilini....
Akşam oldu göndersene sevdiğini.

Kardelen dolan sepetini başka ağacın altına götürmek için ardını döndüğünde ben belime dolanan kollar ile çığlık atacağım zaman Mihrali'nin sesini duymam ile kendime hakim olmuştum.

"Şşş benim yavrum korkma."

Mihrali beni belimden kaldırıp ağaçların arasından uzak bir yere götürdüğünde ben sessizce etrafıma bakıyordum.

Mihrali beni büyük bir ceviz ağacının altına çekerek ellerini belimden çektiğinde ben hemencecik yönümü ona dönmüştüm.
Dudaklarımı ona sıkça bastırarak geri çekildiğimde onun elleri belim ile kalçalarım arasında dolanmaya başlamıştı.

"Kızım deminden beri o kıvırdıkça sallanan kalçalarına dokunmak için öldüm lan."

"Eee şimdi dokun o zaman...hem sen ne zamandan beri beni izliyorsun."

Mihrali sözlerim ile kalçalarımı avuçları arasında yoğururken ben kendimi ona yaslamıştım.

"Evin önünden beri takip ediyorum sizi ... gözlerimi de sen kalçalarını kıvırmaya başladığında bir ara Yakup 'un kafasına vurmak için yönümü dönmek zorunda kalmıştım o zaman izleyemedim bir ."

Sözleri biter bitmez bu kez de o benim dudaklarıma saldırdığında bende hemen ona karşılık vermiştim.
Dudaklarımı o kadar sert öpüyordu ki ağzımdan çıkan inilti seslerini zapt edemiyordum.

Mihrali'nin elleri hala kalçalarımı okşarken benim ellerim onun boynunda omuzlarında dolanıyordu.

"Dün gece niye gelmedin sabah dek seni bekledim ...ha geldi ha gelecek diye."

"Dün burada değildim yavrum... işlerim vardı onlarıda ancak bu sabah halledebildim."

Ne işin var diye sormak istiyordum..onun benim yanımda değilken ne yaptığını hep merak ediyordum.

Alageyik Where stories live. Discover now