Arsız Damatlar

2.9K 189 125
                                    


Bölüm şarkısı:Elif Buse Doğan:Sallan boyuna bakayım.

(Müziği açıpta okuyun arkadaşlar)

Bol beğeni ve yorum bekliyorum arkadaşlar.Ramazan boyunca Alageyik 'e bölüm gelmeyecek günah bro😂

Gecenin epeyce ileri bir saati idi... yıldızların en net ortada parladığı geceyi gündüz gibi aydınlattığı bir andı.
Mihrali en son dün gece geldiği evin önüne atını durdurarak ipini evin yan tarafındaki elma ağacının uzun dalına bağlamıştı.
Bu gece Gazal'ın kendisinin geleceğinden haberi yoktu kendince sürpriz yaparak onu şaşırtmak istiyordu.
Atın yanından ayrılacağı zaman son anda aklına gelen şey ile hızla atın yanına geldiğinde atın heybesine bıraktığı keseri alarak evin arka tarafına doğru yürümeye başlamıştı.
Arka tarafa geldiğinde gözü kısa bir an için Yaman'ın kaldığı odaya değmiş ışığı yanmayan ses te gelmeyen odadan bakışlarını alarak biraz ilerideki Gazal'ın penceresinin altına doğru yürümeye başlamıştı ki gördüğü kişiler ile adımları durmuştu.
Kardelen ile Yakup gecenin bir vakti zeytin ağacının altında dip dibe duruyordu.
Mihrali sert adımlarla onlara doğru yürümeye başladığında Yakup hemen kendisini fark ederek Kardelen i arkasına doğru çekmiş korku dolu gözlerle kendisine bakıyordu.

"Senin ne işin var lan burada...hemde kızın yanında!"

Mihrali'nin sesi kısıktı ama sesindeki öfke ayan beyan ortadaydı.
Mihrali gözlerini Yakup 'un gözlerinden çekmiyordu...onun sert yutkunuşunu görmüş bakışlarını bu kez de Yakup un arkasında korkudan titreyen Kardelen e çevirmemişti.

"Ağam Kardelen gitsin biz öyle konuşalım seninle...olur mu ağam?"

Çünkü Yakup biliyordu ki Mihrali ağasının sözünü çiğnemiş Kardelen in peşini bırakmamıştı .Dayak yemeye hazırdı ama bunun Kardelen in gözleri önünde olmasını asla istemezdi.
Mihrali tek ses etmeden sadece başını salladığında Yakup Kardelen i bileğinden tutarak Mihrali'nin yan tarafından geçmesine yardımcı olmuştu.
Kardelen son kez Mihrali ye korku dolu gözlerle ona bakarak koştuğunda Mihrali Yakup a bakarak başı ile ileriyi işaret etmişti.
Bu gece Yakup 'un hesabı çok ağır geçecekti.

İkisi de Mihrali'nin atının yanına vardığında Mihrali elindeki keseri tekrardan heybesine koyarak atına binmişti.
Yakup ise dayağın burada olmayacağını anlayarak yan tarafta kalan komşu evin yan tarafına bıraktığı atına binerek Mihrali yi takip etmeye başlamıştı.
Köyün yüksek bir tepesine çıktıklarında Mihrali atından atlayarak kayalıkların üzerine oturduğunda Yakup da ağasını takip ederek yanı başında beklemeye başlamıştı.

"Otursana lan illa davet mi bekliyorsun!"

Yakup şaşırarak Mihrali'nin yan tarafında kalan kayanın üzerine oturduğunda gözleri tepenin aşağısında kalan köye takılı kalmıştı.
İkisi de bir müddet sessizce köyü izledikten sonra ilk konuşmaya başlayan Mihrali olmuştu.

"Neden Yakup neden aslanım...ben sana o zamanlar Kardelen i seviyorsan kızı üzme demedim mi?
Sen ne yaptın öyle bir şey yok ağam ben kim sevda kim dedin.
Eee şimdi niye o kızın etrafında dönüp duruyorsun lan!"

Mihrali'nin sonlara doğru yüksek çıkan sesi ile Yakup başını önüne eğmişti.
Mihrali onun konuşmayacağını düşünürken Yakup 'un başı önde konuşması ile sessizce onu dinlemeye çalışıyordu.

"Doğru o zaman öyle dedim çünkü ben bile kendimi kandırıyordum ağam... bilirsin beni gençliğim sizin yanınızda geçti.
Bunca zaman etrafımda onlarca kız oldu hepsiyle gönül eğledim hiçbiri ile ciddi olmadım gamsız hovardanın tekiydim."

Alageyik Where stories live. Discover now