Delikurt'un İntikamı

4.6K 293 160
                                    


Beğeni ve yorum bekliyorum arkadaşlar.

Bölüm şarkısı:Şeyhim Beni Işınla

Genç kız gecenin en karanlık ve en sessiz zamanını beklemiş sonunda etraftan en ufak ses dahi gelmediği bir zamanda ise konağın kapısını yavaşça açarak etrafı kontrol etmeye başlamıştı.
Eğer yakalanırsa ve yaptığı açığa çıkarsa bu onun da sonu demekti.
Adımlarını sessizce atmaya devam ederken kapının gıcırdayan sesi ile biran durmuş arkasına bakarak bir duyan var mı diye bakışmıştı ama kimsenin duymadığına emin olduğunda hızlıca dışarıya çıkmıştı.
Konağın etrafını çeviren ağaçların diplerinden geçerek karşıdaki ahıra ulaşmaya başlamıştı.
Konağın karşısında kalan ahır hemen hemen yüz adımlık bir mesafede olduğundan önce adamları kontrol etmiş ardından da saklanmak için en uygun alanın burası olduğunu anlamıştı.
Ahırın yanına geldiğinde ise ön kapıda iki adamın kendi halinde muhabbet ettiğini görmüştü.

"Allah'tan küçükken çok yaramaz bir çocukmuşum."

Ahırın arkasına doğru yürümeye başladığında ise ayağına takılan çalı ile yüz üstü toprağa düştüğünde yüzünün yarısı hayvan pisliğine bulaşmıştı.
Allah'tan düşerken ses çıkarmamaya dikkat etmişti yoksa adamlar anında kendisini enselemişlerdi.Küçüklüğünden beri nazik bir kız çocuğu olmamıştı, dışarıdan bakan biri kendisinin çıt kırıldım olduğunu düşünürken aksine düştükçe daha iyi ayağa kalkan biri olmuştu.

Yüzündeki hayvan pisliğini sol eli ile temizleyerek çektiğinde burnuna gelen koku ile midesini iki boş öğürme ile atlatmış ardından adımlarını tekrar arka tarafa doğru çevirmişti.Giderken de kendi kendine gaza getirmeyi ihmal etmiyordu.

"Hehey yavrum biz zamanında ne boklar yedik bunlar bize koymaz!
Hadi kızım sen yaparsın."

Ahırın arkasında yığılı samanların üzerindeki küçük pencerenin açık camı ile olduğu yerde iki kere zıplayarak sevincini yaşamış ardından da tek tek saman balyalarının üzerine çıkarak en yüksek yerine ulaşmıştı.
Kafasını pencereden içeriye soktuğunda ise elleri yukarıya zincirle bağlı bir adamı görmesi ile elini ağzına götürmüştü .
Çünkü adamın yüzünün her yeri yara bere içinde de ve bedeninde birsürü morluk ile kan vardı.
Acele ile bedenini pencereden içeriye soktuğunda ayaklarının basacağı bir yer aramış ama iki saman balyası dan başka birşey göremeyince oradan atlatmak zorunda kalmıştı.
Samanların üzerinden yere yuvarlanarak düştüğünde ise sol dirseğini yere vurmuştu.

"Oyyy anammm ,ulan seni buraya koyanın aklına tüküreyim "

Oturduğu yerden kalkarak elleri bağlı adamın önüne geçerek yüzüne gelen saçlarını geriye doğru çektiğinde eli hareketsiz kalmıştı.

"Ulan bu adama nasıl kıydınız be...şu yakışıklılığa bak hele sırtı harman yeri gibi mübarek yavrum benim."

Yaman kulağına gelen sesler ile gözlerini açtığında.
Karşısında orman yeşili gözler ile karşılaşmış ardından da tekrar kapanacak gözlerini zorlukla açık tutarak konuşmaya başlamıştı.

'K-kimsin?"

"Ay be-ben Nurbanu,sen kimsiniz acaba?"

Yaman duyduğu ile yüzünü buruşturup dermanı kalmayan bacaklarından son gücüyle destek alarak ayağa kalktığında geçen kızın karşısında daha da büyüyen cüssesi ile Nurbanu 'nun ağzından hayert dolu bir nida döküldü.

"Çüşşş...anan seni neyle besledi be yavrum!"

"Ulan kafam zaten bir milyon...eğer kurtarmayacaksan çık git daha da şişirme kafamı."

Alageyik Where stories live. Discover now