Zifaf Odası

4.3K 258 115
                                    


Bölüm şarkısı: Gülay: Sürüler İçinde

Bölüm iki part halinde olacak arkadaşlar beğeni ve yorum bekliyorum 🥰

Mihrali ertesi gün sözünü tutarak Mâlik in kızı ile eski karısını alarak köye gelmişti.
Ben onlardan evvel Mâlik in yanına vardığımda Mâlik evinin arkasında kalan kavak ağacının dibine oturmuş elinde tuttuğu bebek patikleri ile konuşuyordu..
Yanına geçip oturduğumda dahi beni görmeyen gözleri biran olsun elindeki beyaz partilerden çekilmezken Mihrali'nin atının nal sesleri ile başını kaldırmış ilk kez kızı Gülbeyaz ile yüz yüze gelmişti.Mâlik in gözleri asla Suna yı görmemişti ama anlamıştı Suna nın yanındaki dünyalar güzeli kızın kendi kızı olduğunu. Oturduğu yerden kalkarak Gülbeyaz ın önüne koşmuş eli ile kızının saçlarını okşamaya başladığında bende kendimi tutamamıştım.

"Bebek doğmuş...bebek büyümüş kocaman kız olmuş.Malik in kızı olmuş...yavrusu olmuş.
Mihrali sözünü tutmuş... kızını bulmuş."

Mâlik in sözleri ile Gülbeyaz babasına sarılarak ağlamaya başladığında bende kendimi tutamayarak ağlamaya başlamıştım.

"Baba...babammm sana geldim ,artık seni hiç bırakmam baba.Asla bırakmam."

"Mâlik de bırakmaz kızını,tutar kolundan sımsıkı tutar bırakmaz artık."

Mihrali'nin arkasında kalan Suna ise onlara pişman gibi bakımıştı... yılların getirdiği bir pişmanlıktı onunki .Bir babadan kızını ayrı koyamanın pişmanlığı vardı o gün gözlerinde.

O günden sonra hergün Mâlik in yanına gitmiş kızı ile birlikte kurduğu yeni hayatını izlemiştim.Malik Suna yı istemeyince Suna uzaklara gitmişti.Bu birkaç gün içinde de öğrendiğim şey ise zamanın birdaha bize bukadar güzel gelmeyeceği idi.
Ben kendi içimde Mihrali yi affetmiştim ama bunu ona söylememiştim.
Birkaç gündur yolunu gözlendiğim halde gelmemişti.
Ama o gün gitmeden evvel Yaman abi nın aradığı ebe kadından bir iz bulduklarını söylemişti.Belki de o yüzden gelemiyordur diye kendimi avutuyordum aslında çünkü başka türlü gelmemesi daha çok canımı yakardı.
O günden sonra babam sürekli gözlerime bakarak benim kendi içimde yaptığım itirafı benden bekliyordu ama onun karşısına çıkıpta Mihrali yi affettiğimi diyemezdim.

....

Yakup aradan geçen birkaç günün ardından tekrar soluğu Mahmut efendinin evinin önünde almıştı.
Kapının önüne geldiğinde atından inerek üstündeki gömleğin yakalarını çekiştirip elleri ile de saçlarını arkaya doğru dağıtarak kendisine çeki düzen verdiğin heycan ile kapıyı çalmıştı.
Kapı açıldığında Yakup kapıyı kimin açtığını görmek için başını öne doğru uzatarak kapının ardında doğru bakamy çalışırken kapıyı açanın Kardelen olduğunu görmesi ile çalınca gülümseme ye başlamıştı.

Kardelen karşısında gördüğü Yakup ile kapıyı onun suratına carparak kapatmıştı.Kapı tekrardan çakmaya başlayınca merdivenlerden inerken söylenen babası ile başını o tarafa doğru çevirmişti.

"Kızım açsana kapıyı , kimmiş gelen bir görelim."

Kardelen kızaran yanaklarını babasından gizlemeye çalışarak önüne döndüğünde babası hemen yanına gelerek kapıyı açmıştı.
Mahmut efendinin karşısında gördüğü Yakup ile gülen yüzü anında solarken Yakup hala tüm sevimliliği ile gülümsemeye devam ediyordu sonuçta kayınbabasına kendisini sevdirmesi lazımdı.

"Selamün aleyküm Mahmut emmi, nasılsın iyisin inşallah?"

"Sen yine niye geldin lan Mihrali'nin yardakçısı?"

Alageyik Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt